Eira, Milia ile birlikte bahçedeki değişik bitkileri incelerken Harry sessizce yeğenine baktı. Gülümsedi. Mutlu görünüyordu. Biraz kilo almıştı. Eskisi kadar cılız değildi. Üzerinde çok daha kaliteli kıyafetler vardı. Öncesinde de kıyafetleri iyiydi, Astalia soyluluğuna laf gelsin istemezdi ama şimdi giydikleri saraydan olduğunu anlatıyordu. Çamur olmasınlar diye göleğinin kollarını sıyırmıştı. Harry dikkatle çocuğun açık renk kollarını süzdü. Hiçbir morluk yoktu. Sevinçle doldu. Caelia, ona çok iyi bakıyordu.
"Baykuşum!" dedi Harry coşkuyla.
Eira hızla başını kaldırıp amcasına baktı. Bedenini coşkulu bir mutluluk sarmaladı. Hızla bitkilerin arasından çıktı ve amcasının kollarına atladı. Milia da Harry'e dönmüştü. Harry sıkıca Eira'ya sarılırken Milia'ya baktı. Eira kucağından indikten sonra saygıyla konuştu.
"Leydim."
Uzanıp nazikçe Milia'nın elinin üzerine bir buse bıraktı. Milia da aynı şekilde saygıyla karşılık verdi.
"Lordum. Ben Milia. Debora geleceğinizi haber vermişti. Prensimiz için sürpriz olmasını istedik." Dedi. Harry nazikçe gülümseyip Eira'ya baktı.
"Nasılsın bakalım minik baykuş! Bana etrafı gezdirmeyecek misin? Hem biraz erkek erkeğe sohbet ederiz ha!" dedi Harry, etrafına temkinli bir bakış attı. Oldukça kalabalık bir asker grubu etraflarındaydı. Aralarında kıdemliler de vardı. Milia izin isteyerek yanlarından ayrıldığında Eira konuştu.
"Sadece güvende olmamı istiyor. Ben onlara alıştım. Hem o kadar da kötü değil. Bazen onlarla oyun da oynuyoruz." Dedi gülümseyerek. Harry endişeyle kasıldı.
"Etrafta olmanı istemiyorlar mı? Bu şekilde mi oyalanıyorsun?" diye sordu. Eira hızla cevapladı.
"Hayııııır! Neredeyse günün tamamını annemle geçiriyoruz. Tabiki bazen işleri oluyor. O zaman da Roy beni rahat bırakmıyor. Sürekli oyun oynayalım istiyor. Abel ile birlikte onu atlatabilirsek kütüphaneye gidiyoruz. Bir sürü yeni kitap okudum. Lyrelia'yla da oynuyoruz ama o daha çok küçük olduğu için öğlenleri daha çok uyuyor. Milia ve Artemisia'yla bahçede geziyoruz. Daha bir sürü şey yapıyoruz." Dedi Eira durup bir süre neler yaptıklarını düşündü.
Harry rahat bir nefes verdi.
"Kardeşlerin olduğunu bilmiyordum." dedi. Eira ile göletin kenarına yere oturduklarında. Eira omuz silkmekle yetindi.
"Onu seviyor musun?" diye sordu Harry. Eira yavaşça amcasının dizine yatarken cevapladı.
"Evet onu çok çok çok fazla seviyorum. O bu Dünya'daki en mükemmel ve en güzel anne. Her sabah günaydın demeye geliyor. Ve her gece de biz uyuyana kadar yanımızda kalıyor. Yemeklerimizi de hep birlikte yiyoruz. Ama şimdi burada değil. İşi olduğu için uzağa gitti. Ama hemen gelecekmiş."
Harry, şefkatle gülümsedi ve Eira'nın beyaz saçlarına daldırdı elini.
"Annen bir kraliçe Eira. İşi olması normal. Ama size bu kadar çok vakit ayırması bile onun sizi ne kadar çok sevdiğini gösteriyor. Yakında gelecektir. Sana olan öğüdümü dinlemene sevindim." Dedi.
İkili güneş batana kadar sohbet edip durdular. Bu esnada yanlarına Roy da geldi. Harry ve Roy ilk defa tanışmalarına rağmen çabucak kaynaştılar. Günün sonunda iki kardeş saraya kadar koşu yarışı yaparken Harry ikisinin bu haline güldü.
Eira; sakin, sessiz ve olgun bir çocuktu. Roy ise tam tersi, işi gücü oyun oynamak, eğelenmek olan ve bazen şımarık olabilen bir çocuktu.
Harry bunu hiç kötü algılamadı. O yaştaki çocukların biraz şımarık olmasında ve bolca oyun oynamalarında ne gibi bir kötülük olabilirdi ki!
⚜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Taç ⚜ Hükümdar Serisi I
Viễn tưởng⚜️ WATTYS 2022 KAZANANI ⚜️ -Hükümdar Serisi- Tanrıça, evrenin parçalarından altı kadın yarattı. Onları yüce kıldı. Evreni doğumla ödüllendirdi. Yarattığı altı kadına evrenin dengesini görev biçti. Evrenin altı farklı parçası, yeryüzünden bir soy se...