29. BÖLÜM - Zaman

15 0 0
                                    

Bir yandan Selin diğer yandan Ozan arayıp duruyordu. Açsam bile ne anlatacaktım ki! En son Ozan'a yanıt verdim.
"Efendim Ozan."
" Leyla abla bir şeyler olduğu belli ama ne olduğunu bilmiyorum saatlerdir ağabeyime kimse ulaşamıyor, sen nerede olduğunu biliyor musun?"
" Hayır Ozan en son buradan çıktıktan sonra nereye gittiğini bilmiyorum. Tekneye baktınız mı? Belki oradadır. "
" Nasıl düşünemedim! Hemen marinaya gitmeliyim ama abla neler oluyor sende iyi değilsin! "
" Ozan şu an tek kelime edecek durumda değilim daha sonra lütfen. "
Telefonu kapattıktan sonra ister istemez ben de Demir 'i merak etmeye başladım ama aramayacaktım. Çocuk değildi sonuçta o da yalnız kalmak için bir yerlerdedir diye düşündüm. Saate baktığımda on biri geçiyordu. Belli ki Tuğba Ozan'a hiç bir şey anlatmamıştı.

                        ... OZAN...

Marinaya vardığımda ağabeyimin arabasını park halinde gördüm. Koşar adımlarla ilerlerken teknenin yerinde olmadığını fark ettim. Hemen telefonu aldığım gibi bizimkilere tekneyle açıldığını söyledim. Peki ama bu saatte neredeydi bu adam! " Yapabilecek bir şey olmadığından sabahı beklemekten başka çare yoktu. Tuğba 'yı arayıp durumu ona da bildirdim.

Sabah ilk işim tekrar marinaya gitmek oldu. Hala telefonu kapalı olduğundan iyice hepimiz merak içindeydik. Gelmemişti. Hasan ustanın yanına varır varmaz durumu ona anlattıktan sonra motorları çalıştırdı.
" Ozan oğlum, aklında gideceği her hangi bir yer var mı?"
Biraz düşündükten sonra aklıma bir yer geldi.
" Usta Heybeli Ada'nın arka tarafında bir koy var orası sakindir bu zamanlar, orada olabilir."
"Tamam oğlum hemen gidelim."
Bu kadar kötü ne olmuş olabilir ki Demir ağabeyim bizden bile kaçar olmuştu. Tartıştılar diyeceğim ama bu öyle tartışma gibi de durmuyordu. Tuğba 'da hiç bir şey söylemedi umarım telafisi olmayan bir şey değildir diye dua etmeye başladım. Heybeli Ada' ya gelince adanın arka tarafına doğru dolanmaya başladık. Uzak aralıklarla bir kaç tekne vardı fakat bizim ki hala ortalıklarda yoktu. Koy tarafına biraz daha ilerleyince sevinçten Hasan ustaya seslendim. "Tam tahmin ettiğim gibi, işte buradasın!"
Yavaşça tekneye doğru yanaştık. Tek hamleyle atlayarak güverteye geçtim. Burada değildi. Kamaraya inmek için yeltenince barın yanında yerde uzandığını gördüm. Gözlerime inanamadım. Etraf şişeyle doluydu.
" Ağabey, Demir ağabey, hadi kalk berbat haldesin."
İlk kez bu kadar içtiğini görmüştüm. Ağabeyim kolay kolay alkol alan biri değildi. Amcam duysa o bile inanamazdı bundan adım gibi emindim.
" Ağabey, hadi diyorum yardımcı ol bana biraz."
Yavaşça yerden kaldırmaya çalışınca o da kalkmaya başladı.
" Ozan... Ozan..."
Sadece ismimi söylüyor gerisi gelmiyordu. Kolunu omzuma alarak kamaraya girdik. Soğuk bir duş onu kendine getirirdi. Suyu açtığımda titremeye başladı. Kapatıp dolaptan kuru kıyafetler çıkardım. "İşte tamam bu kadar, iyi misin ağabey? "
" Ozan Leyla 'yı kaybetmek üzereyim!"
"Ne ! Nasıl yani, bu kadar kötü ne oldu ağabey. Gel önce yukarı çıkalım, kahve yapayım sana şu haline bak!"
Kolundan tutup yavaş adımlarla yukarı çıktık. Ben kahveyi hazırlarken durumu anlatmaya başladı. Kör noktaya geldiğini anladığım an da şoka girdim.
" Ağabey ne yaptın sen! Leyla abladan bahsediyoruz farkında mısın? "
" Biliyorum Ozan, nasıl bu kadar haddimi aşabildim ben bile inanamıyorum. Çocuk gibi saçmaladım. Yersiz kıskançlığım yüzünden Leyla 'mı kaybetmek üzereyim! Yapamam Ozan onsuz olamam."
" Tamam ağabey maalesef olan olmuş şimdi nasıl toparlarız onu düşünelim. "
" Ozan, Leyla çok gururlu ki haklıda, olmayacak ithamlarda bulundum hem de hiç hak etmediği şekilde. Beni kolay affetmeyecek! "
" O seni çok seviyor kolay vazgeçemez, mutlaka bir yolu vardır.
"Var mıdır dersin?"
" Olmak zorunda ağabey, ikiniz de birbirinizi bu kadar severken bir çözümü olmak zorunda! Konuşmayı denedin mi?"
" Evet, bir kaç kez ama o gitmemi istedi."
Durum düşündüğümden de ciddiydi.
"Ozan oğlum, Demir iyi mi?"
"İyi Hasan usta, sağol herşey için gerisini ben hallederim."
Motorları çalıştırıp eve gitmek için dümene geçtim. Marinaya vardığımızda tekneyi bağlayıp ortalığı toparladım.
"Hadi ağabey gidelim."
Yardımcı olarak Demir ağabeyimin arabasına geçtik. Amcam olanları duyunca kim bilir ne olacaktı.

SANA SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin