Bölüm -20- Cadılar

2.1K 110 3
                                    


JORDEN

James'in izini sürmeye devam ediyordum. Günlerdir Irving'de idim. Burada olan vampir arkadaşlarımın söylediklerine göre en son burada görülmüştü. Yine de emin değildim. Her an her yerdeydi bu herif. Yine de içimde ki intikam duygusu yılmamı engelliyordu. Onu bulmadan bana rahat yoktu.

Irving'de terk edilmiş bir binadaydım şimdi ise. Arabamdan indim ve binanın içinde ilerlemeye başladım. Her yer küf kokuyordu. Etrafta birkaç sokak hayvanı vardı. Onun dışında burası çöplüğün tekiydi.

Burnuma gelen kokuyla adımlarımı yavaşlattım. Benden başka bir vampir daha buradaydı. Arkadaşlardan herhangi biri olamazdı, onları başka bölgelere göndermiştim. Büyük ihtimalle James'ti. Benden köşe bucak kaçtığının oda bende farkındaydık.

"Düşüncelerin eski dostum, gizlemeyi iyi biliyorsun." Alaylı birkaç gülüşün ardından James'in burada olduğunu anlamıştım. Düşünce okuyabilme yeteneği vardı fakat bende bunu kullanamıyordu. Zihnimi tamamen kapatmıştım.

"Ah, eski dostum... Bende seni arıyordum." Arkamda bir hareketlilik hissettim ve iki saniye içinde James binanın üst katında terasta bana bakıyordu. Mavi gözleri ifadesiz olsa da korktuğuna kalıbımı basabilirdim.

"Beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum eski dostum. Merak etme, duygularımız karşılıklı." Sırıtarak bana bakıyordu. Ukalalığından bir şey kaybetmemişti. Başımı eğerek hafif bir kahkaha attım. "Ne demezsin." Gözlerim James'i bulduğunda tekrar bana alayla bakıyordu. Hızla merdivenlerden çıktım ve iki saniye içinde yanındaydım. Beklemeden ona bir yumrum savurdum, bunu beklemediği açıktı. Yere düşerken hala o alaylı gülüşüyle bakıyordu bana. Burnundan kan akarken ellinin tersiyle sildi. Yerden kalkmıştı.

"Ordudaki eğitimler işe yaramış olmalı, bu kadar iyi yumruk attığını bilmiyordum. Kim öğretmişti sana... Mm, bir düşüneyim..." Sinirden gözüm seğirirken devam etti.

"Antony..." Başını eğip bana alttan alaylı bir bakış atarak gülümsüyordu. Damarıma basmak istediği belliydi. Sinirime hâkim olmalıydım. Konuyu değiştirerek olası bir cinayetten kendimi sakındım.

"Kızdan uzak duracaksın." Binanın içini James'in o iğrenç kahkahası doldururken sakin kalmaya çalışıyordum.

"Söylesene, o kızı neden bu kadar çok önemsiyorsun? Yoksa eski dostum, aşık mı oldun?" Bunu demesiyle kendime sakin olmamı söylemekten vazgeçtim ve hızla boğazından tutup onu duvara yapıştırdım.

"O kızdan. Uzak. Duracaksın." Kelimeleri bastırarak söylemiştim. Anlamıyorsa başını ayağımla ezebilirdim. Sorun değildi.

"Neydi şu yıllar önceki hemşirenin adı... Allyssa..." Damarlarımda ki kanın çekildiğini hissederken James'e kelimenin tam anlamıyla kükredim.

"O kızın adını ağzına alma!" Boğazını sıkarak nefes almasını güçleştirdim. Fakat o yılmayarak devam etti.

"Allyssa... Deli gibi âşık olduğun kızı açlığın yüzünden nasıl katlettiğini elbette hatırlamak istemezsin, eski dostum. İnan bana, bunu anlayışla karşılıyorum..." Bu adamı şu an öldürmemek için kendimi zor tutuyordum. Damarıma basıyordu ve bundan zevk alıyordu.

Aşağılık herif.

Boğazını tuttuğum elimle James'i terastan aşağı fırlattım. Yer ile buluşan bedeni acı içinden kıvranırken derin nefesler almaya çalışıyordum. Küçük sevgilimin haykırışlarını hala duyabiliyordum. Aradan yıllar geçmiş olsa da asla unutamayacaktım bunu. Gözlerim dolmaya başlarken James'in yerden kalktığını gördüm. Ağzından gelen kanlara baktığımdaysa sırıtmaya başlamıştım.

"O kızla işim bittiğinde..." Konuşmakta zorlanıyordu. Eski gücünden eser kalmamıştı.,

"Birileri cadıları fena kızdırmış olmalı." Anladığım kadarıyla onu lanetlemişlerdi. Normal bir vampir gibi değildi. Yaraları daha geç iyileşiyordu.

"...O kız, eski dostum. Benim." Terastan aşağı atladım ve James'in tam karşısına dikildim. Boğazından tutup onu tekrar, hızla duvara yapıştırdım.

"Sözlerine dikkat etmelisin James." Ukala tavrından eser kalmamıştı. Bir anda başı hızla yan döndü ve boynu kırıldı. Arkamdan gelen sesleri duyduğumda ise James'in boynunu bırakarak yere düşmesini izledim. Arkamı döndüğümde bir Moore cadısıyla karşılaşmayı beklemiyordum. Cadılarla yüzyıllar öncesine dayanan bir dostluğumuz vardı. Aramızda bazı pürüzler çıkmış olsa da zaman zaman, son yaptığımız anlaşma ile işler çözüme kavuşmuştu.

"James'in biletinin kesilmesine henüz zaman var, Jorden. Önce bizden çaldığı büyülü nesneyi geri vermeli."

"Ne çaldı?" James kelimenin tam anlamıyla bok çukurundaydı. Cadılar istediklerini alana kadar onu rahat bırakmazlardı.

"Vampirler bizim için bir tehditken Carissa'nın büyüyle yaptığı bir hançer. Bir vampire saplandığında öldürmez fakat sonsuz ve derin bir acı verir. Tekrar çıkarmaksa imkânsızdır." Bu ismi daha önce duymamıştım.

"Carissa'da kim?" Grace bana yaklaşarak konuşmaya devam etti.

"Koruduğun şu kızın annesi. Eski Moore cadılarındandı. Yaptığımız şu anlaşma, onu reddetti. Reddedince ise atalarımız bunu hoş karşılamadı. Bilirsin Jorden, topluluğun kabul ettiğini sen reddedersen bu bir isyan sayılır." Bunu ilk kez duyuyordum. Mia'nın annesi bir cadı mıydı yani? Grace devam etti.

"Vampirler Carissa'nın sevgilisini öldürmüşlerdi. Carissa'da intikam almak istedi. Bu yüzden vampir avcısı bir adamla evlendi. Sonrasında ise atalarımız büyü güçlerinin elinden alınmasını emretti. Carissa güçlü bir cadıydı fakat intikam duygusuna yenik düştü." Grace yanımdan geçip James'in yerde yatan bedenine eğildi. Üzerini ararken ceketinin iç cebinde aradığını bulmuşçasına gülümseyerek bana baktı.

"İşte burada." Gözlerimi elinde ki hançere indirdim. Normal gümüş bir hançerdi. Tek farkı büyüyle bilenmiş olmasıydı. Grace bana yaklaşarak hançeri bir beze sarıp elime tutuşturdu.

"Sende kalsın. James'in işini bitirin. Fakat şimdi değil cadıların onunla işi henüz bitmedi." Grace gülümserken bende sırıtmaya başlamıştım. Bu hançer işimizi görebilirdi. Öldürmek yerine sonsuz bir acıya mahkûm edebilirdik onu.

"Teşekkür ederim Grace. Bu iyiliğin karşılıksız kalmayacak." Grace bana gülümserken anlayamadığım birkaç şey söylemeye başladı ve birkaç saniye içinde James'n yerde yatan bedeninden eser kalmamıştı.

"Şimdi gitmeliyim, tekrar görüşmek üzere Jorden." Grace gözden kaybolurken bende Woodlands'e gitmek için arabama doğru yürümeye başladım. James'i bulmuşken öldürebilirdim fakat cadılarında benim yapmak istediklerimin kat katını yapacaklarından emindim. Şimdilik yaşayacaktı. Son günleri de olsa.

-

--

Bölüm hakkında ki görüşleriniz?

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli.

Bana ulaşmak isteyenler için;

İnstagram; Thmerff

Twitter; Mervebstncc

Sizi seviyorum. ♥

Liseli VampirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin