Gözlerimi keskin bir baş ağrısıyla yatağımda açtım. Yaşadıklarımın bir rüya olduğunu düşünmüştüm fakat elimde ki şişe ve not rüya olmadığını bana kanıtlamıştı. Adamın söyledikleri kafamın içinde sürekli tekrarlanıyordu, kurallar bir bir beynimin içinden geçmeye başladı. Düşüncelerim iyice birbirine karışmıştı. Komodinin üstünde ki telefonuma uzandım ve saate baktım.
04:12
Adamı gördükten sonra olanları hatırlamıyordum. Elimde ki notu açtım ve okumaya başladım.
"Birinci Kural; Sen bir vampirsin ve bunu kabullenmek zorundasın." Günlerdir bununla uğraştığımı düşünürsek evet, kabullenmiştim.
"İkinci Kural; Elinde tuttuğun şişe seni gün ışığından koruyacak şekilde üretilmiş bir karışımla dolu. Şişe büyüyle yapıldı. Her gün bir yudumu geçmeyecek şekilde iç. Ve bu konu hakkında soru sormasan iyi olur Küçük Hanım." Ne bok döndüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu. Okumaya devam ettim.
"Üçüncü Kural; Vampirliğinden hiç kimseye bahsetme."
"Dördüncü Kural; Çoğunlukla hayvan kanı ile beslen. Bu bölgede insan kanıyla beslenmemiz yasak." Bu isteyeceğim bir şey değildi elbette fakat anladığım bir şey vardı ki o adam da bir vampirdi.
"Beşinci Kural; Yeteneklerinden kimseye söz etme, insanların içindeyken insan gibi davran. Hızını ve gücünü kontrol altına al." Peki bunu nasıl yapacağımı da yazsan olmaz mıydı Gizemli Adam?
"Altıncı Kural; Bulunduğun ortamda insan kanına susarsan hemen oradan ayrıl ve beni bul."
Kurallar buraya kadardı, kağıdın en altında ise farklı bir not daha vardı.
"Kafanda binlerce soru olduğunun farkındayım. Her şeyi zamanla anlayacaksın. En kısa zamanda yeniden geleceğim. O zamana kadar kendine dikkat et Mia." Bu adam her kimse ona karşı istemsizce içimde bir güven oluşmuştu. Kendimden başka bir vampir tanımıştım ve bana yardım ediyordu. Yine de dikkat etmekte fayda vardı.
--
Ertesi gün uyandığımda saat 10:00'du. Okula gitmek için hazırlandım. Merdivenlerden inerken şişeyle ilgili kural aklıma geldi. Odama yeniden çıktım ve giysi odasına sakladığım şişeden bir yudum aldım. Tatsız bir karışımdı. Şişenin içine göz gezdirirken Emily'nin aşağıdan seslendiğini duydum.
"Mia! Hadi bugün okula seni ben bırakayım!" Aşağı indiğimde Emily ayakkabılarını giyiyordu. Bugün için okula gitmeden önce başka planlarım vardı. Bu yüzden onu reddetmek zorunda kalacaktım. Aynı zamanda bir yalan uydursam iyi olacaktı.
"Şey Emily, bugün bir arkadaşımla okula yürüyecektim, sözüm varda." Anlayışla başını sallayarak konuştu.
"Arkadaş edinmene sevindim tatlım. Ben çıkıyorum o zaman şirkete geçeceğim. Sonra görüşürüz öptüm seni!"
"Bende!" Emily otuz beş yaşındaydı, oldukça genç ve güzeldi. Ona teyze değil de adıyla hitap etmemi daha çok sevdiği için sıkıntı etmiyordum. Arkadaş gibi olmaya çalışıyordu benimle. Derin bir nefes aldım ve bende dışarı çıktım. Boğazımdaki o alışık olduğum kuruluk baş gösterdiğinde artık kan içmem gerektiğini anladım. Boğazım yıllardır su içmemişim gibi kupkuruydu. Evden aceleyle çıktım ve ormana doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Çantamı bir kenara bıraktım ve kanını emebileceğim bir hayvan aramaya başladım. Sessiz hareket etmeye çalışıyordum. Orman hayvanlarla doluydu ve ürkütüp kaçırmak istemezdim. Bir ses duydum. Bunun ceylan sesi olduğundan emindim. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Dişlerimin gerildiğini hissediyordum. Bu tam anlamıyla ilk kan içişim olacaktı, heyecanlıydım.
Ceylan yaklaştıkça kan içme arzum heyecanımın önüne geçti. Avımın damarlarından akan kanın sesini duyabiliyordum. Kanın damarlarından geçerken ki o buğulu ses... Tanrım. Daha fazla dayanamayacağımı biliyordum. Her bir hücrem onun tadını istiyordu. Sivri dişlerimi ortaya çıkarttım. Göz rengimin değiştiğine emindim. Bunu görmüştüm, beni dönüştüren adamın gözlerinde, o koyu kırmızı aç gözler...
Ceylan iyice yaklaşmaya başlamıştı. Büyük bir hızla avımın üzerine atladım ve dişlerimi geçirdim. Avımın kanı boğazımdan geçerken çok büyük bir zevk aldım bundan. Kan. Bu muhteşemdi. Daha çok istiyordum. Kendimden nasıl çıktığını anlamadığım sesler çıkarıyordum. Kelimenin tam anlamıyla aç bir yırtıcı gibiydim.
Kanının son damlasına kadar içtiğimde dişlerimi avımdan çıkarttım. Ağzımı elimle sildim. Derin bir nefes aldım. Kendimi acımasız bir katil gibi hissetmem gerekirken kanın mükemmelliği beni bundan alıkoyuyordu.
Her ne kadar olduğum şey beni korkutuyor olsa da, ben buydum işte.
--
Bölüm hakkında ki görüşleriniz?
Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli.
Bana ulaşmak isteyenler için;
İnstagram; Thmerff
Twitter; Mervebstncc
Sizi seviyorum. ♥
![](https://img.wattpad.com/cover/24362881-288-k391188.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liseli Vampir
VampirAilesinin ölümünden sonra tek bir ısırıkla hayatı değişen Mia'nın bundan sonra hayatını nasıl şekillendireceğine dair hiç bir fikri yoktu. Onu bekleyen türlü zorluklar vardı önünde. O ısırık onun hayatının dönüm noktasıydı. Aynı zamanda geçmişinden...