İkisi de kahvaltılarını alıp bizim masaya geldiler. " Nasıl yani?" Aklımdan geçeni mi yapmıştı acaba?
" Akşam sizi bıraktıktan sonra toparlanıp buraya geldik kısacası artık aramızda bir apart var."
Bu hoşuma gitmişti. Anladım ki amacı malum olaydan dolayı beni korumaktı. " Harika bir sürpriz oldu bu!"
" Yarın annem geliyor. Umarım o gidene kadar tek bir sorun dahi çıkmaz. Teyzemde kalır zaten belki ara sıra yanımıza uğrar. "
Saate baktım dokuzu biraz geçiyordu. "Tuğba hadi acele et gitmemiz gerek!"
Masadan hep birlikte kalktık. Önce odaya uğrayıp çantalarımızı alıp daha sonra arabaya doğru yürüdük. Arkama baktığımda Demir ile Ozan'ında geldiğini gördüm. Onların da marinaya gittiği çok netti. Demir gerçekten de denize aşık bir adamdı.Marinaya vardığımızda saat ona yaklaşmıştı. Ahmet amca kalkmak üzere olduğumuzu söyledi motorları çalıştırdı. Kaptan kamarasına girip her zaman ki anonslarımızı gerçekleştirdik. İşim bitince bara doğru ilerledi. Beyaz çikolatalı kahve alıp telefonuma baktım. Demir aramamıştı.
" Aramamı beklemene gerek yok meleğim!"
Niye şaşırdıysam. Gülmeye başladım.
" Geleceğini tahmin etmemiştim. Burada olman güzel."
Burnuma dokundu.
" Unuttun mu artık aynı otelde kalıyoruz. Bildiğim kadarıyla bu tekne de aynı firmaya ait." Gülerek bende başımla onayladım.
" Tekne de olacağını biliyordum fakat bizimkin de değil."
" Ne olmuş yani artık bende bir müşterinizim. " Ne güzel bakıyor bu adam.Göcek adasına varınca tekrar anons yapmaya gittim. Demir güverte de güneşleniyordu. İşim bitince yanına gitmek istedim fakat bir kızın Demir ile konuşmaya çalıştığını fark ettim. Uzun boylu, uzun saçlı, esmer, üzerinde kırmızı bir bikini vardı. Fiziği oldukça iyi her erkeğin başını döndürebilecek yapıdaydı. Birden yüzüm alev aldı. Dayanamayıp yaklaştım. Beni fark etmelerini istemiyordum. Kızın sesini çok net duyabiliyordum.
" Merhaba hava çok sıcak değil mi? Yanınızın boş olduğunu gördüm umarım bir sakıncası yoktur?"
" Bak bak, aklı sıra Demir 'e yürüyecek! Yürü bakalım kaç adım atabileceksin !"
Demir göz ucuyla kim olduğuna bakıp tekrar geri uzandı.
" Benim açımdan değil de sizin açınızdan her an bir sorun çıkabilir! "
Kız Demir' in ne demek istediğini anlamadı ama ben anlamıştım. Olduğum yerde kıkırdadım.
" Birazdan anlarsınız. "
Demir hala beni içeride zannediyordu. Ee bu cevaba karşılık yanlarına gitme vaktim gelmişti. Önce bardan iki tane soğuk bir şeyler alıp yanına gittim.
" Sevgilim! Hava çok sıcak değil mi ikimize de soğuk bir şeyler getirdim." Beni görünce kızın yüzü düştü. Demir kısık sesle gülüyordu.
" A aaa! Merhaba hanımefendi müsaadenizle minderime geçmek istiyorum şu an benim yerimde bulunuyor sunuz da!"
Kız sinsi sinsi bakmaya başladı.
" Öyle mi? Bilmiyordum. Ah lütfen kusura bakmayın! "
Kız havlusunu toparlayıp yerimden kalktı. " Sanırım az önce ne demek istediğinizi şimdi anladım. İyi günler! "
Demir ' e baktım küçük bir kahkaha attı. Biliyordum ama sormam gerekiyordu.
" Ne demek istedi bu kadın?"
Bana aralarında ki minik dialoğu anlattı.
" Hmm başına geleceklerinden dolayı acıdın kızı tabi haklısın. "
İkimizde güldük.Marinaya yanaşmak üzereydik. Yavaş yavaş herkes toparlanmaya başladı. Demir ile keyifli bir iş günü geçirmiştim. Hatta en güzel gün diyebilirim. Demir 'i bu kadar kıskanacağımı düşünmemiştim. O kadın bu duygumun açığa çıkmasını sağladı. Arabalara atladığımız gibi otelimize döndük. Aynı anda park ettikten sonra sarıldık.
" Yemekte görüşürüz meleğim. " Odalarımıza çekildik. Kapıyı açtığımda yüzümde kocaman bir gülümseme oldu. Prenses ayaklanmaya başlamış bana doğru yürümeye çalışıyordu. Hızlıca kucağıma alıp defalarca öptüm. Kızım iyileşiyordu. Üzerimi değiştirmeden önce kızımın yerini temizledim mamasını suyunu tazeleyip kumunu değiştirdim. Alçısının alınmasına bir hafta kadar daha vardı.
İkimiz de hazırlandıktan sonra dışarı çıktık. Demir ile Ozan bizi kapıda bekliyordu.
" Çok acıkmışım, buranın açık büfesi oldukça lezzetlidir. Bakalım bu akşam menümüzde neler var?"
Hep birlikte sırayla tabaklarımızı doldurduk. Ben yoğurtlu her türlü salatayı çok severdim. Kaç tane çeşit varsa ikişer kaşık mutlaka alırdım. Dört köfte biraz patates kızartması aldım. Çorba içtiğim zaman fazla yemek yiyemiyordum. Bu yüzden es geçtim.
Açık büfe de işimiz bitince havuz yanında ki masamıza geçtik. Demir 'in tabağında sadece lüfer ve salata vardı. Yemek yemeğe başlarken yanımıza gececi resepsiyonist geldi.
" İyi akşamlar Leyla hocam" Bende aynı karşılığı verdim.
" Murat bey' i sizin dövdüğünüzü yani darp ettiğiniz duydum. Öncelikle geçmiş olsun Serkan 'dan duydum daha doğrusu ağzından kaçırdı fakat nedenini söylemedi. "
"Aman Allah'ım yoksa tüm otel çalışanı biliyor mu taciz olayını, eyvah bir sürü dedikodu yayılacak." diye içimden geçirmeye başladım.
" Aramızda iş hakkında küçük bir anlaşmazlık oldu küfür edince dayanamadım ve böyle bir şey oldu maalesef. Zaten istifa edeceğini sürekli dile getiriyordu. "
Allah'ım yalan söylemeye mecbur kaldım Sen affet!
" Anladım hocam, çok da iyi oldu zaten otelde kimse ondan hoşlanmıyordu. Bir gün bunu yapacaklardı. Kısmet sizeymiş elleriniz dert görmesin. Neyse rahatsız ettim afiyet olsun hayırlı akşamlar. " Bende aynısını söyleyip yanımızdan ayrıldı.
" Demir yalan söylemeye mecbur kaldım. Taciz olayını kimsenin duymasını istemiyorum çünkü. "
Ellerimden tuttu.
" Haklısın meleğim. Hiç hoş bir durum değil. Sen en doğrusunu yaptın. Bende olsam aynı şekilde davranırdım."
Oh içim rahatlamıştı.Akşam yemeği uzun sürdü. Hem yedik hem sohbet ettik. Bu geceyi otelde geçirdik. Yorgun değildim bir süre daha vakit geçirebilirdik.
Saat gece yarısına geliyordu. Yavaştan odalarımıza doğru yürümeye başladık." Siz gidin ben hemen geliyorum" Serkan'ın yanına gittim. Bu akşam masada olan konuyu anlattım. Benden çok özür diledi ve bir daha olmayacağını söyledi. Bende ona prensesten bahsettim. Ne diyeceğimi anladığı anda ben bir şey görmedim bilmiyorum dedi. Kısa bir konuşmanın ardından odama döndüm. Odanın kapınısın önünde ki bahçe koltuklarına geçmeden önce prensesi kucaklayıp birlikte çıktık. Canım kızım uzun süredir kapalıydı. Artık hava alma zamanı çoktan geldi dedim. Bir fincan çay hazırladıktan sonra prensesi yere bıraktım. Ufak ufak adımlarla dolaşmaya çalışıyordu. Onu izlerken biri elleriyle gözlerimi kapattı. " Çay ister misin?" dedim Demir'e. Kim olduğunu tahmin etmeme gerek yoktu. " Senin ellerinden olacaksa evet." Tamam diyip ona da bir fincan çay daha hazırlayıp döndüm. Yanyana oturduk.
" Sen nereye gittin meleğim." Ona Serkan ile ne konuştuğumuzu anlattım. O da prenses için benim adıma sevindi. " Demir yarın annem gelecek nedense çok heyecanlıyım. "
Güldü." Bu heyecanının sebebi acaba benden kaynaklanıyor olmasın!"
Galiba haklıydı. Onu annemle tanıştırmak için sabırsızlanıyordum.
" İstanbul 'a döndüğümüzde bende seni ailemle tanıştıracağım. Çok geçmeden bir akşam yemeğinde hep birlikte olmak istiyorum." Göğsüne başımı koydum. O da bana kollarıyla eşlik etti. Böyle sabaha kadar kalabilirdim. " Yarın kendi teknenle mi açılacaksın?" Güldü." Seninle mi gelmemi istersin? " Anında doğruldum." Yok yok sen kendi teknenle açıl! " Kahkaha attı." Nedenmiş o! " Hadi cevap ver Leyla...
" Daha rahat edersin o açıdan söyledim." Bana baktı. " Sadece bu yüzden mi? " Ne diyeyim ki şimdi! Ben seni mi kollayacağım işimemi bakacağım yok bunu söyleyemezdim.
" Yani seninle ilgilenmem gerekiyor bu sefer misafirler rehberi arayıp dururlar." Gözlerini kıstı." Hmm, benimle ilgilenmek zorunda değilsin ki meleğim. "
" Ya tabi sonra bütün kızlar üşüşsün başına değil mi?" İstemeden bir an da çıkmıştı ağzımdan. Kahkahayla sıkıca sarıldı." Sen beni kıskandın! "
Tekrar göğsüne başımı yasladım.
"Bende bu denli kıskanacağımı düşünmemiştim ne yapayım yani elimde değil Allah Allah!"
Alnımdan öptü. Prenses yanınıza geldi. Ayaklarımda dolanıyordu. Demir eğilerek kızımı kucağımıza aldı. Onu severken ismiyle seslendi. "Prenses!"
"Hav!"
Kahkaha attım. İlk kez cevap verdiğini duymuştum. İnanılmaz tatlıydı. " Demir ilk kez ismine karşılık verdi inanamıyorum ve ilk bana değil sana!" Demir gülümsedi. " Prenses akıllı bir kız. O da kime cevap vereceğini biliyor! Aferin kızıma." Bende parmaklarımla kızımı gıdıklamaya başladım. İnmek isteyince yere bıraktı.
" Uykun gelmedi mi? "
Gelmeye başlamıştı ama odaya gitmek istemiyordum.
" Galiba geldi."
" İstersen odana geç bende biraz daha oturur daha sonra geçerim. "
" Yok bende kalacağım." Halbuki uykudan gözlerim kapanmak üzereydi ama yasladığım başımı göğsünden kaldırmak istemiyordum. Çok fazla dayanabileceğimi sanmıyordum ve sonunda göz kapaklarım galip geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA SÖZ
RomanceLeyla : "Ben senin karşına tesadüfen çıkmadım... Bir sebebi vardı... Tamamlandı !" " SANA SÖZ" Demir : "Hep böyle sinirli misin? " Bir an sessiz kaldım. Söylediği şeye şaşırmıştım. Leyla : "Anlamadım!" Demir : " Az önce seni atm yi tekmelerken buldu...