Bölüm.42: Veliaht

79 8 1
                                    

Güneydoğu Buz Krallığı

Arion kararlılıkla kraliçesinin yansımasına baktı.

"Kuralları biliyorsunuz majesteleri. Savaşa girdiniz, ölebilirsiniz, kendinize bir veliaht seçmek mecburiyetindesiniz. Kardeşlerinizden birini seçmek zorundasınız. Prens Scath olmaz. Kaideler gereği eşinize yönetme hakkı vermezsiniz."

"Buna mecbur muyum?" dedi Ronestia cevabı bildiği halde.

"Ölmeyeceğim Arion, buna emin olabilirsin. Henüz 9 yıldır tahttayım, ölmek için çok erken."

"Kurallar bakidir Ronestia. Bir Veliahtın olmak zorunda. Ölürsen ülkeni koruyacak, sahiplenecek, dağılmasına engel olacak. Sana verilen en kutsal hediyeyi emanet edebileceğin biri."

Arion, sabırsıca kıpırdandı. İçinden ölesiye Zhonia'yı seçmesini istiyordu. Kuzeyliydi. Onlara daha yakındı. Yaptıkları umurunda değildi, kuzeyliler kuralsızdı.

Ronestia, gözlerini kapattı. Kardeşlerini düşünmeye çalıştı. Ama aklında sadece biri canlandı...

Dalgalı koyu kahve saçları, canlı bir kahveye sahip gözleri, beyaz teni, pembe dudakları o muhteşem gülüşü... Hayat dolu enerjisi...

Kalp atışlarının hızlandığını ve kalbinden başlayıp tüm vücuduna yayılan bir dalganın vücudunu titrettiğini farketti.

Bu da neydi böyle! Bu hissettiği şey neydi! Hissetmek! Hissetmek mi! Dileği gerçek mi olmuştu! Caelia'nın yanındayken kayan yıldızdan dilediği his gerçek mi olmuştu! Hissediyor muydu artık!

Hayır. Ronestia hala aynı Siyah Kan'dı. Ama değişiyordu, şimdi değişimi farkedebildiği bir hale bürünmüştü. Ronestia, Caelia'yı seviyordu! Hem de çok fazla seviyordu!

Sevmek mi? Kendi mi! Çok çok garipti her şey çok garipti. Çok yabancı ve yeniydi! Kalbindeki coşku devam ederken beyni harekete geçti. Hissettiği her şey yavaşça söndü. Ama Ronestia onları bir kere yaşamıştı, unutamazdı. Düşündü. Caelia güçlüydü, ona boyun eğmemeş savaşmıştı. Sadece kendisi için değil başkaları için de savaşmıştı. Zekiydi, fazla zekiydi. Karşısındakileri kurduğu cümlelerle alt etmeyi çok iyi beceriyor ve bundan zevk almasını da biliyordu. Bu onu masada da güçlü yapıyordu. Onu meydanda görmemişti ama 9 yıl önceki gecenin hatırasıyla meydanda da çok iyi olduğu yorumunu yaptı.

Diğerlerini düşünemedi bile... Varlıkları aklının ucundan bile geçmedi. Kararlılıkla gözlerini açtı. Scath karısının zorlukla düşünen halini dakikalarca seyretmişti. Zor bir karar olduğunu biliyordu. Ronetsia bakışlarını doğrudan başdanışmanına kenetledi.

"Caelia."dedi

"Veliahtım Caelia Dhrasal Theron. Ona güvenim sonsuz. Gölge ve Karanlık Aphaea'nın yönetimini ona bırakıyorum. Hemen ikizimin yanına git ve ona sonsuz sadakatini sun Arion."

Coronam

Caelia, Vestia'nın saçlarını okşadı. İyice beyazlamış yüzüne baktı. Dudakları kurumuş ve çatlamıştı. Göz altları mosmordu. İyice zayıflamıştı. Haftalardır uyuyordu. Çok hastaydı. Ve görüntüsü ise Caelia'yı kahredecek kadar korkunçtu. Ölüyordu...

Debora yavaşça kadının omzuna dokundu.

"Çok üzgünüm... Yapabileceğim hiçbir şey yok. Beyaz Kan, Kırmızı Kan'dan daha güçlü. Aurora Vestia'nın yaşam kaynağını kendine çekiyor. Ve işi bittiğinde..."

Caelia, yavaşça ayağa kalktı. Hayır ağlamıyordu. Tacı takmak bir çok fedakarlık gerektirirdi. Caelia kardeşinin yasını bile tutamıyordu. İçinde bulundukları durum o kadar korkunçtu ki üzülmesine bile olanak tanımıyorlardı. Caelia ne Debora'ya baktı ne de köşeye sinmiş ağlayan Zhonia'ya, doğrudan çıkıp Bahar Odası'na ilerledi. Debora ise orada kaldı. Bakışları nazikçe Zhonia'yı ardından ise Vestia'yı bulurken aklına bir anı süzüldü.

10 Yıl Önce, Ortus, Işık Sarayı

Debora, kraliçesinin karşısındaki koltuğa oturmuş onunla birlikte küçük bir fincan kahveyi yudumluyordu.

"Anlat artık Debora. Kızlarımın geleceğini merak ediyorum."

"Küçükler." Dedi Debora.

"Hükmetmeyecekler." Bir süre durdu ve kraliçesine baktı. Her zamanki kararlı sesiyle konuştu.

"Hüküm, ikizlere ait... Zhonia ise Anka'nın Varisi vakti geldiğinde hatırlanmayacak bile, Vestia ise... Uzun yaşamayacak." Diyerek sözlerini bitirdi. Meira, gözyaşlarına boğulurken konuştu.

"Neden?" dedi.

"Neden? Herkesin dünyaya gelmesinin bir nedeni vardır. Onun ki ne? Neden hiçbir şey başaramadan gidiyor?"

"Haklısın." dedi Debora.

"Onun da dünyaya gelmesinin bir sebebi var. Güç ve güçsüzlük Meira... İkisi de gerçek. Ronestia ve Caelia'nın gücü temsil ettiği gibi Vestia' da güçsüzlüğü, çocukluğu ve masumiyeti temsil ediyor. Alsa unutulmayacak. Kalanlar onu hep hatırlayacak. Gücün farkında oldukları kadar güçsüzlüğün de farkına varacaklar."

Günümüz

"Veliaht olarak sizi seçti kraliçem." Dedi Arion, biraz da hayal kırıklığıyla. Caelia, tahtında oturuyordu. Arion ise karşısındaydı. Arion yavaşça kraliçenin önünde diz çöktü. Ve başını onun iktidarını kabul ettiğini belirterek eğdi.

"Zümrüt Kraliçe'yi hükümdarım olarak kabul ediyor. Sonsuz sadakatimi kabul etmenizi rica ediyorum. Sizi, ailenizi ve ülkenizi canım pahasına koruyacağıma yemin ediyorum..." dedi. Gölge kraliçenin ondan son isteği buydu. Yapmıştı. Caelia, yavaşça konuştu.

"Başını kaldır Arion." Dedi. Arion onunla göz teması kurduğunda tekrar konuştu.

"Sadakatini kabul ediyorum."

Arion tekrar başını eğdikten sonra Caelia işaret edene kadar bekledi. Caelia ona izin verdikten sonra ayaklandı.

"Emirlerinizi bekliyoruz." Diye devam etti ve sustu.

"Aphaea'nın tüm kalkanlarını aktifleştirin. Doğu sınırında Ateş Duvarı, Güneydoğu için Buz Sınırı ve Güneybatı için Taş Duvarlar. Duvarın ardında kalan küçük beyliklerden ve hanlıklardan Aphaea'ya olan sadakatlerini belirten bir mektup talep etmeyi unutmayın. Son olarak Karanlık Koruma Mühürleri ve Işık Kalkanı'nı da aktiflerştirin."

 ⚜  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 ⚜  

 ⚜  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 ⚜  

Zümrüt Taç ⚜ Hükümdar Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin