bölüm 2

113 6 0
                                    

Multide can :)
Sabah babamın hayvan gibi adımı seslenişiyle yataktan fırladım. Evet hersabah sevgili babacığım beni böyle uyandırırdı. Peki ne için? 
Kahvaltı.

Hemen odadan çıktım ve mutfağa girdim. Hiç durmadan buzdolabına yöneldim. Ve kahvaltılıkları çıkardım ve masaya yerleştirdim.  Ardından da çayın suyunu koyup ocağa koydum ve beklemeye başladım.

Dayım mutfağa gelince içten bir gülümseme yolladım.

" günaydın dayıcığım"

" günaydın kızım " deyip masaya oturdu. Yemeğini yiyip direk çıkcaktı ve ben yine babamla tek kalacaktım. Onun o öldürücü bakışlarına maruz kalacaktım.

Dayım yemeğini nazikçe yerken çayı aldım ve bardağına boşalttım.  O sırada babam yavaş yavaş gelip masaya oturdu.  Yüzüme bile bakmıyordu.  Hayır yani bir baba nasıl olurda öz kızının yüzüne bile bakmaz,  saçlarını okşamaz?

Onunda bardağına çayını koydum ve ardından kendiminkine.

Babam hızla yemeğini yiyip mutfaktan çıktı. Ben onun arkasından bakarken dayım omzuma elini koyup omzumu sıvazladı.  Ah bu adamda olmasaydı ne yapardım hiç bilmiyorum.

" alışacak kızım merak etme"

" on yedi yıl oldu dayı tamtamına on yedi yıl "

Dayımda hızla yemeğini yedi ve herzamanki gibi işe gitmek için masadan kalktı.  Arkasını dönmüş yürürken birden durdu ve bana baktı.

" yarın okula başlayacaksın.  Üstülerini odana bırakırım. İlk gün seni ben bırakacağım.  Ha birde özel liseye gitmemeye kararlı mısın? "

" eğer özele gidersem rahat edemem.  Kararlıyım yinede saol" dedim.  Özel lisede hep zengin züppeler,  ukala,  egoistler vardır şimdi.

Başını salladı ve mutfaktan çıktı.  Bende hemen kalktım ve masadakileri toplamaya başladım.

Mutfakta işim bitince ürkek adımlarla salona yürüdüm. Salona baktığımda yoktu. Bunu fırsat bilip odama kaçtım.  O olunca gidemiyordum çünkü sürekli baan hakaret edip evi yüz kere temizletiyordu.  Benim cezamda buydu.  Hiç biri canımı sıkıp yada acıtmıyordu.  Dayak atması,  hakaret etmesi hiç biri... Tek acıtan bir baba gibi davranmaması.

Odama girdim ve eski olan laptopumu elime aldım. Eskiden bir cafede çalışıyordum.  Paramın yarısı babama verip diğer yarısını saklamış laptop almıştım.  Tabi babamın kızıp laptopu kullandırmadığı ayrı.

Allahtan dayımın wifisi varda dizi izleyebiliyorum.

Hemen yatağa zıpladım ve laptopu kucağıma aldım.
Googleye girip the vampire diaries açtım ve izlemeye koyuldum. En sevdiğim dizi.
Ben türk dizilerini pek izlemezdim ya da türk şarkılar genellikle ingilizce şarkı dinlerim.

Dizinin bi kaç bölümünü izledim laptopu kapatıp yatağıma sindim.
Acaba okul nasıl bişeydi?  Arkadaş bulabilcekmiydim?  Kalbim küt küt atıyordu.  Heyecanlıyım.  Ders yönünden bir sıkıntım yok aslında. 
Şu inek denilen cinsdenim.

Saate baktığımda akşam yemeğinin geldiğini gördüm.  Hemen aşşağı indim. Ve ne yemek yapacağıma karar verdim.
Makarna! 
Yemek yapmayı seven ve bilen bi insanım.  Ama şuanda gerçekten aklıma birşey gelmediği için makarna yapmaya karar verdim.  Eğer yapmazsam babam daha fazla kızardı.

Hemen mutfağa girdim ve makarna için suyu koyup beklemeye başladım.
Kapı sesi gelince direk mutfaktan çıkıp kapıya yöneldim.  Dayım hızlı hızlı içeriye girdi.

" beni beklemeyin toplantım var eşyalarını odana koyuyorum. " deyip gözden kayboldu.

Hemen mutfağa girip makarnayı yaptım.  Ve tabaklara servis ettim. Geriye birşey kalmıştı.  Babamı çağırmak.

Ürkek adımlarla salona yürüdüm    ona baktığımda televizyon izliyordu.
Başımı eğdim ve kısık sesle konuştum.

" şey yemek hazırda o yüzden çağırdım" ne diyorum ben ya.  O nasıl bir cümle.

Başını salladı ve mutfağa girdi.  Bende arkasından girip masaya oturdum ve nazikçe yemeye başladım. 

Onla konuşmalıydım.  Neden bana bu kadar nefretle dolu olduğuna benim suçum olmadığını konuşmalıydım.

ÇEKİRDEK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin