3.1

42.1K 1.7K 292
                                    

Hoşgeldin:)

Medya da Sudeciğimiz var!

Bölüm*

Tam bir sene.. Bir senedir bu salak Cana karşı durdurulamaz hislerim vardı.

Mayısla ilk tanıştığımız zamanlar Canı pek fazla farketmemiştim. Hatta bazı hareketlerini çok dengesizce buluyordum. Çocuk gibiydi hep.

Ama geçen sene Mayısın doğum gününde Canla dans etmiştik. O gün kalbim benden istemsiz çok hızlı atmıştı, anlam verememiştim. Ondan sonra ki günler Can hep ilgimi çekmeye başlamıştı. Nereye baksam onu görüyordum sanki.

'Oda işiyor' durumuna gelmiştim anlayacağınız.

Düşüncelerimin arasında koşmaya devam ettim. Nefesim kesilmişti artık.

"Dursana artık salak, nefesim kesildi koşmaktan!" Kalbime giren sızıyla olduğum yerde kaldım ve elimi kalbime koyup derin nefesler almaya başladım.

Bana doğru gelen adım sesleri tam önümde kesilmişti." Niye koşuyorsun salak?" Canın saçma sorusuyla gözlerimi devirdim ve yere oturdum.

"Senin yüzünden beyinsiz aptal!" Can yanıma çöküp oturdu ve mavi gözlerini yüzümde gezdirmeye başladı.

"Kız çekirdek parkta kaldı. Kalbim acıdı bak,o kadar para vermiştim ona." Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Yani şuan romantik bir an yaşıyor olabilirdik aptal!

"Bırakıp kaçmasaydın o zaman." Can bu sefer ciddi bir ifadeyle gözlerime bakmaya başladı. Sanki birşey söylemek istiyordu ama söylerse dünya yıkılacakmış gibi korkuyordu.

Yani gözlerine bakarak bunu anlıyorsam, kesinlikle benimle evlenmeliydi.

"Kaçmasaydım, o çekirdekleri kabuklarıyla beraber yedirirdin bana." Ucu açık cümlesine karşı kaşlarım alayla havaya kalktı." Niye öyle birşey yapayım ki?" Dedim yerde iyice yayılarak.

"Çünkü senden hoşlandığımı sandın." Duyduklarım karşısında hayal kırıklığına uğramıştım.

'Ben seni seviyorum salak' diye yüzüne bağırmak istemiştim. Tabiki de sadece istemiştim, bide yapsamıydım salak mısınız?

"Keşke kaçmayıp ne yapacağımı görseydin." Hızla yerden kalktım ve koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum, koşuyordum.

Çünkü ben malım.

Can bana yetişip kolumdan tuttu ve sertçe kendine doğru çevirdi. Çekimin etkisiyle bedenlerimiz çarpışırken heyecandan bacaklarım titriyordu.

Ne alaka bilmiyorum ama kendimi, yoğurda batırılmış cips gibi hissediyordum.

Aniden yağmurun bastırmasıyla sinirle inledim. Yağmurda ıslanmayı sevmezdim.

Can bunu bildiği için üstündeki hırkayı çıkarıp kafamın üstüne tuttu.

"Sende ıslanıyorsun mal." Dedim üzüntüyle mutluluk arasında gelip giderken.

"Ben sırılsıklam olalı çok oluyor." Diyerek gülümsedi Can.

Yağmur bitene kadar birbirine fazlaca yakın olan bedenlerimizi umursamadık ve orda öylece gülümseyerek birbirimizi izledik.

***
Bölümün minnoşluğuna ağlayabilirim:'))

İyi günler çiçeklerim:)




SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin