Telefonun melodisi tüm odada yankılanırken huzursuzca yerimde kıpırdandım ve çok geçmeden Turan'ın uyandığını ve uzanıp telefonu cevaplandırdığını hafifçe araladığım gözlerimin arkasından gördüm.
"Ne var oğlum sabah sabah" diye kısık bir sesle söylenirken kollarının arasında olan beni yavaşça yatağa bıraktı ve o an saçlarıma bırakılan ufak buseyi hissetsem de gözlerimi aralamadım. Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki uykunun o mahmurluğundan kurtulamıyordum bir türlü.
Kulaklarıma Turan'ın sesi dolarken olduğum yerde kıvrılıp uykuya dalmaya çalıştım.
"Ne kahvaltısı oğlum sabahın bu saatinde"
"Dokuz mu? Ben sizi kahvaltıya davet ettiğimi hatırlamıyorum"
"Kapat telefonu Sinan" Turan söylenerek telefonu kapatınca gözlerimi hafifçe aralayıp ona baktım. Telefonu komodinin üzerine bırakıp bana döndüğünde gözlerimiz buluştu ve uyku sersemi bir şekilde gülümsedim. Onun da dudaklarında bir gülümseme yer edinirken uzanıp alnıma bir buse bıraktı ve, "Günaydın güzelim" dedi.
Yattığım yerde kollarımı açıp esnerken, "Günaydın" diye mırıldandım. "Bir sorun mu var?" diye sordum gözlerimle telefonu işaret ederken
"Bizim çocuklar kahvaltıya geliyormuş" dediğin de bir anda tüm sersemliğimden kurtulup hızla oturduğum yerde doğruldum.
"Ne?" derken bir anda kalktığım için gözlerimin önü kararmıştı bu yüzden kısa bir süre gözlerimi kapatıp karartının ve sarsıntının gitmesin bekledim.
"Gözlerin karardı değil mi? Niye öyle kalkıyorsun kızım" diye beni azarlayan Turan'a aldırmadan gözlerimi aralayıp,
"Buraya mı kahvaltıya geliyorlarmış?" diye sordum.
"Evet" derken elini saçlarına götürüp dağılan saçlarını düzeltti. "Birazdan gelirlermiş" dediğinde
"Ne!" diye ufak çaplı bir çığlık atıp yataktan kalkmak için hareketlenmiştim ki Turan belimi kavrayıp beni göğsüne çekince yatağa geri düştüm ve kafamı kaldırıp ona baktım.
"Sakin ol kızım ne oluyor? Gelmelerini falan mı istemiyorsun? Öyleyse söylerim gelmezler sen kendini huzursuz hissetme" dediğinde ona bir bakış atıp,
"Hayır tabi ki de. Sadece kahvaltı hazır değil gelip ne yiyecekler. Hadi hemen bir şeyler hazırlayalım" derken kollarının arasından çıkmaya çalıştım.
"Ya kızım bir dur daha gözlerini yeni açtın ne bu enerji. Hem boş ver yeriz bir şeyler" dediğinde onun bu rahatlığına kaşlarımı çattım.
"Olmaz hadi bir şeyler yaparız" dediğim de eğilip dudaklarıma bir buse bıraktı ve, "Peki küçük hanım emrinize amadeyim. Hadi kalkalım bakalım" dediğinde gülümseyerek uzanıp yanağına bir buse bıraktım ve onun engellemesine fırsat vermeden yataktan kalkıp hızlı adımlarla banyoya geçtim. İşlerimi halledip çıktığım da mutfağa yöneldim ama Turan'ı orada göremeyince odaya geçtim ve onu üzerini değiştirmiş yatağı toplarken buldum. Ona yardım ederken,
"Dün akşam olaylardan hiç aklıma gelmedi ama keşke temiz bir şeyler alsaydım. En azından tişörtümü değiştirirdim " derken dün gece yorgunluktan uyuya kaldığım tişörte bir bakış attım ve yüzümü buruşturdum. Üzerinde yer yer minik kan damlaları vardı.
Turan bana kısa bir bakış attıktan sonra ilerleyip dolaptan bir şey çıkardı ve bana uzattı.
"Al bakalım. Sana biraz büyük gelecektir ama işini görür" dediğinde uzattığı siyah tişörtü alıp minnetle gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance"İzliyoruz " derken sesinde garip bir dalgınlık oluşmuştu. Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirirken kemerimi çıkardım ve son kez ona baktım. "Gidiyorum" derken direksiyonda ki elini kaldırıp yüzüme koydu ve sabah evden çıkmadan önce yenilediğim ban...