Kıskançlık?

45.4K 3K 511
                                    

Turan'ın ve Umay'ın yemekte giydiği kıyafetler medyada :) Keyifli okumalar..

"Abla sen ciddi misin ya? "

"Kız ne var, ne söyleniyorsun? Geçici bir iş istemedin mi sen benden"

"Abla istedim de. "

"He o zaman hadi çalış sen kolay gelsin kuzum." Dedikten sonra giden Nurten Abla'nın arkasından asık bir yüz ile bakıp, önüme döndüm ve yanıma gelen adama gülümsedim.

"Gel benimle seni çalışacağın yere götüreyim" diyen adamın peşine takıldım ve kedimi dakikalar sonra marketin deposunda buldum. Benden düzenlememi istedikleri depoya baktım. Kocaman kasalar, şişeler, yağ tenekeleri... Bunları tek başıma nasıl halledeceğimi düşünürken yanımda bir şeyler söyledikten sonra giden adamın arkasından umutsuzca tekrar etrafıma bakındım.

Geçici işten kastım kesinlikle bu değildi ama belki de bir ay bile çalışmayacak birini kimse işe almak istemiyordu o yüzden bir iki günlük en azından birkaç kuruş kazanabileceğim işler arıyordum.

Kollarımı kaldırıp, yumruklarımı sıktım ve " Yapabilirim" dedikten sonra bileğimde ki toka ile saçlarımı gelişi güzel bir topuz yaptım. Ardından önce giden adamın söylediği düzeni hatırlayıp etrafa kısa bir göz gezdirdim. Etrafta çalışan bir iki kişi görünce,

"Merhaba " diyerek selam verdim. Sarışın olan erkek bana kısa bir bakış başıyla onaylamakla yetinirken esmer olan gülümseyerek yanıma geldi.

"Hey merhaba, burada ne arıyorsun?"

"İş " dedim kısaca

"Pek sana göre değil ama gel hadi göstereyim. Öncelikle bu paketler halinde olanları bu tekerlekli arabaya koyup kendi yerleşeceği rafın önüne götür gerisini diğer arkadaş halledecektir zaten"

"Anladım. Peki tamam "

"Bu arada ben Hakan"

"Alev " dedim. Mahallede ki çoğu kişi de bana bu isimle seslendiği için Alev demeyi uygun görmüştüm.

"Tanıştığıma memnun oldum Alev. Kolay gelsin"

"Sağ ol" dedikten sonra giden adamın arkasından bir süre bakıp gitmeden önce bana verdiği eldivenleri elime geçirdim paketleri, yanımda ki tekerlekli tuhaf şeye yerleştirmek için işe başladım. Bir iki paketi koyduktan sonra resmen nefes nefese kalmıştım. Kabul, bu iş kesinlikle beni aşıyordu. Zaten Nurten Abla beni neden böyle güç gerektiren bir işe getirmişti hiç anlamıyordum. Yok muydu iki temizlik, bakıcılık işi falan?

Kaldırdığım paketi zorla arabaya koyarken derin derin soluklar aldım. Daha beş paketi üst üste zor koymuştum. Yanına birkaç paket daha ekledikten sonra bu kadarını götürmeye gücümün ancak yeteceğini fark edip paketleri gidecekleri yere götürmek için harekete geçtim ama araba o tekerleklerine rağmen zorla gidiyordu çünkü ben kesinlikle onu itmeyi beceremiyordum. Çalan telefonumun sesi ile duraksarken kim olduğuna bakmadan nefes nefese bir şekilde cevaplandırdım.

"Efendim" derken kelimeler hızlı soluklarımın arasında bölük pörçük çıkmıştı.

"Umay?"

"Turan?" derken kendimi toparlamaya çalıştım hemen

"İyi misin sen? Neden nefes nefese kaldın?"

Gülümseyerek çevreme bir göz atarken " Çalışıyorum " dedim. Burada bir süre daha çalışırsam onun gibi kol kası yapabilirim belki diye düşünürken gülümsemeden edemedim.

"Çalışıyor musun? Mekan kapalı değil mi?"

"Kendime geçici bir iş buldum da "

"Öyle mi? Hayırlı olsun. Ne işi?"

UMAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin