Sarı torba

38.7K 2.9K 252
                                    

Boynumda ki amansız ağrı ile gözlerimi araladığım da birkaç saniye kör bakışlarla çevremi izledim. Kulağıma dolan gürültüleri ayırt edebilmek için kendimi toparlamaya çalışıyordum. Elimi acıyan boynuma götürmek için bir hamle yapmaya kalkıştım ama sımsıkı bağlanmış bileklerimin acısıyla inledim.

Görüşüm netleşirken önce karşımda ki adamlara baktım ve kulağıma dolan sözcükler anlama kazanmaya başladı.

"Lan geri zekalı mısınız siz? Bu kız kim lan? "

"Abi Tuncel'in yanındaydı bizde getirdik"

"İyi halt ettiniz. Aptallar "

Ne yani beni yanlışlıkla mı kaçırmışlardı? Yani benim askerlerle çalıştığımı bilmiyorlardı ve olayın benimle alakası yoktu. Bakışlarımı etrafta gezdirirken yanımda ki adamı gördüm ve gözlerim korkuyla irileşti. Ağzı gözü kan içinde kalmış bu adam kesinlikle Tuncel idi ama neden onu kaçırmışlardı? Ne istiyorlardı? Ve ben ne zamandır kendimde değildim?

Oturduğum yerde kıpırdanmam ile bir anda tüm gözler üzerime dönünce ağzımda ki bezi çıkarmaları için işaret yapmaya çalıştım. Madem masumdum beni bırakabilirlerdi.

"Açın lan şunun ağzını" aralarında sözü dinlenen adamın karşımda ki kısa boylu ama fazlasıyla kalıplı olan esmer adam olduğunu o an anladım.

Dudaklarımın üzerindeki bez gittiğinde derin bir soluk alıp, "Benden ne istiyorsunuz?" diye sordum.

"Bu adamı nereden tanıyorsun?" derken yanımda bir ölüden farksız duran adamı işaret etti ama ben dönüp bakamadım. Çünkü her yeri kan içinde ki görüntüsü beni alt üst etmeye yetmişti.

"Tanımıyorum " diye neredeyse ağlamaklı bir sesle cevap verdim. Daha çok kendime gelip etrafı incelerken içimde ki korku baş göstermeye başlamıştı ama yine de sakin olmalı ve buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıydım.

"Çalıştığım mekana gelmişti bir kez orada gördüm. Bugünde markette karşılaştık sadece " dedim hızlı hızlı

"Çalıştığın mekan?"

"Meyhanede şarkıcıyım ben"

"Meyhane? Kim senin patronun?"

"Kenan Alpay" adam dudaklarının arasından bir küfür mırıldandı.

"Bu herif sizin meyhaneye gelip Kenan ile mi konuştu. "

"Evet" diye mırıldandım. Ortada ne haltlar dönüyordu anlamıyordum. Zaten hala boynumda ki acı ile bütün başım zonkluyor acıdan nefesim kesilecek gibi oluyordu. Şerefsiz herif nasıl vurmuştu bana böyle.

"Ne konuştular? "

"Bilmiyorum. Ben sadece şarkıcıyım. Bırakın beni gideyim ne olur"

"Kes lan sesini. Kapatın şunun ağzını, Tuncel şerefsizini de ayıltın"

Ben itiraz edemeden tekrar ağzımı kapattıklarında adamlardan birisinin elinde ki bir koca suyu yanımda ki Tuncel'in üzerine serpmesi ile adam acıyla inleyerek gözlerini araladı. Bense biraz korku, biraz da merakla çevremde olanları izliyordum. Bir yandan da aklımdan geçen tek şey buradan sağ çıksam bile Turan'ın beni öldürecek olduğuydu. Yine kendi başıma hareket etmiştim ve yine başımı belaya sokmuştum ve bu sefer haberi bile yoktu. Yokluğumu ne zaman fark ederlerdi bilemiyordum. Öğleden sonra ki toplantıya gitmeyince anlayacaklarını düşünüyordum ya da bana ulaşamayan Turan belki merak edip araştırmaya başlamış bile olabilirdi.

"Kenan Alpay da mı seninle lan?" sorunun ardından Tuncel'e atılan yumruk ile adamın başı öne doğru düşerken neredeyse duyulmayacak bir ses ile " Hayır " diye mırıldandı.

UMAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin