Buse

28 1 0
                                    

Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Yere basamıyordum. Kanımın damarlarında ki akışını hissediyor gibiydim. İnanılmaz bir duygu. Küçücük bir öpüş tenimde ki alevi volkana çevirmiş gibiydi . Ellerim ayrı bacaklarım ayrı titriyor, benden bağımsızlığını ilan ediyorlardı . İkimizde bir dakikaya yakın öylece kaldık. Tek kelime bile edemiyoruz. Gözlerimi hafif araladığımda onun hala gözlerinin kapaklı, dudaklarında ise tebessüm olduğunu gördüm. Bu da benim gülümsememe sebep oldu.

"Kızdın mı?" Başımı iki yana salladım. Yüzümü avuçlarına aldı. " Öyle güzelsin ki! Başımı döndürüyorsun." Yüzümde ki ellerini tuttum. " Nasıl gideceğim ben şimdi?" Gözlerine baktım, parlıyordu. " Ya ben nasıl bırakacağım seni?" Güldüm. Masallarda ki aşk hep kitaplarda sanarken kendimi o büyülü satırlarda hissediyordum." Sabah dikişleri aldırmaya gideceğiz, kahvaltıyı birlikte yaparız ne dersin? " Başını salladı." Sen nasıl istersen meleğim." İkimizde yarım adım geri attık ellerimi bırakmadı. " Hadi git dinlen yoruldun bugün." Tamam der gibi başımla onayladım. Kulağıma yaklaştı." iyi geceler sevgilim! " Bende aynı şekilde karşılık verdim." Görüşürüz sevgilim!"

Yüzümde şapşik bir gülümseyle odaya girdim. Sadece sırıttığımı fark edince Tuğba bana baktı." Ablaaaa bir şey olmuş kesin! Sen sen değilsin!" Eyvah bu kadar mı belli oluyor ya yok canım olmuyordur, oluyor mu? Tuğba anladığına göre demek ki ben bir şey gizleyemeyeceğim anlaşıldı. " Tuğba çok mu belli gerçekten?" Tuğba koca bir kahkaha patlattı. " Abla kendine ayna da bir baksan saçma bir soru sorduğunu sende anlarsın." Yine kahkaha attı. Bende tutamadım kendimi halime gülmeye başladım. " Söylesene ya çatlama insanı." Hala aynaya bakıyordum." Tuğba Demir beni az önce öptü, hala hissediyorum sanki." Yine güldü." Wuhhuu... " Abla sen aşık olmuşsun!" Haklıydı galiba ben hiç bu kadar yoğun bir duygu hissetmedim. Herşey o kadar ani o kadar hızlı gidiyor ki bu beni hem mutlu hemde huzursuz hissettiriyordu. Daha bir hafta olmasına rağmen ben gerçekten Leyla oldum galiba. Bunu sesli söylediğimi fark ettim. Tuğba kahkaha attı. " Abla  bu söylediğin cuk oturdu. Baksana haline gerçekten Leyla gibisin."  İkimizde aynı anda güldük.

Saat dokuz hadi kalk Leyla. Demir benden önce uyanmış. Günaydın mesajım geldi tabiki hemen cevapladım. Tekrar cevap geldi. " Yarım saate yanındayım. " Hemen hazırlanmam gerek. Hmmm siyah yırtık jean şort ve kırmızı renk kısa askılı bluz güzel olur, saçımıda at kuyruk yaptım mı tamamdır. Ruj mu sürsem, evet bence gayet hoş olur. Tuğba'nın makyaj çantasında vardır. Ah evet buldum.

Arabaya doğru ilerlerken Demir 'in gözlüklerini hafifce indirdiğini gördüm. Bana çok dikkatli bakıyordu. Arabadan indi gelmemi bekledi. Yanına vardığımda elini belime dolayıp yanağımdan öptü.  " Yine çok güzel görünüyorsun aklımı başımdan aldın." Özel zamanlar hariç daha önce bende kendime bu kadar özendiğimi hatırlamıyorum. " Teşekkür ederim."

" Aynı yerde mi kahvaltı yapalım." Elimi alıp öptü. " Olabilir hiç fark etmez." Tamam diyerek kontağı çalıştırdı. Bir yandan  arabayı kullanıyor bir yandan habire bana bakıyordu. " Her gün bir başka güzelsin. Kırmızı ruj çok yakışmış ama sürmesen daha mi iyi olurdu sanki? " Güldüm." Demir sen kıskanıyor musun yoksa? " Yüzü düştü." Sanırım, yani evet kıskanıyorum ama elimde değil, öyle güzelsin ki bunun olmaması imkansız." Küçük bir gülümseme oldu yüzümde." Hoşuma gitmedi değil, kıskançlığın hep böyle tatlı tatlı olsun tamam mı?" Arabayı park etmek için kenara çekti." Sen hep böyle çekici ve güzel olursan bu konuda söz veremem gibi geliyor " Güldüm. " Tabi tabi. "

Arabadan indikten sonra elimden tutarak kafeye girdik. Her zaman ki oturduğumuz yer dolu olduğu için iç tarafda geçtik. Aklıma Onur geldi. " Onur için kurs araştırdın mı Demir? " Garsona işaret etti." Evet bir tane buldum sen yarın işteyken ben Onur'la ilgileneceğim . Ayrıca İstanbul'da iyi bir üniversite eğitimi alması için asistanımı görevlendirdim." Bu haber beni çok mutlu etti. " Harikasın! " Burnuma dokundu." Biliyorum. " Eline vurdum. "Ukala!" kahkaha attı. O arada kahvaltımız geldi. " Hastaneden sonra tekneye gidelim mi?" Aklımdan geçeni okudu sanki. " Bende aynısını söyleyecektim. Adada ki sahile gitmek istiyorum." Hay hay diyerek kahvaltımıza devam ettik.

Hastaneye geldiğimizde kapının önünde oldukça kalabalık grubun olduğunu gördüm. Ne olmuştu acaba diye aklımdan geçirdim. İçeri girince polisler etrafı sarıyordu. Anladım ki büyük bir olay olmuş. Demir elimden sıkıca tuttu. Hasta kabule giriş yaptırdıktan sonra boş olan müşahede odasına aldılar. Dikişler alınmaya başladı. Çok kısa işlemin ardından hemşire geçmiş olsun diyerek odadan çıktı. Demir üzerini giyinirken bana göz kırptı. " Hadi işimiz bitti güzel bir gün bizi bekliyor sevgilim!"

Motorları çalıştırdı. Ben güvertede gözlerimi kapatıp teknede ki huzurun tadını çıkarmaya başladım bile. Demir müziği açtı. " Ben senden bir adım öteye bile gidemem, Sevda bu başka bir şey diyemem... " Ayla çelik çalıyordu. Kaptan kamarasına bakarak Demir ' e baktım. Bana göz kırptı. " Gece gece seni göresim geliyor, olur olmaz gülesim geliyor, öpe öpe öldüresim geliyor, ordan burdan... " Kahkaha attım bilerek bu şarkıyı açtığı çok belliydi.

Kıyıya yakın mesafede motorları durdurdu. Ayakkabılarımı çıkarıp çıplak ayakla tekneden indim. O da benim gibi yaptı. Buranın kumu harikaydı. Bir süre yürüdükten sonra oturduk. Demir suya girmek istedi ama ben ameliyatlı olduğumdan girmem imkansızdı. Duş alırken bile Tuğba yardım ediyordu. Sırtımda hala bandaj var nasıl girebilirdim ki.

Sudan çıkana kadar onu izledim. Yanıma gelince ona havlusunu uzattım. " Su çok güzel beni çağırıyor gibiydi dayanamadım." Gülümsedim. "Evet bu belli oluyor."  Demir kuma uzandı. " İnanılmaz keyifli ve huzurluyum." Aynı duygular... " Ben de öyle."

Güneş batmaya yakındı. Bütün günü kumsalda geçirdik. Demir yine rüya gibi bir gün geçirmemi sağladı. Yavaştan tekneye doğru yürümeye başladık." Tuğba ne yaptı bugün acaba hiç konuşmadık. " Demir gülümsedi." Ozan'la birliktedir."  Bende gülümsedim." Ozan olmasaydı bu kadar sık görüşemezdik Demir, onu yalnız bırakamazdım." Demir de onayladı. " Neyse ki benim şapşal kuzenim var bu onlar için de bizim için de iyi bir durum. " Haklıydı ama yine de aklım ona gitmiyor değil,ister istemez ara ara onu düşünüyordum.

Tekneye bindikten sonra yorulduğumu fark ettim. Bir an da uykum gelmeye başladı. "Kahve yapmak için bara gitmeliyim bu saatte uyku da ne öyle." İkimize de kahve hazırlayarak Demir 'in yanına gittim. Teşekkür ederek alnımdan öptü. Bir yandan dümeni tutuyor bir yandan beni seyretmeye başladı. " Ne oldu?" Bakmaya devam ediyordu. " Seni izliyorum. " Güldüm." Evet bu çok belli. " Fincanı bırakıp ona yaslandım ve beline sarıldım. Kokusu ayrı kendi ayrı muhteşemdi. Tuğba 'nın da dediği gibi sanırım ben bu adama aşığım. O da koluyla omuzumdan sarıldı. Tam karşımızda gün batımı olmaya başladı. Kızıl mavi koyumsu bir sarılık gökyüzünü kaplamaya başlamıştı. "  Ne müthiş bir manzara". Demir söylediğime karşılık verdi. " Evet özellikle deniz de bu manzarayı izlemek ayrı bir keyif." Kesinlikle haklı diye düşündüm. " Ara sıra bunu tekrarlayalım." Elbette diyerek yanağımdan öptü.

Marinaya yanaşmaya başladı. Çok iyi tekne kullanıyordu. Neredeyse kusursuz. Belli ki çok uzun zamandır denizlerde. Yanaştırdıktan sonra motorları kapatıp hızlıca yanıma geldi. " Bir şey unutmadın değil mi her şeyini aldın mı?" Başımla onayladım. " Zaten tek çantam var o da yanımda."  Pekala diyerek tekneden ayrıldık.

Araba marinanın hemen çıkışındaydı. Kısa sürede vardık. Kapımı Demir açtı. " Buyurun güzel kadın." Gülümsedim. " Teşekkür ederim Demir bey. " Ne güzel bir adam bu böyle ve benim sevgilim. Bu karizmatik adam bana aitti. Kendimi şanslı hissediyordum. Bu kadar nazik ve anlayışlı bir adama sahip olduğum için Allah'ım sana teşekkür ederim.      " Müzik dinlemeye gitmek ister misin? " Aslında güzel bir fikirdi ama otele dönsem çok daha iyi olurdu. " Demir bende çok isterim ama Tuğba'yı merak ediyorum Ozan'la olduğuna eminim ama bütün gün sesi çıkmadı. Bende arayıp rahatsiz etmek istemedim belki de hala birliktelerdir aramadığına göre." Demir de söylediklerime katıldı. " Ozan da beni aramadı. Açıkçası onu aramakta aklıma gelmedi. " Gülmeye başladı." Seninleyken dünyayı unutuyorum ben ne yapayım. " Gülmemek imkansız." Bende öyle ama Tuğba ara ara aklıma geliyor benim tabiki. " Sonuçta Ozan karşı cinsten, kız kardeşe sahip olmak farklı bir sorumluluk hele ki emanet ise.

Otele geldik. Birlikte arabadan inerken Onur'un kursunu tekrar hatırlattım. Unutmasının mümkün olmadığını söyleyerek yanıma yaklaştı." Yine ayrılıyoruz. "  Belinden sarıldım. " Evet ama akşam tekrar görüşeceğiz. " Tabiki, hem yarın akşam dördümüz birlikte bir şeyler yaparız ne dersin? " Daha fazla sarıldım o da karşılık verdi." Demir " Efendim dedi ama o an telefonum çaldı." Ahh Tuğba arıyor gelmiş olmalı beni merak etti tabi. " Telefonu açtım. " Ablaaaa abla beni kurtar. " Şoka girdim. " Nasıl yani ne demek beni kurtar Tuğba neler oluyor?" Çok ağlıyordu.

" Konuş Tuğba!"

SANA SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin