Kahvaltı..

42.7K 3K 759
                                    



Kahvaltıda giydikleri kıyafetler medyada :)

"Çayın güzel olmuş Umay. Hadi yırttın yine cezadan " Altay'ın gülerek çayını içmesi ile bende demlediğim çaydan bir yudum aldım. Evet gayet güzel demlemiştim.

"Valla Turan Komutanım ceza konusunda çok acımasız Umay, iyi kurtuldun"

"Harbi ha, bugün üç saat fazladan eğitim yaptık hem de sırf sizi -" Sinan kafasına yediği tokat ile susarken Yavuz ona öfkeyle bakıp, "Kes lan sesini, yine başladın boş boş konuşmaya. Senin yüzünden bi üç saat daha eğitim cezası çekemem" dediğin de neden ceza aldıklarını merak etim.

"Neden ceza aldınız ki?" dediğim de ortam da garip bir sessizlik oluştu. Bakışlarım Turan'a kaydığın da "Boş ver " dedi. Bende aralarında bir mevzu olduğunu düşünüp üstelememeye karar verdim.

Önümde ki tatlıdan bir çatal aldıktan sonra futbol üzerine konuşmaya başlayan erkekleri dinlemeye başladım. Söylediklerinden bir şey anladığım pek söylenemezdi ama haraketli haraketli konuşmalarını dinlemek eğlenceliydi.

"Sende futbol sever misin Umay?" Yavuz'un sorusu ile bardağımı masaya bırakıp ona döndüm. Sabah ki anı gözlerimin önüne gelince istemsizce yan tarafımda oturan Turan'a baktım. Yüzünde saklamaya çalıştığı bir gülümseme ile bana bakıyordu. O an onunda çocuklarla futbol oynadığım anı hatırladığını anladım ve bakışlarımı ondan kaçırıp tekrar Yavuz'a döndüm.

"Yani pek anlamıyorum demek daha doğru olur "

"Baban falan izliyor mu peki? " diye sorulduğun da bir an duraksadım ve "Babam ben küçükken vefat etti" dedim. Sonra da gülümseyerek devam ettim. "Erkek kardeşim falan da olmayınca, çevremde futbol ile ilgilenen kimse olmadı yani"

"Kusura bakma bilmiyordum. Başın sağ olsun" dediğin de gülümsedim.

"Önemli değil, çok uzun zaman oldu zaten" dedim.

"Ee bizim maçlara gel Umay, öğrenirsin böylece" diyen Cenk'e bakarken hızla ellerimi kaldırıp iki yana salladım.

"Yok, çok teşekkür ederim ama ben gerçekten kötüyüm bu konuda " daha mahallenin çocukları ile oynayamazken bu kocaman adamlarla sahaya girdiğimi düşünemiyordum. Canlı çıkabilir miydim?

"Neyse Turan Komutanım seni bir gün izlemeye getirir o zaman" dediğin de ne diyeceğimi bilemedim ve yine kızardım. Cenk'in bilerek Turan imasını anlamam imkansızdı. Bakışlarımı kaldırıp adamlara baktığım da onların da bir bana bir Turan'a baktığını görünce iyice utandım. Cenk beni Turan'a bakarken yakaladığı için bu imaları yapıyordu ve Turan'ın da yanlış anlaması an meselesiydi.

"İnşallah " diye mırıldanırken başka ne diyeceğimi bilemeyip çayımı içmeye devam ettim. Zaten birkaç dakika sonra konu yine değişince rahat bir soluk almıştım.

Gecenin ilerleyen saatlerine doğru Altay'ın nişanlısı olduğunu, Yavuzun da konuştuğu bir kız olduğunu öğrenmişti. Sinan'ın da konuştuğu biri olduğunu zaten biliyordum. Galiba aralarında yalnız olan sadece Cenk ve Turandı.

"Eee Umay senin hayatında kimse yok galiba?" Sinan'ın sorusu ile huzursuzca yerimde kıpırdandım. Bu insanlar fazla açık sözlüydü, kesinlikle rahatça her şeyi sorabiliyorlardı.

"Yok " derken Turan'a bakmamak için kendimle büyük bir savaş vermiştim.

"Nasip kısmet bu işler olur ya. Belki kısmetin çok yakınında da sen göremiyorsundur "

UMAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin