12. Bölüm

189 50 192
                                    

Selam, nasılsınız bakayım?

Şuanda bu bölümü yamayı yeni bitirdim ve tabii ki anında sizinle paylaşıyorum. Bir de bu bölüm tüm bölümlerin en uzun bölümü oldu. (Bu arada bölümün sonunda bu konuya biraz değinmek istiyorum. Orada olun ewkjvıdskdlxxı)

Bölümü oylayarak okumaya başlayabilirsiniz xhskzhskzhwkyzskshskhzwnuzkshxns

Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar gece yıldızlarım^^

***

Eminim hepiniz benim gibi endişelendiniz. Ama merak etmeyin önemli bir şey yok. Arda arkadaşı çağırdı diye beş dakikalığına dışarı çıkmış. Ardından içeri girmek için zile bastığında Damla, kapıyı açmaya giderken annesinin bir vazosunu yere düşürüp ufak bir çığlık atmıştı. Bunların hepsi üst üste gelince biz odada tabii ki telaşlanmıştı. Ama hiçbir şey olmamıştı. Eğer olacaksa Damla, annesi için önemli olan bir vazoyu kırdığı için olacaktı...

Bir müddet daha orada kalıp bu konuları tartıştıktan sonra bir karara varmıştık. Bir iki gün sonra şelaleye gidecektik. Bir iki gün sonra, çünkü Ömer abinin işi vardı. Bu nedenle bir iki gün bekleme kararı almıştık.

O bir iki gün, bende evde sıkılmamak için Ateş'le beraber onun okuluna gidecektim. Damla da o okuldaydı tabii.

Kimde kalacağım konusu tartışılırken aslında Ömer abilerde kalacaktım. Ama misafir odalarını Arda oynarken mahvettiği için Ateş'le kalacaktım. Bu nedenle Ateş'in evine gelmiştik.

Şimdiyse gözlerimi açtığım odada boş boş tavanı izliyordum. Üstümde Ateşten aldığım tişört vardı. Altıma verdiği eşofmanı giymemiştim. Tişört giydiğim şortlardan bile uzun olmuştu çünkü.

Boş boş tavanı izleyerek kendimi uykunun güzle kollarına vererek uyudum.

***

Ateş ve Damla'yla birlikte okula doğru ilerlerken içimde bir parça korku vardı. Çünkü bir sürü perinin arasında olmak ve benim bir cadı olmam, dışlanma duygumu bastırıyordu. Tek dayanağım perilerin anlayışlı olmalarıydı.

Okula geldiğimizde ben Damla'yla, Ateş'ten ayrıldım. Çünkü ben Damla'yla aynı yaştaydım ve Ateş bizden bir yaş büyüktü. Damla'nın sınıfına girdiğimizde birçok kişi benim kim olduğumu soruyordu. Damla'ysa beni kuzeni olarak tanıtmıştı.

Bir ders geçtikten sonra Damla dışarı çıkacağını söylemişti. Beni de çağırmıştı ama klasik ben istememiştim. Sıramda boş boş otururken önümdeki kağıda basit şekiller çiziyordum. Bu sırada yanıma biri gelip oturmuştu. Bakışlarımı o tarafa çevirdiğimde kısa mor saçlı bir kız vardı ve aşırı minnoş gözüküyordu. Bana gülümseyerek bakıyordu. Sevecen bir kıza benziyordu.

"Selam, ben Mine. Yalnız olduğunu görünce geleyim dedim, belki sohbet etmek istersin." Kıza gülümseyerek baktım. Böyle bir kızla kim sohbet etmek istemezdi ki.

"Bende Buz." Dedim. Bana gülerek baktı.

"İsmin kadar soğuk olduğunu söyleyen oldu mu hiç?" Onun gülmesine karşılık vererek konuştum.

"İlksin." Dediğimde şaşırarak bana baktı.

"Ciddi değilsin dimi?" gülerek konuşmaya başladım.

"Ciddiyim."

"O zaman soğuk biri değilsin?"

"Aslında soğuk biriyim. Sadece diyen olmadı." Dedim.

Mine'yle konuşmaya devam ederken derslerde de beraber oturmuştuk. Mine ile konuşmamız aşırı sarıyordu. Daha önce birisi ile bu kadar fazla ve güzel konuştuğumu hatırlamıyordum.

Yıldızlı GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin