Bölüm.47: İntikam Oyunu

83 8 6
                                    

Ronestia, bıkmış gözlerle etrafına bakarken düşünmeden kendini alamıyordu. Zhonia'nın açık tehtidinin üzerinden 2 hafta geçmişti fakat onu tekrar görmemişti. Hastane kanadından ayrılması da imkansızdı zaten. Odaya girip çıkan her şifacının kapıyı açtığı esnada koridoru görmeye çalışıyor ve karşılaştığı manzara hep aynı oluyordu. Caelia neredeyse ordusunun tamamını kapısına yığmıştı. Üstelik hastane kanadının tamamına yayılmışlardı. Ronestia büyük camlardan dışarı baktığında bile camların önünde nöbet tutan askerleri görebiliyordu. Üstelik birçoğu da kıdemliydi. Yaklaşık 1 hafta önce Scath'ı görebilmişti. Onunla baş başa konuşamamıştı bile. Odanın içinde bir sürü asker vardı. Onun da yaralı olduğunu görmüş ardından ise savaş meydanında olanların detaylarını öğrenmişti. Caelia gelip onları kurtarmasaydı çoktan herkes ölmüş olacaktı. Neyseki Scath Ronestia kadar ciddi yaralanmamıştı. Yarası iyileşiyordu. Ronestia'nın yarasında ise bir değişiklik yoktu. Uyanmış olması bir mucize olmakla birlikte siyah kanından kaynaklıydı. Gerçi gün içinde sürekli uyuyordu. Uyanık kalabildiği sadece birkaç saat vardı. Sürekli ateşi vardı ve asla düşmüyordu. Siyah kanı da zayıf düşmüştü ve yetersiz kalıyordu. Şifacıların çoğu ona ümitsiz vaka olarak bakıyordu. Geçen günlerde biri artık zehir içip kendini kurtarması gerektiğini bile söylemişti fakat bu da imkansızdı. Odaya girip çıkan her şey defalarca kontrol ediliyordu. Ronestia'nın midesi her gün içmek zorunda olduğu şişelerce iksir yüzünden alt üst olmuştu. Yediği her şey şifacılar tarafından özellikle seçiliyordu. Belli bir programları hatta listeleri bile vardı. 2 haftadır bir lokma et yememişti. Gerekli besinin tamamını sebzelerden alıyordu. Deli olmak üzereydi. Odanın kapısı aralandığında Scath yavaşça içeri girdi arkasından da askerler. Askerler odaya dağılırken Scath yavaşça eşine yaklaşıp yanındaki sandalyeye oturdu ve onun küçük elini yavaşça kendi avucu içerisine aldı.

"Nasılsın?" diye sordu Ronestia, zorlukla.

"Gerçi yanındaki kızlarla iyi olmaman mümkün değil zaten. Ah!"

Ronestia inleyerek elini yarasına attı. Acısını hafifletmek için kendini zorlamadan yatağa bıraktı. Uzandığında Scath endişeyle karışık keyifle bakıyordu eşine. Gülmemek için kendini zor tuttuğu belliydi ama bu göğsündeki yarayı acıtıyordu. Daha fazla dayanamadı ve kısık bir kahkaha çıktı dudaklarından. Sonra ise durdu ve göğsündeki acıyı yok saymaya çalıştı.

"Yanımdaki kızlar mı? Kimden bahsediyorsun kara şövalyem." Dedi Scath keyifle. Ronestia'ya yaklaşıp dudaklarını karısının saçlarına bastırdı.

"Yanımda kimse yok Ronestia, kimden ne duydun bilmiyorum ama döndüğümüzden beri iki yan odada tek başıma kalıyordum. Odaya giren tek kadın da beni kontrole gelen şifacılar. Askerler dışında başka kimse yok."

Ronestia, ister istemez bir nefes verdi. Demek Zhonia yalan söylemişti. Daha önce Scath'a konuyu açmadığından içinden kendine laf sayıyordu.

"Caelia, bugün ikimizi de odaya geçirecek." Dedi yavaşça.

"Muhtemelen ona ve çocuklarına en uzak oda olacaktır." Diye mırıldandı Ronestia.

"Bunun için onu suçlayamazsın Ronestia. Ben Caelia'nın yerinde olsaydım çoktan bizi öldürmüştüm." dedi Scath sıkıntıyla.

"O zaman neden yaşamama izin veriyor ki?"

Ronestia'nın fısıltısını Scath duymadı.

Ronestia derin uykuya daldığında Scath kendi odasına doğru yol aldı. Zemin katın tavana yakın pencerelerinden birinin oluğuna saklanmış Zhonia ise dikatle koridoru izliyordu. Scath odaya girdikten sonra askerlerin yerlerini tekrar kontrol etti. Havanın iyice kararıp koridorların sakinleşmesini beklerken biraz sıkılımıştı.

Zümrüt Taç ⚜ Hükümdar Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin