Turan'ın bir kaç fotoğrafını medyaya yükledim ama içime pek sinmedi arkadaşlar. Yani Turan için illa bir karakter seçmemeye karar verdim. Herkes hayal ettiği Turan'ı düşünebilir ya da resimlerini koyduğum oyuncuyu da tercih edebilirsiniz. Keyifli okumalar..
"Kız Umay nasılda güzelleşmişsin sen böyle"
"Sağ ol Hatice Teyze" derken sofradaki herkes dönüp bir anda bana bakınca rahatsız olup yerimde kıpırdandım. Akşam yemeği için komşumuz bizi davet edince kalkıp gelmiştik ama uzun zamandır görmediğim insanların bir anda üzerime yoğunlaşan ilgisini biraz garipsiyordum. Özellikle de Hatice Teyzenin büyük oğlunun sürekli üzerimde olan bakışları fazlasıyla rahatsız ediciydi.
"Kaç yaşındasın sen şimdi?"
"Yirmi dört"
"Maşallah maşallah evlenecek yaşa da gelmişsin."
"Ya" diye mırıldanırken önümde ki yemekten küçük bir kaşık alıp ağzıma koydum.
"Daha ne kadar Kayseri de kalmayı düşünüyorsun peki? Dön annenin yanına kız işte"
"Hayırlısı Hatice Teyze, ama bir süre daha oradayım" dedim. Rahatsız olduğumu belirtircesine anneme baktığımda bakışları ile beni uyarıp, 'sorularını düzgünce cevapla' der gibi baktı. Yüzümü asmamak için kendimle savaşırken ortamda köyle ilgili bir muhabbet açılınca ben bir süreliğine unutuldum ve ardından herkes yemeklerini yiyip kalkınca hızlıca üç kadın sofrayı toparladık. Yarım saat sonunda salonda yine topluca oturup çay içerken telefonuma gelen mesaj ile yanıma koyduğum telefonu elime atıp kimin mesaj attığına baktım ve gördüğüm isim ile dudaklarıma bir gülümseme yerleşti.
Attığı mesajın üstüne tıklayınca ard arda ekranıma düşen resimlerine şaşkınlık ve hayranlıkla baka kaldım. Ardından gelen mesajı okurken daha çok gülümsedim.
"Anne gösterirsin"
"Göstereceğim"
"Ne yapıyorsun bakalım?"
"Bir komşumuza geldik çay içiyorum. Sen?"
"Bende çay içiyorum bir tabur asker ile" yazdığını okuyunca kıkırdadım ve aynı anda annemin bacağıma çimdik atması ile acıyla inleyip ona döndüm. Bana kaşlarını çatmış bakıyordu.
"Neye kıkırdıyorsun kız sen?" annemin sessizce söyledikleri üzerine ona doğru eğilip,
"Turan mesaj attı anne ya" dediğim de başını iki yana sallayıp Hatice Teyzeye geri döndü. Bende hemen cevapsız bıraktığım mesajına cevap vermek için telefonuma geri döndüm.
"Afiyet olsun. Yemek yedin mi?"
"Yedim. Sen?"
"Bende yedim"
"Afiyet olsun güzelim."
"Ee Umay hiç konuşmuyorsun kızım telefona gömüldün." Hatice Teyze'nin sesi ile telefonu kucağıma koyup ona dönerken gülümsedim.
"Ne anlatayım Hatice Teyze?"
"Ay valla bilmem yabancı şehirlerden gelen sensin. Aa hem bak benim oğlanda Kayseri'ye gitmişti, değil mi Doğan?"
"Öyle gitmiştim iki yıl önce"
"Ya ne güzel" diye isteksizce mırıldandım. Neden beni rahat bırakmıyorlardı ki? Turan'a cevap bile yazamamıştım.
"Tüh keşke haberiniz olsaydı orada da buluşurdunuz. Nede olsa birlikte büyüdünüz birbirinizi tanıyorsunuz" Hatice Teyzeye şaşkınlıkla baktım. Birbirimizi tanıyor muyduk? Çocukken bir kez bile birlikte oynadığımızı dahi hatırlamıyordum ne tanımasından bahsediyordu. Oğlunun isminin Doğan olduğunu bile unutmuştum ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Romance"İzliyoruz " derken sesinde garip bir dalgınlık oluşmuştu. Dudaklarıma bir gülümseme yerleştirirken kemerimi çıkardım ve son kez ona baktım. "Gidiyorum" derken direksiyonda ki elini kaldırıp yüzüme koydu ve sabah evden çıkmadan önce yenilediğim ban...