Zümrüt Aphaea, Coronam
Güneş yeni doğarken Caelia çoktan üzerine ince bir elbise geçirip yine çıplak ayaklarla ormanın içine doğru kaybolmuştu. İlerledikçe Güneş de turuncu ışıklarını yükseltmeye devam etti. Caelia kurt ulumalarını duyduğunda garip bir huzurla dolduğunu hissetti. Ormanın ortasında kalan obruğun kıyısına geldiğinde durdu. Aşağıya baktı. Soylu kurt sürüsünü gördüğünde gülümsedi. Obruk yerin içlerinde bir sürü mağara ve tünelle bağlantılıydı...Kraliçe gözlerini kurtlar arasında gezdirdi ama aradığını bulamadı.
Neredeydi?
Elini havaya kaldırdı. Epeyce uzun ve esnek olan ağaçlardan biri eğilerek ona itaat etti. Kraliçe ağacın dallarından birine çıkıp tutundu. Ağaca onu obruğun dibine indirmesi için emir verdi. Ağaç yavaşça kraliçesinin isteğini yerine getirdi.
Kraliçe ağaçtan inip yavaşça taş zemine bastı. Kurt sürüsünün etrafına toplanışını ve önünde eğilerek iktidarını kabul edişlerini izledi...
Yavrulardan birini sevdikten sonra yanına yaklaşan hamile bir kurdu da öpmeyi ihmal etti. Sonra ise mağaranın içine doğru ilerledi...Onu ilk önce uzun karanlık bir tünel karşıladı ardından ise artık yükselmiş olan güneşin vurduğu bir boşluğa çıktı. Boşluğun ortasında kocaman bir ağaç vardı. Ortasında ise aradığı şey: Bozkurt.
Bozkurt yattığı yerden kalkarak kraliçesine doğru ilerledi. Caelia dizleri üzerine çökerek ruh hayvanına sarıldı...Uzun bir süre onunla vakit geçirdi.
Sonrasında ise kurtla birlikte ağaca yaklaştılar. Ağacın kökleri Bozkurt için taht sayılabilecek bir oyuk yaratmıştı. Caelia oraya oturdu. Geriye yaslandı. Bozkurt'un yanına gelmesini bekledi. Bozkurt da Caelia'nın yanına gelip büktüğü dizleri üzerine uzandı. Ve gözlerini kapatarak kraliçesiyle anı şeyi yaptı.
Caelia kısık sesle konuşmaya başladı.
"Çocuklarımı koruyabilmenin tek yolu. Kendimi feda etmem. Savaş meydanında ona ikizinin vicdan azabını da çektirmem. Öldürdüğü bebeği ile ikiz kardeşinin yasını tutarken zalimliği bitecek. Karanlık yerine çekilecek. Denge sağlanacak...Doğa kabullenecek...Zalimi de fedakarlıkları da..."
"Biz seni kraliçe kabul ettik..."
Kadifemsi ses kulaklarına dolduğunda gözlerini açmaya korktu. Ama ses nazikçe gözlerini açmasını rica ederken başka yapacağı bir şey yoktu. Yavaşça gözlerini açtı. Karşısındaki kadının saçtığı ışık gözlerini aldı.
"Biz seni Kraliçe kabul ettik Orman Gülü Zümrüt Kraliçe Caelia Dhrasal Theron. Ben Doğa Ana ve bütün hayvanlar, mevsimler, bitkiler... Ölüm ve yaşam... Biz seni kabul ettik...Yüreğinin gücünü hissettik. Doğaya olan aşkını duyduk. Sende kendini kabul et. Et ki denge oluşsun. Doğa kabullensin zalimi de fedakarlıkları da...Kendini kabul et benim küçük çiçeğim...Ki Varis olan olasın."
Caelia gözlerini kapattı...Gözyaşlarının akmasına izin verdi. Sağ elini kaldırıp sol yanına, kalbinin üzerine, koydu. Titreyen sesiyle fısıldadı:
"Ben yanındayım. Ben yanındayım."
Gözyaşları akış hızını arttırırken hayatındaki tüm acıları düşündü. Ve kabullendi...Onu Caelia yapan her şeydi bu acılar...Onları kabullendi.
Ve başka bir fısıltıyı duydu.
"Benim adım Umay..."
Ve tam o anda kalbinden başlayarak önce tüm bedenine yayılan bir enerji dalgası hissetti. Bu güç ardından patlayarak mağaraya oradan obruğa ve ormana ulaşarak dağıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüt Taç ⚜ Hükümdar Serisi I
Fantasy⚜️ WATTYS 2022 KAZANANI ⚜️ -Hükümdar Serisi- Tanrıça, evrenin parçalarından altı kadın yarattı. Onları yüce kıldı. Evreni doğumla ödüllendirdi. Yarattığı altı kadına evrenin dengesini görev biçti. Evrenin altı farklı parçası, yeryüzünden bir soy se...