Karşımda oturan kıza bakarken derin bir soluk aldım. Öfkenin damarlarımda kızgın bir alev topu misali yol aldığını hissedebiliyordum. Geçtiği yeri yakıp yıkan, kıskançlık ile harmanlanmış bir alev topu.. Hayatımda ilk defa böyle bir duyunun içinde boğulduğumu hissediyordum. Kıskançlık denen şeyi biraz abartı bulan bir insan olarak şuan yaşadığım şey uçurumun ucunda yürümekten farksızdı. Sinirim, duygularım uç noktadaydı. Kızın sesini duymaya bile tenezzül edemediğimi hissettim.
"Sadece bir komşu kızı" diyerek kendimi kandırmaya çalışmıştım ama kızın Turan ile konuşması ona sarılması ve bu ölçüsüz tavırları benim sinirlerimi gittikçe yıpratmaya yetmişti.
Oturduğum yerde derin soluklar alıp sakin kalmaya çalışırken başta kızı dikkate almamaya çalışıp Nilay Anne ve Turan'ın yengesiyle sohbet etmiştim ama kızın gereksiz laflar ile sürekli araya girmesi, bana yaptığı iğneli dokundurmalar gittikçe onun gözüme daha çok batmasına neden olmuştu. Turan'ın ailesi burada olmasa çoktan kızın icabına bakacağımı da biliyordum ama sakin kalıp kendimi rezil etmemeliydim.
Öfkeyle dişlerimi sıkıp, parmaklarımı birbirine kenetlerken Alper'in sesi ile irkilip ona döndüm. Hemen yanımda oturuyordu.
"Bence biraz daha böyle bakarsan oturduğu yerde buharlaşıp yok olabilir"
"Ne?" derken kendimi toparlamaya çalıştım ama Alper'in yüzünde ki anlamlı gülümsemeyi görünce yüzümü asıp omuz silktim.
"Boş ver onu. Hep böyle biraz yalaka birisiydi." Dediğinde kaşlarım çatıldı ve ona doğru eğilip,
"Turandan hoşlanıyor değil mi?" dedim. Kelimeler ağzımda buruk, iğrenç bir tat bırakırken.
"Evet ama abim ona hiç bakmadı emin olabilirsin"
Bakışlarımı çevirip babası, amcası ve kuzeni ile konuşan adama baktı. Gerçekten de oturduklarından beri isminin Deniz olduğunu öğrendiğim kıza dönüp doğru düzgün bakmamıştı hatta kızın gereksiz sorularını bile cevap vermemişti.
"Hep böyle çat kapı gelir mi size?"
"Maalesef" diyen Alper'in sesi bu durumdan fazlasıyla bıktığının açık göstergesiydi.
"Hmm" derken sesimi düz tutmaya çalıştım ama içimde öfkeyle beraber garip bir kırgınlık, bir kıskançlık oluşmuştu sebepsizce. Gözlerim tekrar kıza kayarken 'Güzelde' diye düşünmeden edemedim.
"Ama abim açıkça sevgilin olduğunu söyledi merak etme bence ayağını biraz denk alacaktır" diyen Alper'e bakıp dudaklarımı büzdüm. Benim bu tavrım kaşlarını çatmasına sebep olunca içimden 'Aynı abisi' diye geçirmeden edemedim.
"Yenge" dediğin de gülümsemeye çalıştım. Kesinlikle bu kızın bu akşam sinirlerimi alt üst ettiği kesindi. Ve ben bu kadar kıskanç bir insan olduğumu ilk defa fark ediyordum.
"Ne konuşuyorsunuz siz bakayım?" diyerek araya giren Turandan başkası değildi. Bakışlarım karşımda oturan adama dönerken gülümseyip, "Hiç" dedim ama kaşları çoktan çatılmıştı. Üzerimde ki garip duygu yoğunluğunu fark ettiğine emindim.
Masada bana doğru eğilirken dikkatle yüzüme bakıyordu. "Bir şeye canın mı sıkıldı senin?" dedikten sonra yanımda ki Alper'e döndü ve sert sayılacak bir ses ile, "Canını sıkacak bir şey mi dedin?" dedi.
Ben hemen, "Hayır" derken Alper, "Ben neden yengemin canını sıkayım ya." Dedi.
"Turan gerçekten önemli bir şey yok. Kendimi biraz yorgun hissediyorum sadece"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance"İzliyoruz " derken sesinde garip bir dalgınlık oluşmuştu. Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirirken kemerimi çıkardım ve son kez ona baktım. "Gidiyorum" derken direksiyonda ki elini kaldırıp yüzüme koydu ve sabah evden çıkmadan önce yenilediğim ban...