5.4

26.9K 1.2K 236
                                    

Hoşgeldin:)

Medya;Mayıs&Kaan🧡

Bölüm*

Mayısın yarı açık yarı kapalı gözlerine hasretle baktım. Kesinlikle bu güzel gözler her daim canlı bakmalıydı.

Yorgundu, çok yorgun.

"Mayıs." Dedim titreyen sesimle.

Ama cevap gelmedi.

"Mayıs güzelim geçti, bak ben burdayım." Mayıs konuşmuyordu. Gözleri tekrar kapanmıştı.

Korkuyla dışarı çıktım ve doktoru aramaya başladım. Dışarıda bekleyenler benim bu telaşlı halimi görünce korkuyla ayağa fırlamışlardı.

"Kaan, birşey mi oldu?" Canın sorusunu es geçip, elindeki dosyalarla asansöre binmekte olan doktora seslendim.

"Doktor Bey!" Doktor, benim seslendiğimi duyunca asansöre binmekten vazgeçip bize doğru yürümeye başladı.

"Buyrun?" Diyen doktora, içerde olanları anlatmaya başladım.

"Mayıs benimle konuştu. Gözleri hafif açıktı ama geri kapandı. Ne oldu, neden geri kapandı?" Doktorun gözleri hevesle parlarken, elindeki dosyaları koridordan geçen bir hemşirenin eline tutuşturdu.

"Lütfen bekleyin." Hızla ameliyathaneye giren doktorun arkasından bakakalmıştık.

"Ne diyosun Kaan, harbi mi lan?" Can, sevinçle ellerini saçlarından geçirdi ve işaret parmağını ısırdı.

Sudeyle Betül Teyze sevinçle birbirlerine sarılırken, bu sefer mutluluktan ağlıyorlardı. Mustafa Amca ise sevincini içinde yaşıyormuş gibiydi. Sessizce doktoru bekliyordu.

Ameliyathanenin sürgülü kapısı yavaşça açıldığında, hepimiz kapıya toparlanmıştık. Doktorun yüz ifadesinden nasıl bir haber vereceğini çözmeye çalışmıştım ama yüzünde hiçbir ifade yoktu. Dümdüz bakıyordu.

"Gözünüz aydın, Mayıs uyandı. Ama çok yorgun olduğu için geri uyumuş, biraz dinlenmesi gerekiyor. Birazdan normal odaya alacağız." Kaç gündür üzerimden asla kalkmayan yük, herşeyini toplayıp beni terketmişti. Derin bir nefes alıp, gülerek geri verdim.

Can kollarını bana sarınca, bende sıkıca ona sarılmıştım ve sırtına iki kere dostane bir şekilde vurmuştum.

"Oh Allahım sana şükürler olsun, yavrumu bana bağışladın." Betül Teyze ellerini açmış dua ederken, Mustafa Amca doktora teşekkür ediyordu.

Omzuma dokunan elle arkama döndüğümde, Borayı görmüştüm.

"Kaan, biraz gelsene." Bora beni çağırdıktan sonra, Cana bir iki el hareketi yaptı ve onunda yanımıza gelmesini sağladı.

Ameliyathanenin önünden uzaklaştıktan sonra durduk.

"Ne oluyo lan?" Can merakla konuştuğunda, bende bir gözümü kırparak 'hayırdır' işareti yapmıştım.

"Öncelikle güzel haberi vereyim. Kadir şerefsizi yakalanmış. Suçunu itiraf etmiş." Kaşlarımı çattım.

"Kötü haber ney?" Bora baştan aşağıya beni süzdü.

"Kötü haber ise, Mayısın normal odaya alınacak olmasına rağmen senin yaklaşık üç gündür hala kanlı kıyafetlerle duruyor olman." Can büyük bir kahkaha atarak Boraya çak yaptı.

İkisi çak yaparken gözlerimi devirdim.

"Ee nolmuş yani?" Arkamdaki duvara yaslandım ve elimle saçlarımı karıştırdım.

SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin