Bileğinden tuttuğum gibi kolunu sırtına doğru kitledim . Arkasındaydım. Basma tekniğini kullanarak dizinin tam arka kısmına tekmeyi geçirdim. Dizlerinin üzerine düştü. Canı yanmıştı. Daha çok yansın adi herif seni. Aslında bu ona yeterdi de bana yetmiyor işte.
"Sen ne biçim adamsın be! Zorla hiç bir şeyin olmayacağını anlamak bu kadar mı zor pislik herif!"
Kolunu bıraktım önüne geçtim. "Şimdi elimden bir kaza çıkmadan usulca defol git buradan seni ilk ve son kez uyarıyorum!"
Ayağa kalktı.
"Leyla o adamla olmana tahammül edemiyorum! Aşığım Sana!"
Yok bu böyle olmayacaktı. Yanıma yaklaşmaya çalışınca tekrar uyardım. "Defol git senin yüzünden başım belaya girsin istemiyorum buna bile değimezsin!"
Tekrar kolumu tutmaya çalışınca artık daha fazla dayanamadım. "Yapacak bir şey yok seni uyardım!" Durmayacaktı. Aşırı derecede öfkelenmiştim, dişlerini eline vermenin tam vaktiydi. Önce kaval kemiğine low kick (düşük tekme) , sonra en sevdiğim spinning back kick (döner tekme) tekniğini kafasına yedi. Anında yere yığıldı.
Güvenlik sesleri duymuş olmalı ki yanımıza doğru koşarak geldi.
" Leyla hocam! Murat bey! Neler oluyor!"
Sakin bir şekilde cevap verdim.
" Bu pislik herif beni taciz etmeye yeltendi ve tabiki sonucu bu oldu." Güvenliğin ağzı açık kaldı.
" Hocam neler diyorsunuz! Polis çağırmamı ister misiniz? "
Öfkem birazcık dindi.
" Gerek yok Serkan, bir daha cesaret edeceğini sanmıyorum aldı o alacağını! "
Serkan hala panik haldeydi.
" Peki ne yapmamı istersiniz?" Yapılacak şey belliydi.
" Bu pisliği ayıltıp taksiyle evine göndermeni rica ediyorum, yapabilir misin? "
Başıyla onayladı.
" Elbette Leyla hocam, ayıltıp ben de mi bir dövsem acaba? "
Gülmüştüm.
" Şuna bak adi heriften başka bir şey değil gözümde, sen dediğimi yap yeterli Serkan. "
Tamam deyip mobasından su almaya gitti. Ben de odama doğru yürümeye başladım.
" Manyağa bak ya takıntılı ruh hastası. Algılama yeteneğini kaybetmiş gerizekalı. Bu ona yeter artık yüzüme bakmaya cesaret bile edemez. "
Odaya girdim. Tuğba laptoptan film izliyordu.
"Hoş geldin ablacım." Prensesi kucağıma alıp sakinleşmeye çalıştım. "Sen anneyi özledin mi bakalım?" Tuğba bir şey olduğunu anladı. Ona olanları anlatınca şaşırmadı o da böyle bir şeyin olacağını biliyordu. "Ohh hak etti pislik ellerine ayaklarına sağlık ablacım. Bir daha cesaret edemez salağın teki zaten." Güldüm.
"Umarım beni görünce kaçacak delik arar."
Tuğba kahkaha attı.
"Ondan hiç şüphen olmasın." İkimizde sesli güldük.
"Sen neler yaptın bugün bakalım ben yokken?"
Bir yandan film izliyor diğer yandan çekirdek çitliyordu.
"Ozan geldi, bütün gün havuzdaydık, sohbet ettik öyle işte güzel bir gündü." Onun adına sevinniştim. Mutluluğu hak edecek kadar güzel bir kalbi vardı. Bana karakolda neler olduğunu sordu. Olan biteni anlattım. Fazlasıyla moral bozucuydu. Prensesi yatağına geri koydum. Yorgun değildim ama uzanmak istedim. Soluksuz okuduğum kitabımı aldım. "Ateşte Açan Çiçek"***
Saat sekiz, havanın bunaltıcı nemi hala devam ediyordu. Klimayı arttırdım. Ozan odada değildi. Soyunup kısa bir duşa girdim. On dakika duşta kaldıktan sonra sadece şort giydim. Sert bi kahve iyi gelecekti. Bu aralar sodayı abartmıştım. Kahve suyunu koyduktan sonra telefonumu aldım. Leyla 'yı özlemiştim .
"Dinleniyor musun?"
Cevap geldi.
"Evet uzanıyorum Tuğba film izliyor ben kitap okuyorum ."
Aklımda müdür bozuntusu dolanıyordu.
"O müdürü unutmuş değilim Leyla lütfen dikkatli ol!"
Cevap biraz gecikti.
"Artık kolay kolay karşıma çıkamaz!" Biliyordum yine hislerimde yanılmadım.
"Seni rahatsız mı etti ne demek istedin bir daha derken?"
Bu sefer cevap hızlı geldi.
"Dövmek zorunda kaldım!"
Anlık öfke ile yerimden fırladım, giyinmeye başladım.
"Hemen geliyorum!"
O pisliğe haddini benim bildirmem gerekiyordu o gün ama ahhh hangi sıfatla yapacaktım. Artık olaya el atacak imkana sahibim o adi herif her ne yaptıysa bedelini ödeyecek! "Apar topar hazırlanarak anahtarları kaptığım gibi odadan fırladım. Asansörü bekleyemeden hızlıca merdivenlere yöneldim. Gaza yükleniyor yol bitmeyecek gibi geliyordu. Hayır Leyla orada kalamazdı buna izin veremezdim. Bir kere cesaret eden tekrar eder. Bu adamın takıntılı olduğu belli. Otele vardığımda arama tuşuna bastım. "Leyla otelin önündeyim."
İçeri girip rezillik çıksın istemedim çünkü öfkeme hakim olamayacağımı biliyordum. O pisliğin de gitmiş olması muhtemeldi. Leyla 'nın yaklaştığını gördüm.
"Bana hemen neler olduğunu tek tek anlat lütfen!"
Sakin olmamı istedi. Bu mümkün gözükmese de elimden geleni yapıyordum.
"Beni taciz etmeye çalıştı! Demir lütfen sakin ol ona haddini bildirdim zaten!"
Yuruklarımı sıktım.
"Taciz mi? Allah'ım nasıl yanında olmam, o adamı gebertmek istiyorum!"
Yerimde duramıyordum.
"Demir lütfen Allah aşkına tamam bir daha yapamaz ama önce lütfen sakin ol!"
Bana sarıldı. Sakinleşmemi sağlamaya çalışıyordu. Bende ona sarıldım. "Özür dilerim yanında olamadığım için."
Elleriyle yüzümü kavradı.
"Hayır yapma özür dilenecek bir şey yok geçti gitti tamam."
Yanaklarımda ki ellerini tuttum. "Burada kalmanı istemiyorum Leyla! Benim otele taşın yakınımda bir oda tutarız hem gözümün önünde olmuş olur ve aklım sürekli sende kalmaz!" Gülüyordu.
"Demir, otelim marinaya çok yakın ayrıca ücret ödemiyorum. Abartılacak bir mesele değil inan. Eğer öyle olsaydı burada bir dakika dahi kalmaz istifamı verirdim gerçekten için rahat olsun!"
Meleğim...Alnından öpüp yeniden sarıldım.
"Tamam güzelim inanıyorum ama içim yine de rahat değil ne yapayım." Elimden tuttu otel dışına doğru yürümeye başladık.
"Balıkları beslediğim bir yer var Hello cafe diye sana kahve ısmarlamak istiyorum."
Gülümsedim. "Seve seve..."Tuğba'yı aradı birlikte olduğumuzu söyledi.
"Üç günlük plan yapacaktık ama bugün karakol davası oldu. Yarın ne yapmak istersin?"
Biraz düşündü.
"Aslında aklımda her hangi bir şey yok, seninle olunca nerede olduğumun bir önemi de yok!"
Hızlı bir manevrayla kucağıma aldım. "Demir dur ne yapıyorsun?"
Kahkaha attım.
"Aşık olduğum kadını kaçırıyorum ne olmuş?"
Çırpınıyordu.
"Tamam hadi indir beni herkes bize bakıyor çok utandım şu an?"
Kahkaha atmaya devam ediyordum. "Hani ayıp nerede, ben bir şey görmüyorum!" Çırpınmayı bıraktı. "Delisin sen!"
Haklıydı.
"Evet deliyim, sen delirttin şimdi de şikayet mi ediyorsun?"
Kıkırdadı.
"Hayır tabiki ama indir hadi!" Yavaşça aşağıya bıraktım.
"Geldik, burası akşamları sakin oluyor. Köşede ki büfeden ekmek alıp kıyıda ki kefalleri besliyorum. "
O da benim gibi sakinliği seviyordu ruh ikizim benim.
" Demir hangi takımlısın? "
Güldüm.
" Ne zaman soracaksın diye beklemedim değil, tabiki Fenerbahçe... Kadıköy'lüyüm unuttun mu? "
Kahvesinden bir yudum aldı.
" Haklısın unutmuşum ama yine de olmayabilirdin. "
Bende kahvemden bir yudum aldım.
" Doğru söyledin ama Kadıköy'ün çoğunluğu Fenerbahçe'lidir. Hele ki oranın yerlisi ise. "
Aklıma sormayı unuttuğum soru geldi.
" İstanbul da nerede yaşadığını söylemedin tabi bende sormayı unuttum. "
Saatine baktı.
" Beykoz merkezde yaşıyorum."
Anadolu yakasında olmasına sevinmiştim.
" Kalkalım mı artık? "
Uykusu gelmeye başladı görünüşe bakılırsa kahve işe yaramamıştı.
" Tamam canım kalkalım. "
Hesabı çıkarken ödedim. Otele doğru yürümeye başladık. Kolumu omuzuna koydum.
" Her günümüz olaylı geçiyor "
Güldü.
" Ben buna şaşırmıyorum alışsan iyi olur çünkü hayatım maratondan farksız her gün yeni bir aksiyonla karşılaşmam doğal bir şey oldu artık."
Sanki alışıyor gibiydim.
" Hiç sorun değil hayatıma renk geldi sayende. "
Ne ara otele geldik hiç anlamadım. Girişe kadar onunla gittim.
" Biliyorum yine aynı şeyleri söyleyeceğim için susturacaksın beni ama... ''
Eliyle ağzımı kapatıp kulağıma yaklaştı."Görüşürüz SEVGİLİM"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA SÖZ
RomanceLeyla : "Ben senin karşına tesadüfen çıkmadım... Bir sebebi vardı... Tamamlandı !" " SANA SÖZ" Demir : "Hep böyle sinirli misin? " Bir an sessiz kaldım. Söylediği şeye şaşırmıştım. Leyla : "Anlamadım!" Demir : " Az önce seni atm yi tekmelerken buldu...