Zümrüt Taç ⚜ Hükümdar Serisi I

Bölüm.3: Kraliçe Caelia Dhrasal Theron

Zümrüt Aphaea,Gece Yarısından Sonra

Zümrüt Kraliçe hızla Bahar Odası'na girdi. Başında tacı yoktu. Saçları özensiz bir örgüyle toplanmış ensesinde bir topuz oluşturulmuştu her haliyle kendi yaptığı belli oluyordu. Giysileri onu görmeye alışık olduklarından farklıydı. Altında yeşil renkli kumaş pantolon üzerinde ise sert ama ince görünen bir kumaştan yapılma salaş bir bluz vardı. Kirli krem rengindeydi. Yorgun görünüyordu. Ağladığı her halinden belliydi ama güçlü duruşunu bozmuyordu. Halkın içinden biri gibiydi ama aynı zamanda değil de gibiydi mesela.

Caelia masadaki su dolu bardaklardan birini alıp boğazını ıslattı. Oturma ihtiyacı bile hissetmeden konuşmaya başladı.

"Asırlar önce kadınlar erkeklerini indirerek iktidara geldiler.." biraz durdu.

"Yaz Güneşi şüphesiz ki isyanın en güçlü kadınlarından biriydi..."

Caelia'nın konuşurken sesi titriyordu. Sürgünde geçirdiği yıllarının en iyi kısımlarını o büyük kraliçenin yanında geçirmişti. Onun için en değerli öğretmenlerinden biriydi. Konsey, bu hikâyeden hoşlanmasa da dinledi. Irklarının özelliklerini bire bir taşıyorlardı tüm üyeler. Doğa aykırı olanı sevmezdi. Aykırı olanın dengeyi bozacağı, ona zarar vereceğini düşünürdü. Nitekim dengeler bozulmuş iktidara kadınlar gelmeye başlamıştı. Bunun iyi mi kötü mü olduğu tartışılmıyordu. Yüzyıllardır kadınların önünde diz çöküyorlar, onların himayesi altında büyüyorlardı. Kraliçe'nin sesi durdu, arkasını döndü ve Bahar Odası'nın kuzey cephesindeki camın önüne geldi. Bir süre ay ışığını izledi ardından tekrar konuştu.

"Ronestia her an daha da güçlü bir konuma geliyor. Bir an bile durmaya vaktimiz yok. Her an bizim için bir tehdit. Hepinize itimadım tam. Yokluğumda ülkemizi en iyi şekilde idare edeceğinizi biliyorum." dedi.

"Sabaha karşı Buzul Aphaea'ya gidiyorum. Kardeşime bir anlaşma teklif edeceğim. Ardından ise Kül Aphaea'ya. Ronestia'yı köşede sıkıştırabilecek miyiz bakacağız. Tahminlerim başarabileceğimiz yönünde."

"Emredersiniz Kraliçem. Yanınızda kimleri götüreceksiniz?" diye sordu üyelerden biri.

"Kalabalık olmayacağız. Bu kesinlikle Ronestia'nın kulağına gitmeyecek. Öğrendiği an saldırır. Emrimdir askerler savaş hazırlıklarına başlasın, halkın tedirgin olmasını istemiyorum. Ronestia'ya paniklediğimi düşündürtmeliyiz. Yanımda 3 yüksek büyücü 3 komutan ve bir de başdanışmanımı götüreceğim. Büyücü ve komutanlara siz karar verebilirsiniz."

"Majesteleri, lütfen beni mazur görün fakat Buzul Aphaea'da size refakat etmeyi çok isterim." dedi genç bir oğlan. İsmi Nero'ydu. Nero Zimrud...Güçlü olan zümrüt anlamına geliyordu. Caelia gülümsedi. Konseye yeni katılmış toy bir askerdi fakat çok üstün bir zekaya sahipti.

"Sana burada ihtiyacım var Nero. Özellikle sınırda. En kısa sürede oraya gitmeni istiyorum. Kuzey tarafı hala fazla karanlık bir denklem."

"Emredersiniz." yüzündeki hayal kırıklığını yansıtmaktan çekinmedi.

"Buzul Aphaea meselesine gelirsek. Eğer bir sonraki mevsimde Genel Konsey toplanırsa. Toplantıya gitmene izin vereceğim."

Konsey üyeleri gülümsediler. Her ne olursa olsun Kraliçe'lerini fazlasıyla seviyorlardı. Onun yaşama sarılışı ve umudu onlara da bulaşıyordu.

"Ve en önemli konu veliahtlarım. Biliyorsunuz. Ne olursa olsun her şeyden önce onların güvenliği gelir."

"Gözünüz arkada kalmasın Kraliçem. Biz buradayız." dedi konsey üyelerinden biri olan Gaia. Sesinde güven vermek isteyen bir tını vardı. Caelia tahta çıktığında konseyinin dinamik olmasını istemişti. Ve konseyi tekrar oluşturmuştu. Eski üyelerin de gitmesini istemememişti. Konseyi ve kendisi tecrübe kazanana kadar başlarında mutlaka ustaları olmuştu.

Caelia minnetle gülümsedi ve yavaşça odadan çıktı. Kendi odasına doğru yol alırken ne kadar şanslı olduğunu düşündü.

Tahtına isyan çıkararak çıkmıştı. İsyancılar Zümrüt Aphaea'da sevilmezdi. Ama Zümrüt Aphaea'da olan bir diğer esas ilke adaletti.4 kız kardeşinde taht hakkı vardı. Fakat tabii esas varis Ronestia Luxheri Theron'du. Ve o gece tüm kardeşlerinin katlini istemişti. Caelia ise savaşmıştı. Sadece kendi için değil, küçük kardeşleri içinde. Ronestia tahta çıkma hakkına sahipti fakat can alma hakkına sahip değildi. Caelia o gece yaşama hakkını elde etmişti. Onları kabul eden halka sığınmış ve böyle bir zalimin kölesi olmamak için onun başa geçmesini istemişlerdi. Tahta çıkışının hikayesi buydu. Gölge Halk dışında hiç kimse Ronestia'yı istememişti. Tüm inançlarda "Annenin emanetine ihanet edilmez." denilirdi. Caelia'yı hüzün sardı. Kendi annesi ona ihanet etmişken nasıl adil olunabilirdi ki!

Düşüncelerden uzaklaşmak için başını iki yana salladı. Güçlü olmalıydı.

⚜