1.bölüm

37.4K 391 425
                                    

24 Haziran 2014

İnsanların uzun zamandan beri kulağıma yapışmış olduğunu düşündükleri kulaklıkları çıkartıp yatağıma girdiğimde saat gecenin üçüydü.

Yaz tatiline girdiğimizden beri neredeyse hergün geç yatmayı alışkanlık haline getirmiştim.

Hergün tuhaf bir şekilde sabahlara kadar oturuyor, saçma sapan filmleri izliyor, saçma sapan müzikleri dinliyordum.

İçimde bitmek tükenmek bilmeyen lanet olasıca bir acı vardı. Bu lanet olasıca acıyı en iyi bu şekilde bastırabiliyordum çünkü.

Annem ve haldun amca bir haftadır İstanbul'da değillerdi. Bodrum'da tatil yapıyorlardı.

Annemin bütün itirazlarına rağmen onlarla birlikte Bodrum'a gitmeyi reddetmiş ve yüzüme bile bakmayacağını bildiğim dorukla birlikte İstanbul'da kalmayı tercih etmiştim.

Yaptığım o kadar büyük bir aptallıktı ki...

Dışardan bakıldığında tam bir ahmak gibi göründüğüme yemin edebilirdim.

Doruk gibi bir psikopat ile üstelik de annemden ve benden nefret ettiğini bildiğim bir psikopat ile annem ve haldun amca olmadan aynı evde kalmaya karar vermek benim gibi bir aptalın yapabileceği bir şeydi.

Annemler bodruma gidince doruğu durdurabilecek hiçbir güç kalmamıştı etrafımda.

İstese bana her türlü kötülüğü yapabilirdi.

Her ne kadar Doruğun bana zarar vermeyeceğini düşünmek istesemde  kendi yararım için ondan uzak durmak en iyisiydi galiba.

Yatağımın içerisine girmemle birlikte asfalta çarpan araba sesiyle pencereye koşmamda bir olmuştu.

Göz bebeklerim göz yuvarlarının içerisinde felç olmuş gibiydiler.

Doruk yine yapmıştı yapacağını.

Yalının sokağındaki çöp konteynırına çarpan lüks araç doruğun bebeğiydi. Arabanın önünü çok fena çarpmıştı.

Ne yapıyordu bu aptal böyle?
Allah kahretsin derdi neydi yine bunun?
Ölmek mi istiyordu?

İnsan durduk yere ölüme bu kadar davetiye çıkarabilir miydi?

Yine hayvan gibi içmişti anlaşılan.
Bu çocuğun ayık gezdiğini hiç görmemiştim gerçi.

Önünün fena halde çizildiğini gördüğüm arabadan inen doruğun yalının bahçesine girmesiyle birlikte gözlerini yukarı kata dikmesi de bir olmuştu.

Gecenin karanlığında yalının camından gizlice izlediğim adamla göz göze gelmiştim.

Karanlıktı çok karanlık...
Üstelik de dorugun burnunun ucunu bile görebilecek hali yoktu.

Dorugun bu kadar karanlıkta beni görmesi imkansızdı biliyordum. Lakin yine de sevdiğim adamın gözleriyle karşılaşan gözlerim telaş içerisinde dönüyorlardı yuvalarında.

Alaca karanlıktaki bu belli belirsiz bakış bile kalbimin atışlarını hızlandırmaya yetmişti.

Sanki arabadan indiğinden beri orada olduğumu biliyormuş gibiydi doruğun tıpkı gece gibi karanlık olan korkunç  bakışları.

Göğsümün içerisinde çaresizce can çekişen kanlı yumru göğüs kafesimden dışarı fırlayacakmış gibi hızlı çarpıyordu göğsümün içerisinde.

Yakalanmıştım!

Zihnim bas bas bağırıyordu.
Yakalandın işte yine yakalandın diyordu içimdeki korkunç ses.

CANAVARIN KALBİ (+18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin