5.2

27.7K 1.2K 380
                                    

Hoşgeldin:)

Siz bölüme geçin ben medyaya erimekle meşgulüm:')

Bölüm*

-Kaan-

Sessizlik.

İlk defa sessizlik beni korkutuyordu.

Normalde gürültüden nefret ettiğim için hep sığındığım sessizlik, şuan bana cehennemi yaşatıyordu.

Herkes kabuğuna çekilmiş sessizce ağlıyordu. Kimsenin ses çıkarmaya cesareti yoktu.

'Mayıs neden içerde yatıyor?' Diyecek gücümüz yoktu.

"İfademi verdim." Diyerek oturduğum duvar dibine çöken Boraya sönük bir bakış attım. Sessizlik tekrar hakimiyeti ele alırken, başımı ellerimin arasına alıp sıkıştırdım. Ellerimdeki kanı tekrar görünce içim çekilmişti.

"Kaan böyle yapma kardeşim, Mayıs güçlü kız. Sana katlanmış o kadar zaman, bi hastaneden mi çıkamayacak?" Bora beni kendime getirmek için kendi gözyaşlarını saklıyordu.

Oysa ben onun ne kadar duygusal olduğunu çok iyi biliyordum.

"Gel elini yüzünü bir yıkayalım. Perişan olmuşsun, şu haline bak." Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Mayıs içeride can çekişirken, ben kendime gelemem." Kanlı elimi dudaklarıma götürüp öptüm.

Mayısın kanıydı bu, nasıl yıkardım elimi?

"Ama Mayısın sana ihtiyacı var, toparlanman gerek." Boranın dediklerini es geçip yavaşça ayağa kalktım.

Hüngür hüngür ağlayan Sudeye baktım. Kendiside çok fazla acı çekmesine rağmen hala Sudeyi teselli eden Cana baktım.  Kızının içeride yatmasına katlanamayan acılı anneye baktım. Hastane duvarlarını yıkıp, kızını bağrına basmamak için direnen babaya baktım.

Akşam yemeği için kızlarını bekleyen insanlar, şimdi bir hastane koridorunda kızlarının ölmemesi için dua ediyorlardı.

Sinirle yumruğumu sıktım ve koridorun sonuna kadar yürüyüp tekrar yere oturdum. Dışarı çıkmak istiyordum ama yapamıyordum.

Mayıs nefes almak için bir cihaza muhtaçken, ben gökyüzüne bakıp temiz havayı içime çekemiyordum. Elimden gelse Mayıs kalkana kadar nefes almadan durmak istiyordum.

"Mayıs Dumanın yakınları." Doktorun sesini duymamla hızla ayağa fırladım ve ameliyathanenin önüne gittim.

"Kızım iyi olacak mı Doktor Bey?" Babası gözyaşlarını silip yalvarırcasına konuşmuştu.

"Kurşunu çıkarttık fakat çok kan kaybetmiş. Hayati tehlike devam ediyor, B Rh (-) negatif kana ihtiyaç var." Mayısın kan grubunu duyunca hevesle gülümsedim. Tam konuşacağım sırada babası konuşmuştu.

"Benim kanım tutuyor, hemen vereyim." Annesi kaşlarını çattı.

"Ama sen şeker hastasısın Mustafa." Dedi ve bakışlarını doktora çevirdi.

"İnsülin kullanmıyorsa kan verebilir." Doktorun sözlerinden sonra Mustafa Amcanın yüzü düşmüştü.

"Kullanıyorum, nereden bulacağız şimdi?" İçimdeki umut tekrar yeşerirken heycanla atıldım.

"Benim kanım tutuyor, ne kadar gerekiyorsa alabilirsiniz." Doktor memnuniyetle gülümserken, Mayısın anne ve babası minnetle bakışlarını bana çevirmişti.

"Kronik bir rahatsızlığınız veya daha önceden geçirmiş olduğunuz bir organ nakli var mı?" Kafamı hayır anlamında salladım.

"Devamlı kullandığınız bir ilaç var mı?" Kafamı tekrar olumsuz anlamda salladığımda, doktor eliyle yolu gösterdi.

SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin