4.2

40.3K 1.5K 235
                                    

Hoşgeldin:)

Bölüm*

"Bak daha iyisin değil mi?" Bıkkınlıkla gözlerimi devirdim.

"Kaan, kaçıncı soruşun acaba?" Kaan elleriyle sayıyormuş gibi yaptı.

"Bilmem, on sekiz galiba." Yataktan hafifçe doğruldum ve arkama yaslandım.

Ben iyice kötüleşince hastaneye gelmiştik. Acilde serum takmışlardı.

"Ölmüyorum Kaan, gayet doğal bir soğuk algınlığı."

"Olsun kızım, seni bulmak uğraştırdı. Kaybetmeye niyetim yok." Gözlerimi gözlerine diktiğimde kalbim bir anda hızlanmıştı.

"Öyle mi?" Dedim gülerek. Kaan yanıma geldi ve dizini yatağa yaslayıp üstüme doğru eğildi.

"Öyle." Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Sıcak nefesi kalbimi delerken düzgün nefes almam mümkün değildi.

Acildeki yatağın yanındaki perde hızla çekildiğinde içeri annem girmişti.

"Kızım, dedim ben sana gitme okula diye. İyi misin yavrucuğum?" Annemin sesini duymamla hemen Kaanı ittirdim. Ani itişim yüzünden dengesini sağlayamadığı için sert bir şekilde poposunun üstüne düşmüştü.

"Ah! Napıyorsun kızım, gitti çanak." Kaanın bu haline kahkaha atmamak için yanağımı içten ısırıyordum.

"Bu kim Mayıs?" Annemin sorusuyla, gülme isteğim beni bırakıp uzak diyarlara yol almıştı bile.

"Sevg-" Hızla araya atladım ve Kaanın lafını ağzına tıktım.

"Okuldan arkadaşım, ben fenalaşınca benimle geldi." Kaana uyarıcı birkaç bakış attım.

"Eee, evet okuldan arkadaşız. Çok yakın arkadaşız hatta." Diyerek yerden kalktı Kaan.

Annem bakışlarını ikimiz arasında gezdirdikten sonra yanıma geldi ve yatağın kenarına oturdu.

"Baban da işte o yüzden gelemedi, sen nasılsın bakalım?" Annemin konuyu geçiştirmesine sevinsem mi, üzülsem mi bilememiştim.

Çünkü bu tavrını biliyordum. 'Sonra konuşacağız seninle' tavrıydı.

"Abartılacak birşey yok anne, üşütmüşüm işte." Annem kaşlarını çattı ve çantasını açtı.

"'Abartma' diye diye hastanelere düştün, sus bakalım. Çorba getirdim sana." Annem açtığı çantasından çıkardığı saklama kabının ağzını açtı ve poşetten kaşığı çıkartıp çorbaya daldırdı.

Kaan yan taraftaki boş sedyeye oturmuş beni izliyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde bana öpücük atmıştı. Gözlerimi kocaman açtım ve elimi ağzıma götürdüm.

Annem neler olduğunu anlamak için baktığım tarafa döndüğünde, Kaan hemen toparlanmış ve yakalarını düzeltmişti.

"Oğlum, sen su al gel hadi." Kaan annemi başıyla onaylayıp hızla gittiğinde annem bana dönmüştü.

"Kim bakalım bu çocuk?" Ağzıma getirdiği kaşıkdaki çorbayı içtim ve yutkundum.

"Dedim ya, okuldan arkadaşım." Annem kaşığı kabın içine koydu ve yüzüme baktı.

"Kaan olan mı?" Şokla gözlerimi açabildiğim kadar açtım.

"Sen nerden biliyorsun be?" Diyerek yutkundum.

"Bilirim, anneyim ben anne." Gözlerimi devirip anneme baktım.

"Anne, anneler sihirli olmuyor. Aklımı da okuyamayacağına göre, bunun annelikle fazla ilgisi yok bence." Annem elleriyle oynayarak gözlerini oda da gezdirdi.

Şuan bu pozisyonda benim olmam gerekmiyor mu?

"Odanda bir defter vardı, turuncu kapaklı.." Annemin günlüğümü okumaması için dua ederken, 'devam et' dercesine elimi salladım.

"Ben odanı süpürüyordum, defter masanın üstündeydi. Çarptım yanlışlıkla,yere düştü kapağı açıldı. Bende açılan sayfayı okudum." Annem saçını kulağının arkasına itekleyip devam etti." Ama sadece açılan sayfayı, vallaha bak. Gerisine hiç bakmadım." Derin bir nefes aldım ve arkama yaslandım.

Annemin en sevdiği tişörtünü, ütü yaparken yaktığımı öğrendi diye ödüm kopmuştu vallaha.

"Hee, sadece o sayfa mı? Ödümü kopardın kız." Annemin omzuna hafifçe vurdum.

"Seviyor musun sen bu çocuğu?" Anneme bakmadan kafamı sallamıştım.

"O seni seviyor mu?"

"Seviyorum." Elinde iki şişe suyla içeri giren Kaana döndü bakışlarım.

Gülümseyerek ona baktığımda, oda bana gülümsemişti.

"Teşekkürler evladım." Annem, Kaanın uzattığı suyu aldı ve bana içirdi.

O sırada içeri giren hemşire yanıma geldi ve serumu kontrol etti."İsterseniz çıkabilirsiniz, serum bitmiş. Doktorun verdiği ilaçları da almayı unutmayın, geçmiş olsun." Hemşire dikkatlice serumu kolumdan çıkardı ve gitti.

"Kaancığım sen Mayısın kalkmasına yardımcı ol, bende önden gidip taksi çevireyim." Annem saçımdan öptü ve çantasını alıp odadan çıktı.

Kaan annemi yolcu ettikten sonra bana döndü ve üzerime gelmeye başladı.

"Nerede kalmıştık?" Sırıtarak yatağın yanına oturdu.

"Benim kalkmama yardımcı olacaktın." Kaanın ima ettiği şeyi anlamamazlıktan gelmiştim.

"Anlaşıldı. Neyse sonraya erteleyelim bakalım." Burnumun ucundan öptü ve kalkmama yardımcı oldu.

"Kaan, annemin sorusuna 'sevgilisiyim' cevabını vermeye kalkışırken aklından tam olarak ne geçiyordu?" Kaan üzerindeki hırkayı çıkardı ve bana giydirdi.

"Sevgilim olduğun." Ellerimi omuzlarına koydum ve ayağa kalktım.

"Sevgilin miyim?" Kaan ellerini belime yerleştirdi ve konuştu.

"Öylesin ve seni seviyorum. O gün seni çağırma amacım da buydu zaten, seni sevdiğimi söylemek." Kafamı kaldırdım ve Kaanın gözlerine gülümseyerek baktım.

"Bende seni seviyorum." Kollarımı boynuna doladım ve sımsıkı sarıldım.

Sarılışıma karşılık, Kaan da ellerini belime doladı ve sımsıkı sarıldı.

Hep böyle kalsaydık keşke diye geçirdim içimden.

Sımsıkı bağlı.

***
İyi günleer:)






















SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin