Sahne

26 0 0
                                    

" Neler oluyor Leyla! Tuğba 'ya bir şey mi oldu?"
" Bilmiyorum gitmem gerek!"
Koşarak odaya gittim.
" Sen kapıda bekle Demir!"
Hızlıca kapıyı açtım. Tuğba yatakta tir tir titriyordu.
" Aman Ya Yarabbi! Tuğba cayır cayır yanıyorsun !"
Her yerim ağrıyor diye ağlıyordu.
" Tamam geldim derhal hastaneye gidiyoruz, Demir yardım et! "
Bir hışımla içeri geldi. Tuğba'yı kucakladığı gibi arabaya bindik.

Serum takılıp ateşi düşürüldü. Çok halsizdi. Üç saat hastanede kaldıktan sonra taburcu oldu. İlaçlarını da alıp otele geri döndük. Patronu arayıp işe sadece benim gideceğimi durumun ne olduğunu anlattım. Allah 'tan çok anlayışlı bir adamdı.

Saate baktım gecenin biri olmuş ben hala Tuğba' nın başında bekliyordum. Bir süre daha bekleyip ateşini kontrol ettim. Şükür ki iyiydi. Ben de yatağıma uzanıp kendimi uykuya bıraktım.

Alarm çalıyor saat sekiz buçuk. Demir 'den mesaj yoktu. Kalksam iyi olacak bende kendimi halsiz hissediyordum. Giyinip restoranda kahvaltı yapmaya gittim. Otelde işim bitince marinaya gitmek için yola koyuldum. Saat dokuz kırk beş. Tekne de misafirlerin gelmesini beklemeye devam ettikten sonra hareket zamanımız geldi.

Tur bitip marinaya yanaştık. Herkes indikten sonra tekneden ayrıldım. Otoparka vardığımda benimkiyle birlikte iki araba dışında kimse yoktu. Düğmeye basıp kapısını açarken biri kolumdan tuttu.

" Leyla lütfen biraz konuşalım." Arkamı döndüm.
" Senin burada ne işin var! Belli ki yediğin dayak sana yetmemiş! Defol git buradan!"
Hala kolumu tutuyordu.
" Sana biraz konuşalım dedim ve konuşacağız da!"
Ey büyük Allah'ım ben şimdi sinirlenmeyim de ne yapayım.
" Bak ağzını burnunu dağıtmadan git buradan son kez uyarıyorum. "
Bir adım geri atıp cebinden bıçak çıkardı.
" Senin adamlığın bu kadar mı? Beni bununla mı zorlayacaksın! "
Bıçağı bana doğru uzattı. Aramızda yaklaşık bir buçuk metre vardı.
" Gerekiyorsa evet Leyla beni dinleyeceksin yoksa karışmam! "
Kahkaha atmamak elde değil.
" Ya sen ne salak adamsın be! Beynin almıyor galiba git diyorum sana gerizekalı başka uyarım olmayacak!" Denemle bıçağı savurmaya başladı.

İkinci hamlesinde bıçak tuttuğu elini kolumla kavrayıp dirseğini kıracak duruma getirdim peşinden midesine sert bir yumruk attım. Bıçak elinden düştü. Kolunu bırakıp geri ittirdim. Ayağımla bıçağı uzağa fırlattım. Yok yetmeyecekti. Üzerime gelip bana vurmaya yeltendi. Front kick (Ön tekme bilinen adıyla basma tekme) vurarak geri gitmesini sağladım. Tekrar üzerime gelince var gücümle Sağ direkt (düz yumruk) burnuna, ardından sol kroşe ( çeneye yumruk) vurdum yere düşer gibi oldu fakat doğruldu. Son hamlem spinning back kick oldu. ( döner tekme) Ardından yere yığıldı. Kalkacak mı diye beklerken anladım ki bayılmış öylece hareketsiz yatıyordu. Ardıma bile bakmadan arabaya binip otele doğru yol aldım.

Odaya girdiğimde Tuğba film izliyordu.
" İyi misin ablacım nasıl hissediyorsun kendini?"
Bir yandan cips yemeye başladı.
" Çok iyim öğlen doktorun verdiği iğneyi revirde yaptırdım. Şu an bomba gibiyim."
İçim rahatlamıştı. Bütün gün aklımda yanında olamadığım için huzursuzdum.
" İş nasıldı bensiz idare edebildiğine eminim. "
Başımı salladım.
" Tuğba Murat denen pislik tekrar karşıma çıktı elinle bıçakla. "
Tuğba şoka girdi söylediklerimi duyunca. Ona olan biteni anlattım. Bu kez daha beter duruma getirmiştim Evinin yolunu zor bulacak halde onu öylece bıraktığımı anlattım.
" Bu akıllanmayacağa benziyor abla şimdi daha çok öfkelenmiştir. " Umrumda bile değildi. Geleceği varsa göreceği de var nasıl olsa.

Akşam yemeğini yedikten sonra odaya geri döndük.
" Abla Ozan'la konuştum. Canlı müziğe ne dersin?"
Hevesli gibiydi onu kırmak istemedim. Bütün gün odada sıkıldı tabi.
" Olur canım ben Demir'e mesaj atayım orada buluşuruz."

SANA SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin