Hediye

30 4 2
                                    


Keyifli okumalar dilerim....

Odaya girdiğimde Tuğba pijamasını çoktan giymiş beni bekliyordu. "Hadi anlat çatlamak üzereyim neler konuştunuz ne söyledi sana ağzın kulaklarında!" Haklıydı bunu gizlemek imkansızdı. "Tuğba ben uçuşuyorum çok mutluyum. Bana aşık olduğunu söyledi. Bunu söylerken bile öyle mütevaziydi ki." Tuğba çığlık attı. "Ablaaaa çok sevindim siz şimdi birlikte misiniz?" Yerinde duramıyordu. "Galiba öyleyiz. Vedalaşırken iyi geceler sevgilim dedi." Tuğba ağzı açık bir şekilde beni dinliyordu. "İnanamıyorum!" Normaldi ben bile hala inanamıyordum. "Peki sen abla sen neler hissediyorsun ona karşı?" Midem hala heyecandan ağrıyordu. "Ben daha önce böyle bir şey hissetmedim Tuğba, aşk sandığımız şey meğer öyle değilmiş. Bu... bu çok başka bir şey!" Kıkırdıyordu. "Yıldırım aşkı desene! ayyy çok romantik..." Bir yandan üzerimi değiştiriyordum ki sırtım bir anda zonklamaya başladı. "Ahh sırtım!" Koşarak yanıma geldi. "Dur abla ben yardım edeyim ilaçlarını aldın mı?" Sadece antibiyotiğimi almıştım. "Ağrı kesici alsam iyi olacak." Bir bardak su ile ilacımı getirdi. "Tuğba, Demir üç günlük plan yapalım dedi sen ne dersin?" Ne diyebilirdi ki. "Allah derim!" Annemi aramam lazım iki gündür konuşamadık. "Telefonumu aldım görüntülü aramayı başlattım." Merhaba annem nasılsın... "Kısa bir görüşmenin ardından kapattık. Bende pijamamı giydikten sonra yatağıma uzandım. Bir mesaj..." Tatlı uykular güzelim... "Tebessüm ettim." iyi uykular... "diyerek gönder tuşuna bastım. Uykum gelmişti nasıl uyuyacaktım bilmiyorum ama denesem iyi olacaktı. " İyi uykular ablacım. "Çoktan taklayı atmış bile.
***
Otele henüz varmıştık. Park ettiğim yer doluydu. Ozan'a onun park etmesini istedim. "Sen hallet ben odaya çıkıyorum." Leyla...Aklımı başımdan alan Leyla...Asansör doluydu. Merdivenleri tercih ettim. İkinci katta kalıyordu odamız. İçeri girdiğimde direkt mini bardan limonlu soda aldım ve cam kenarına oturdum karanlık denize bakıyordum. Aklıma o müdür bozuntusu geldi. İçim hiç rahat değildi. Resmen Leyla'ya yürüyordu adi herif. Terslenmesine rağmen yine de ilgi göstermesi enteresandı. Takıntılı olduğunu düşünmeye başladım ve bu hiç iyi bir yere gitmeyecekti. Leyla cesaretli ve bir o kadar da gözü karaydı fakat böyle tiplerin ne yapacağı belli olmazdı. Aklım sürekli ondaydı. Uyuyacağını tahmin ettiğim için yolda mesaj atmışttım." Bu adam rahat durmayacak eminim!" Sinirle ayağa fırladım. "Duşa girsem iyi olacak." Kapı açıldı. "Abi duşa gireceksen önce ben gireyim yatıp uyumak istiyorum." İtiraz etmedim. Zaten kolay uyuyacağa benzemiyordum. Balkona çıkıp derin derin nefes almaya başladım. Sonra bugünü düşündüm. Kahkaha attım. "Deli kız... Nasılda beni güldürmeyi başarıyor." Ozan'dan sonra bende duşa girip yatağıma uzandım.
                               
                               ***

Uyanır uyanmaz telefonuma baktım. Arama ya da mesajın olmadığını görünce yüzüm düşmedi değil. Saat on buçuktu. Tuğba'yı uyandırmaya kıyamadım ama bir yandan da karnım zil çalıyor, Tek başıma da kahvaltı yapamam diye düşünürken kapı çaldı. Bu aralar kapım sık çalıyor diye gülmedim değil. Hızlı adımla kapıya yöneldim. "Günaydın Leyla hocam, bu kutu size geldi." Şapşik bir gülümsemeyle teşekkür ederek kutuyu aldım. Kırmızı yuvarlak bir kutu, içinde ne olduğunu deli gibi merak ediyorum hemen açmam gerek diye habire söyleniyordum. "Allah'ım bu nasıl birşey hiç bitmesin ne olur!" Kapağı açtığımda ilk olarak küçük bir not ile karşılaştım. "Aklımı başımdan alan Asi güzele..." Kırmızı gül ve hemen yanında boks eldiven figürlü bir kolye. Hediye muhteşemdi bayıldım. Hemen telefona uzandım. "Aldığım en güzel hediye, teşekkür ederim." Çok geçmeden cevap geldi. "Görünce seni hatırlattı, beğendiğine sevindim." Nasıl beğenmezdim ki.
Telefonum çaldı. Arayan Demir değildi. Kayıtlı olmayan bir numara. "Alo..." Karakoldan aranmıştım. Şubeye çağırdılar ve bir gelişme olduğunu söylediler. Demir'e mesaj attım durumu bildirdim. "Hemen geliyorum birlikte gideceğiz." Tamam bekliyorum diyerek cevap verdim. Masa da sandviç vardı aceleyle onu yedim.Hızlıca kısa bir duş alıp, üzerimi giyinerek saçlarımı yine at kuyruğu yaptım. Tuğba'yı uyandırmadım, komidinin üzerine küçük bir not bırakarak odadan çıktım. Otelin önünde Demir'i bekliyor ara sıra da Murat denen gıcık ortalardamı diye kolaçan ediyordum. Çok geçmeden Demir geldi. Şoför yanına geçtim. "Günaydın prenses" Aynı karşılığı bende verdim. "Günaydın Demir." Karakola giderken gelişmelerin ne olduğunu konuşuyorduk. "Yakalanmış olabilirler mi?" Demir tahmin ederken biraz düşündü. "Olabilir, içeriye girmesi için elimden geleni yapacağım. Düşüncesi bile korkunç seni kaybedebilirdim." Gözlerinde ki o korkuyu gerçekten görüyordum. "Bak buradayım, yanındayım lütfen orada öfkene sahip çık bir delilik yapma!" Gözleri yola bakıyordu. Havayı yumuşatmam gerektiğini düşündüm. Gülümseyerek konuşmaya başladım. "Hem sen ne ara kalkıp bana sabah ki sürprizi hazırladın?" O da küçük bir tebessümle bana döndü. "Banka da işim vardı. İzin günlerini birlikte geçirmek istediğim için sabah erken kalkıp gittim. Banka da işim çabuk bitince arabaya doğru yürüyordum kuyumcunun vitrininde ki kolye dikkatimi çekti. Kesinlikle almam gerekiyordu."Mesaj da söylediğimi tekrar yineledim." Çok teşekkür ederim gerçekten aldığım en güzel ve anlamlı hediye. "Rica etti. Caddenin sağ tarafına döndü. Karakola gelmiştik.  Arabadan aynı anda indik yanıma gelip elimi sımsıkı tuttu, içeri girdik. Girişteki polise durumu anlattıktan sonra komiserin odasına doğru yönlendirdi. Kapıyı tıklayıp içeri girdik." Merhaba komiser bey ben Leyla Güzel." Devam etmeme müsaade etmeden koltuğu gösterip kendi konuşmaya başladı. "Hoş geldiniz Leyla Hanım ve siz de Demir Bey olmalısınız."Demir başıyla onayladı." Evet ben de Demir Selimoğlu. "Ona da oturmasını rica ettikten sonra mevzuya girdi." Leyla Hanım öncelikle çok geçmiş olsun. Bu can sıkıcı durum için sizleri buraya kadar yorduk. Sizi vuran kişi ve kişileri yakaladık fakat bir kişi hala kayıp aramaya devam ediyoruz. Lakin burada farklı bir durum var." Pür dikkat dinliyordum. "Sizi vuran kişi henüz on sekizini yeni doldurmuş bir delikanlı. Şöyle izah edeyim, Bu şahıs reşit duruma gelince bu olayın gerçekleştiği gün yetiştirme yurdundan gönderildiğini öğrendik. Bir bankta oturup ne kadar parası olduğunu sayarken kafaları çekmiş üç kişi bu delikanlıyı fark edip onu rahatsız etmeye başlamış. Çocuk durumu anlayınca uzaklaşmak istemiş fakat fazla ileri gidemeden yani sizin olduğunuz bölgede sıkıştırmışlar. Parasını vermek istemeyince içlerinden biri silahını çıkarıp ona doğrultmuş. Bu genç delikanlı da artık hangi cesaretle olduysa elinden silayı almaya çalışırken silah patlıyor ve siz yaralanıyorsunuz. Birazdan savcılığa sevk edilecekler."Araya girdim." Bu genç delikanlıyı görebilir miyim çok rica ediyorum. "Komiser itiraz etmeden kabul etti. Nezarette ufak tefek bir çocuk görünce içim acıdı. Üstelik hiç bir suçu günahı olmayan bir çocuk. Tekrar komiserin odasına geri döndük." Komiser bey, ben bu çocuktan şikayetçi değilim ve ceza almaması için de elimden geleni yapacağım." Komiser bey gülümsedi. "Hakkınızda biraz bilgi sahibi olduk hoca hanım, tam kişiliğinizden beklediğim bir hareket, bende bunu demenizi bekliyordum. " Çok babacan bir komiserdi. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ama bir damla akmıştı bile." Peki Leyla Hanım, prosedür gereği savcılığa çıkmak zorunda. Siz de şikayetçi olmadığınız için serbest bırakılacaktır. Fakat diğerlerinin suç dosyası kabarık haklarında gerekli işlemleri savcılık uygulayacak. Burada ki işiniz bitti gidebilirsiniz tekrar çok geçmiş olsun Leyla Hanım. "Teşekkür ettikten sonra karakoldan dışarı çıktık. Arabaya giderken hüngür hüngür ağlamaya başladım. Demir panikledi." Leyla iyi misin ne oldu? "Ağlamaktan konuşamıyordum." Demir ben bu çocuğa çok üzüldüm böyle elim kolum bağlı duramam ki ben bir şeyler yapmazsam asla uyuyamam. "Kolumdan çekip sarıldı." Ya sen nasıl bir şeysin, tamam ağlama lütfen ben de üzüldüm bi bakalım onun için ne yapabiliriz? "Yürümeye başladık tabi ben hala ağlıyordum. Arabaya bindik." Otele mi dönmek istersin yoksa birlikte kahvaltı yapmak istermisin? "Üzüntüden açlığı düşünecek halde değildim ama Demir kahvaltı yapmamış olmalıydı." Tamam kahvaltı yapalım."Kontağı çalıştırıp yola koyulduk. Akşamları canlı müziği olan kafeye gittik. Sakin bir masayı tercih etti Demir." İyi misin Leyla!. "Biraz daha iyi gibiydim." Daha iyiyim gelinceye kadar bu çocuk için ne yapabilirim diye düşündüm ve bu beni biraz rahatlattı. "Parmağıyla burnuma dokundu."Meleğim benim."Alnımdan öptü ve kahvaltı yapmaya başladık.
Bir kaç saat orada vakit geçirdikten sonra kalkmak, biraz yürümek istediğimi söyledim. Tamam diyerek hesabı istedi. Masada ödeyip kafeden çıktık. Bu mekan marinaya çok yakındı." Tekneye gitmek ister misin açılmamıza gerek yok biraz dinlenmeni istiyorum ne dersin?" Hemen kabul ettim başım ağrıyordu. Tekneye gittikten sonra iki limonlu soda açtı. Ağrı kesici istedim. Barın önünde yanyana oturduk. Başımı omzuna yasladım gözlerim kapanıyordu.
Uyuya kalmışım. Gözlerimi açtığımda hava kararmak üzereydi." Demir inanamıyorum saatlerdir böyle miyiz?" Demir güldü. "Evet meleğim." Mahcup olduğumu hissettim. "Olamaz sen böyle kıpırdamadan mı kaldın? İnanamıyorum çok özür dilerim." Ellerimden tuttu. "Leyla sakin olur musun lütfen ben şikayetçi değilim hem öyle güzel uyuyordun ki, hareket etmem mümkün değildi ben de seni izledim bence çokta güzel oldu." Güldüm. "Artık gidelim mi Tuğba ne yaptı acaba?" İkimizde ayaklandık. "Hay hay önden buyurun lütfen!"
Çok geçmeden otele vardık. Aynı anda inip sarılarak vedalaştık. Odama doğru yürürken birinin geldiğini fark ettim. "Leyla görüyorum da o adamla bayağı bir samimisin!" Neydi bu şimdi sanırım alkol almış hatta fazlasıyla almış gibiydi. "Murat bey, bu sizi hiç ilgilendirmez." Öfkelendiğini anladım. "Leyla sana olan ilgimi görmüyor musun? Bende bulamadığın ne söyle?" Çok sarhoş olduğu aşikardı. "Lütfen Murat bey, sarhoşsunuz bence derhal evinize dönün ben size bir taksi çağırayım." Yanından geçecekken kolumdan tuttu. "Aşığım anlamıyor musun? Benim olmanı istiyorum" . Elini kolumdan çektim. Tekrar yakaladı. Bu sefer ki şiddetli olmuştu. Bırak dediğim halde kolumu sıkmaya devam ediyordu. Artık dayanamayacaktım.

Sanırım o gün bugün!

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum... 😊

SANA SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin