Tanışma

57.1K 3.1K 273
                                    


"Sen bana yardım et bende seni oradan kurtarayım Umay "

İsmimi biliyordu ama ben ona ismimi söylememiştim ben oturduğum mahallede bile kendi ismimi söylememiştim ki. Çünkü ismimi bu lanet hayatıma bulaştırmak istememiştim. Babamın koyduğu ismim çocukluğumda ki gibi tertemiz kalsın tüm bu kire pasa bulaşmasın istemiştim.

Ama anlaşılan Yüzbaşı beni araştırmıştı. Kaşlarım çatılırken sinirden gözlerimin dolduğunu hissettim. Ellerim yumruk olurken sinirliyken ağlama huyuma lanetler yağdırdım sessizce. Aramızda birkaç adım olan adamın duruşunda ki özgüven beni daha da sinirlendirirken o gece karası gözlerin her hareketimi, her mimiğimi incelediğinin farkındaydım. Orada öylece durmuş benim sinirlenmemi izliyordu. Uzun birkaç adımda yanına gidip tam karşısında durdum. Kafamı kaldırıp yüzüne bakarken kendimi sakin olmaya zorluyordum, karşımda ki bir Yüzbaşıydı. Ona vurmam ve hakaret etmem uygun olmazdı. Ayrıca bu koca cüssesine benim yumruğumun bir sinek ısırığı kadar etki etmeyeceğinin de farkındaydım.

"İsmimi nereden biliyorsun?"

"Sence?"

"Beni araştırdın. Bu yaptığın hiç uygun değil. Senden şikayetçi olabilirim." Sinirden resmiyeti bile bir kenara bırakmıştım.

"Aferin kafan çalışıyor. Ah bu arada durma şikayet et." Ukala tavrına ve dudağının kenarında ki tebessüme bakarken yumruk yaptığım ellerimi daha çok sıktım. Ukalaydı, ukala.

"Sen...sen..."

"Evet ben?"

"Seninle hiçbir şey konuşmuyorum. Bir daha da bana o ismimle seslenme benim burada ismim Alev"

"Seni oradan kurtara bileceğimi söyledim. Kurtulmak istemiyor musun?"

"Seni ilgilendirmez hem bu dediğini yapamazsın." Sırtını yasladığı duvardan doğrulunca istemsizce birkaç adım geriledim. Ama o aksine aramızda ki kısa mesafeyi kapatıp başını eğdi ve benimle yüz yüze geldi. Nefesimi tutmuş gözlerine bakarken kalbimin hızla çarpmaya başladığını fark ettim.

Aptal gibi durmuş gözlerine bakarken yüzümde ki sinirli ifadenin kaybolduğunu hissettim. Hey ne oluyordu? Neden bana yakın olmasından bu kadar etkilenmiştim ki? Kaşlarımı çatıp kendimi toparlamaya çalışırken ellerimi göğsüme koyup onu itmeye çalıştım ama gram kıpırda mı yerinden. Sinirle eğlenen yüzüne bakarken birkaç adım geriledim.

"Geri bas Yüzbaşı. "

"Çok kibarsın. "

"Bunu beni yaka paça sokağa çekip korkutan, hakkımda izinsiz araştırma yapan ve bana gereksiz yaklaşan insan mı söylüyor?"

"Ben kibar olduğumu söylemedim küçük hanım. " lakabına gözlerimi devirirken sinirle güldüm.

"Söylememelisin zaten. Çünkü bu koca cüssende gram nezaket bulunduğunu sanmıyorum." Dudağının köşesinin kıvrıldığını görünce bakışlarımı ondan kaçırıp sessiz sokağa baktım.

"Söylediğimde ciddiydim. " ses tonunda ki ciddilik tekrar ona bakmamı sağladı.

"Nasıl yapacaksın? " gülüp kollarımı kendime sardım. " Elinde on yıllık bir sözleşmem var."

"Halledemeyeceğim bir şey değil. "

"Ve karşılığın da benden senin için bir şeyler yapmamı istiyorsun."

"Benim için değil de Türk teşkilatı adına diyelim. " derin bir soluk alırken dikkatlice ona baktım. Gözlerini üzerimden ayırmadan beni izliyordu.

UMAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin