Liseli Vampir

Bölüm -23- Büyü

JAMES

Cadıların üzerimde ki büyüyü kaldırmalarının ardından vakit kaybetmeden Woodlands'e geri dönmüştüm. Yarım kalan işimi tamamlamak istiyordum fakat ondan önce anlaştığım cadıyla bir görüşme yapmalıydım. Cadılarla anlaşma yapmak benim için tehlikeli olsa da, tehlikenin adı ben olduğum zaman sorun etmiyordum. Özelliklede bu küçük cadı işime yarayabilirdi. Mia'ya bu kadar sinir doluyken de dediklerimi reddedeceğini sanmıyordum.

Her zamanki gibi kaygısız tavırlarla mekâna adım attım. Anna içerdeydi. Bir masanın üzerine birkaç anlayamadığım büyü zırvalıklarıyla ilgili şey koymuştu.

"Ne yapıyorsun sen öyle?" Geldiğimi fark etmesiyle sinsice gülümsedi.

"Benden istediğin büyü üzerinde çalışıyorum. Mia'nın gücü azalacak. Gerçi şu anda da yeni vampir sayıldığı için güçlerinin farkında değil. Bu büyüyle bir faniden farkı kalmayacak."

"İşte benim kızım." Dudağımın kenarıyla gülümseyerek Anna'ya alttan bir bakış attım. Yanına yaklaşarak yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve dudaklarına şehvetli bir öpücük kondurdum. Yani onun öyle düşünmesini sağladım.

Cadılar aptalın tekiydi. Anna ise bana tapıyordu neredeyse. Buda işimi kolaylaştırıyordu. O kızda, Jorden'da gününü görecekti. Hiçbiri umurumda değildi. Anna ile ise işim bittiğinde ona bir ihtiyacım kalmayacaktı. O zamana kadar bana bu büyüyü yapmak zorundaydı. Diğer cadıların hançeri çalıp bana getirdiğini bilmelerini istemiyorsa tabii. Her nekadar hançer şu an bende olmasa da cadılar bunu öğrendikleri an cezasızkalmazdı. Hançer gitmişti fakat elimde onun gücüne denk başka bir şey vardı.Anna sayesinde kızın işini bitirebilecektim.

"Şu Eric denen çocukla ne yaptın? Ayartmayı başarabildin mi?"

"Lanet herifin gözü Mia'dan başkasını görmüyor!" Yüzünü saran ellerim boynuna indiğinde Anna'nın gözlerinin içine karanlık bir ifade ile baktım. Boğazını hafifçe sıkarken konuştum.

"Hallet şu işi."

--

MİA

Okuldan çıkmış Eric ile el ele yürüyorduk. Bana Anna meselesinden bahsetmemişti. Benim içinse önemli olan Anna'nın bunu ne kadar devam ettireceğiydi. Yine de Eric'in düşüncelerini öğrenebilmek için ağzını arayabilirdim.

"Sevgilim?"

"Efendim güzelim." İşte başlıyoruz.

"Bu aralar Anna ile konuştun mu? Bir sorunu var gibi geliyor bana, anlayamadım." Eric'in bedeni kas katı olurken kalp atışları hızlanmıştı.

"Hayır, konuşmadık." Yalan söylerken eğer, iyi bir oyuncu değilseniz kalp atışlarınız sizi ele verirdi. Fani biri bunu elbette anlayamazdı fakat ben bir vampirdim. Ve Eric yalan söylüyordu. Sorun etmemeye çalışıyordum fakat bana neden bahsetmiyordu ki bundan?

"Anladım canım." Yol boyunca bu konu hariç her şeyden konuşmuştuk. Eric'in rahatsız olduğu açıktı. Evimin önüne geldiğimizde Eric'i Emily ile tanıştırmak aklıma geldi. Eric'in tepkisi ne olur bilemediğim için sorma gereği duydum.

"Emily ile tanışmaya ne dersin? Evdedir muhtemelen." Eric'in kalp atışları tekrar hızlanırken bunun heyecandan dolayı olduğuna emindim. Bu beni gülümsetirken elinden tutup onu eve doğru sürükledim.

"Sevgilim, bundan emin misin?" Eric'in tereddütlü sesi kahkaha atmama sebep olmuştu.

"Elbette! Hadi yürü!" Kapıyı açtım ve içeriye geçip Eric'i yine aynı şekilde yanımda sürükledim.

"Emily! Biz geldik!" Emily'e seslenirken bir yandan da montumu çıkarıyordum. Eric'in ve benim montumu askılığa asarken Emily cevap verdi.

"Mutfaktayım tatlım. Ayrıca kiminle geldin?" Mutfağa doğru yürürken Eric'e beni takip etmesi için işaret yaptım.

"Seninle tanışmasını istediğim biri ile." Mutfağa girdiğimde Emily'nin başında aşçıların taktığı şapkadan olduğunu ve üstünün çeşitli yemeklerle kirlenmiş olduğunu gördüm. Ayrıca yanağında ki un izi de komik duruyordu.

"Merhaba." Eric usulca selam verirken Emily'e, Emily Eric'i süzmekle meşguldü. Yüzünde memnun bir gülümseme oluşurken cevap verdi.

"Bu yakışıklı da kim?" Bana göz kırparken arkasını dönüp karılştırdığı kapı eline aldı ve bize dönerek karıştırmaya devam etti. Bende sandalyelerden birine oturdum ve Eric'e de oturmasını söyledim.

"Eric, erkek arkadaşım." Emily Eric'e gülümserken Eric'te ona gülümsemişti. Kalp atışları biraz yavaşlarken sevgilimin Emily konuştu.

"Aslında ikinizin gelmesi iyi oldu. Ağaç süslemeniz gereken konular var gençler." Eric ile ben kahkaha atarken Emily bizi mutfaktan kovarcasına;

"Eşyalar üst katta, çıkın şimdi tonla işim var!" dedi. Emily'nin telaşlı ama tatlı sesi beni gülümsetirken yanağına bir öpücük kondurdum ve Eric'in elini tutup koşarak mutfaktan çıkardım. El ele üst kata çıkarken Koridorun sonundaki odanın açık kapısından yılbaşı ağacını ve süsleri görebiliyordum. Eşyaları alıp tekrar aşağı indik ve salonda şöminenin yanına ağacı koyduk.

"Emily'i sevdin mi bakalım?" Süsleri poşetten çıkartırken Eric'e baktım.

"Evet, eğlenceli birine benziyor." Gülümserken birkaç süsü ağacın çeşitli yerlerine asmaya başladım. Eric ile birlikte ışıkları da ağacın etrafına doladık. İşimiz kısa sürede bittiğinde geriye sadece yıldız kalmıştı. Ayağa kalktım ve bir elimdeki yıldıza birde ağacın boyuna baktım. Kısa boylu oluşum yüzünü gösterirken bir küfür savurdum.

"Siktir ya." Eric halime kahkaha atarken ben ona tehditkâr bakışlarımdan yolladım. Eric belimden tutup bana sıkıca sarılırken boynuna bir öpücük kondurdum. Eric bir anda beni kucağına alırken çığlık atmamak için kendimi zor tutmuştum.

"Eric!" Eric gülerken konuştu.

"Hadi as bakalım yıldızı." Başımı iki yana hayret edercesine sallarken yıldızı asmayı başarabilmiştim. Hala Eric'in kucağındayken deklanşör sesi ile birlikte üzerimize flaş patladığında Emily'nin kahkahasını duydum. Eric ile ben aynı anda başımızı ona çevirirken o çektiği fotoğrafımıza bakıyordu.

"Çok tatlıydınız ne yapabilirim!"

--

Bölüm hakkında ki görüşleriniz?

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli.

Bana ulaşmak isteyenler için;

İnstagram; Thmerff

Twitter; Mervebstncc

Sizi seviyorum. ♥