Hoş Geldin...

179 9 5
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

Kaldığım odaya doğru yürüdüm.Ozan'la suit bir odada kalıyorduk.Kapıyı açıp içeri girdim Ozan cam kenarında oturuyor bir şeyler içip denizi seyrediyordu.Geldiğimi fark edince şaşkın bir ifadeyle bana baktı.''Abi ne oldu sana ?''.Panikleyerek yanıma geldi.O bana soru soruyor ama benim aklımda anlamsız bir şekilde Leyla dolanıyordu.''Yok bir şey küçük bir kaza hepsi bu!''.Ozan şaşkın şaşkın bana bakıyor. ''Ne demek yok bir şey abi kolun sargılı üstelik çıplaksın.''Tekrar ikimizde cam kenarına oturduk Ozan bana limonlu soda uzattı ve sonra olan biteni anlattım.''Demek adı Leyla ha !.''Daldığımı fark edince beni dürttü.''Evet adı Leyla beden eğitimi öğretmeni ayrıca dövüşçü.''Ozan güldü.''Hadi be yoksa kıza yürüdün mü de seni bu hale getirdi doğru söyle.''İstemsiz bir şekilde ben de güldüm.''Hayır olayı olduğu gibi anlattım sana''.Doğal sarı saçları natural bir yüzü vardı küçük gözlü,gülünce dudağının kenarında oluşan boşluk onu olduğundan daha bir farklı daha güzel gösteriyordu."Sesli düşündüğümü farketmemiştim.''Eeeee.''Ozan dirseğini dizine, yüzünü avuçlarına dayamış alaycı şekilde bana bakıyor.''Ne eesi ''Cevap bekler gibi pür dikkatte. ''Abi kızı öyle bir anlattın ki masal diyarından geldi sandım.Belli ki Leyla seni yaralamakla kalmamış.''Ozan'ın ne söylemeye çalıştığını anlayınca kendimi toparladım.''Saçmalama Ozan sadece Leyla iyi bir kıza benziyor demek istediğim buydu.''Ozan sırıttı.''Tabi...''.Acıkmıştım.''Her neyse ben çok açım sen de kahvaltı yapmadıysan restorana inelim.''O da beni beklemiş kahvaltı yapmamıştı.

Kahvaltıdan sonra marinaya gitmek için otelin dışına çıktık.''Abi araba nerede?''.Ahh tabi araba atm nin orda kalmıştı tamamen aklımdan çıkmış.''Ben yaralanınca hastaneye Leyla' nın arabasıyla gittik, araba orada kaldı''.''Tamam abi taksiyle gider dönerken arabayı alırız.''

                          ***

''Tuğba ben geldim.''Yatakta uzanıyordu.Sesimi duyunca fırladı.''Hadi anlat çatladım meraktan her detayını istiyorum.''Çok yorulmuştum.Daha önce ne zaman bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum .Başım kazan gibi ne anlatayım nereden başlayayım bilemedim .''Önce bana bir bardak soda verir misin başım çok ağrıyor!''.Hemen bir bardak sodayı bana uzattı yüzüme dikkatli baktı hadi anlat der gibi.Olanı biteni anlattım.Çok üzgün olduğumu sadece biraz uyumak istediğimi söyledim ama bir yandan da karnım zil çalıyordu.''Sana sandviç hazırlatmıştım istersen ye açsındır .''Haklıydı hiç bir şey yememiştim aslında halim bile yoktu sandviçi bitirip yatağıma uzandım.

Uyandığımda saat öğleden sonra ikiye gelmişti. Anladığım kadarıyla Tuğba çantaları hazırlamış uyanmamı bekliyordu.Bugün için planımız tekne turuna çıkmaktı. Çalıştığımız firmanın teknesiyle açılmayı planladık fakat sabah ki olaydan dolayı planımız iptal olmuştu.''Nereye gidiyoruz Tuğba?''.Gülerek yüzüme baktı.''Ölüdenize !''.Hiç halim yoktu yerimden kıpırdamak dahil istemiyordum ama Tuğba haklıydı bütün hafta boyunca çalışıyor kendimize vakit ayıramıyorduk.Zaten sürekli de yaptığımız bir şey değildi.''Tamam bir duş alayım çıkarız sen hazırlığını bitir.''Kısa bir duşun ardından hızlıca giyinip çıktık. Arabayı otoparka çekmemiştim otelin girişindeki sokağın kenarında duruyordu.Eşyaları bagaja yerleştirirken Tuğba bana seslendi.''Abla Demir kimliğini arabada düşürmüş!''.Ahh olamaz yine benim sakarlığım arabadan inerken ona ben teslim etmiştim.''Tamam sorun değil zaten Ölüdeniz de ki bir otelde kalıyor giderken bırakırız.''

Yola koyulduk.Biz merkezdeki çalıştığımız firmaya ait otelde kalıyor ücret ödemiyorduk .Sıradan iki kişilik bir aparttı. Tuğba ile olmayı çok seviyorum kafa dengimdi. Çok kolay anlaşıyorduk fikirlerimizin çoğunluğu hep aynıydı.Kardeşimden farksızdı yani .Yirmiki yaşında ben ise yirmi yedi. Her yere birlikte gider bütün aktiviteleri birlikte yapardık.Tuğba canım kuzenim.

Demir'in kaldığı otele geldik.Tuğba'ya arabada beklemesini hemen döneceğimi söyledim.Lobideki resepsiyoniste Demir Selimoğlu'na haber verilmesini beklediğimin iletilmesini istedim.''Üzgünüm hanımefendi Demir bey otelde değil bir kaç saat önce çıktılar .''Moralim bozuldu tekrar gelmek zorunda kalacaktım.Kimliği danışmaya teslim etmedim kendim vermem daha doğru olacaktı.Kağıt kalem isteyip telefon numaramı yazarak kısa bir not bıraktım.''Ben Leyla kimliğin bende bu benim telefon numaram...''.Otelden çıkıp arabaya yürüdüm.''Verdin mi Demir' e kimliğini? '' Daha arabaya binmemiştim bile.''Otelde değilmiş not bırakıp telefonumu yazdım.''Tuğba kıkırdadı.''Danışmaya bırakabilirdin, bırakmadın kendin vermek istedin hı ?'' Bir an duraksadım maksadının ne olduğunu anlamıştım. ''Kendim teslim etmem daha doğru olur diye düşündüm zaten adama mahçubum.'' İç sesim konuştu.'' Gerçekten bu yüzden mi Leyla?.

Burayı seviyorum denizini doğasını her şeyi güzeldi.Sahile inip iki şezlong kiraladık.Her zamanki gibi vazgeçilmez Fenerbahçe'li plaj havlum çantamdaydı.Tuğba huyumu çok iyi bildiği için nerede ne yapacağımı hatta giyeceğim kıyafetlerimi bile bilirdi.Çantamı da o hazırlamıştı zaten.Önce serinlemek için denize girdim.Su harikaydı tek sevmediğim aşırı tuzlu olması bu yüzden dikkatli yüzüyordum.Hava her zaman ki gibi çok sıcaktı kırk iki derece .Yazları burası çok sıcak,  kırk altı dereceleri bile buluyordu.Mutlaka her evde klima vardır .Teyzemin her odası klimalıydı. Ara sıra Tuğba ile teyzemde kaldığımız da oluyordu. Biraz serinledikten sonra şezlonga uzandım.İstemsiz bir şekilde Demir'i düşünüyordum.Telefonuma baktım arayan kimse yoktu.Zaten ailem ve en yakın arkadaşım Eliz dışında pek arayan olmazdı.Tuğba denize girmiş ben ise yeni çıkmış bir kitabı okumaya başladım ''Ateşte açan çiçek.''.Berrin Karapınar,bu yazarın kitaplarına bayılıyorum hayal gücü inanılmazdı.Okuduğum her kitabını yaşıyorum sanki.

Saat altıya geliyodu.Yavaş yavaş toparlanmaya başladık. Genellikle akşamları sahilde bahçeli bir kafe ye gider orada canlı müzik dinlemeye bayılırdık, neredeyse oranın demirbaşı gibi olmuştuk.Her gelişimizde itinayla karşılanır hocam diye hitap edilirdi.Bizim yerimiz sabit hep aynı yerde oturuyor, orayı kimseye vermiyorlardı. Tabi ki sahne önü.Toparlandıktan sonra yola koyulduk.Otele vardığımızda saat yediyi geçiyordu.Sırayla duş aldıktan sonra hazırlandık.Benim üzerimde lacivert jean şort ve beyaz omuz detaylı tshirt vardı.Saçlarımı doğal haline bırakmayı seviyor .uzunluğu bel boşluğuma kadar geliyordu.Sadece maskara ve yanaklarıma hafif bronzer allık sürdüm.Tuğba siyahtan asla vazgeçmezdi.Mavi jean ve üzerine siyah bluz giydi. Onun vazgeçilmezi ise tabi ki ruj.Çok doğal güzelliğe,yeşil gözlere, uzun ve sık kirpiklere sahip olduğundan makyaja ihtiyacı bile yoktu.

Arabaya binip gidene kadar ikimizde konuşmadan müzik dinledik.Arabayı her zamanki gibi aynı yerine park ettim. Kafeye vardığımızda yine aynı şekilde karşılandık ve yerimize oturduk sipariş vermeden elmalı nargilem hemen getirildi.Nargileyi severim sık içmezdim ama onun kokusu hoşuma giderdi. Ardından da iki sade Türk kahvelerimiz geldi.Bir yandan canlı müzik devam ediyor,kendimce eşlik ediyordum .Şarkı bitince ''Hocam hoş geldiniz''dendi ve başımla karşılık verdim. Tabi ki ardından en sevdiğim şarkı çalmaya başladı.''Sen bana geç kaldın ben sana erken...'' Koray Avcı'nın hoş geldin şarkısını çok seviyorum neden bilmiyorum ama bu şarkı beni çok etkiliyordu .Solist kadın sahneden inerek yanıma geldi bir yandan şarkıyı söylüyordu ve mikrofonu bana uzattı.''Tutuşsun gün yansın geceler vaktimiz varken...''Mikrofonu iade ettim.Telefonum titredi ve bir mesaj.

" Sesin çok güzelmiş !''.

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.  :)

SANA SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin