" bu kadar uykucu olduğunu bilmiyordum dila hadi ama kalk. " afkan 'ın sesini duyduğumda yavaşça gözlerimi araladım. Dün geceyi hatırladığımda yüzüme bir gülümsemse gelmişti. Beraber uyumuştuk.
" hiçte bile kalktım bak. " dedim ve ayaklarımı yataktan sarkıttım. Ama hala gözlerimi açacak halim yoktu.
Gözlerimi bir iki saniyeliğine kapattım. Ama birden yatakta olmadığımı fark ettim ve gözlerimi açtım. Beni kucağına almıştı.
" hey ne yapıyorsun bakayım? "
" kalkacağın yoktu. Tüm gün seni bekleyemem bi elini yüzünü yıka kendine gelirsin. " dedi ve banyo kapısının kolunu eliyle açtı ve beni kucağından indirdi. Ne kadar inmek istemesemde tabiki birşey diyemem.
Banyosu güzeldi. Büyük bir düşekabin vardı. Yanında bir dolap. Muhtemelen sabun, şampuan ve havlu vardı.
Banyoyu röntgenlemeyi bırakıp suyu açtım ve suyu yüzüme çarptım. Biraz olsun uykum kaybolmuştu.
Musluğu kapattım ve odaya bakınıp havluyu aradım. Ama havlu yoktu. Ve benim en sevmediğim şey ellerimin ıslak olması.
" hey havlu yokmu? Ellerimin ıslak olmasından nefret ederim. "
" olması lazım. " dedi ve dolabı açıp karıştırdı. Artık dayanamayıp ellerimi afkan ' ın sırtında kuruttum. O hemen yüzünü bana çevirdi ve ne yaptığımı anlamaya çalıştı.
Kuru olan ellerimi görünce kaşlarını çattı.
" ne yapayım dayanamadım. " deyince kaşlarını kaldırdı.
" demek öyle. " musluğu açtı ve avucuna suyu doldurdu ve suyu yüzüme fırlattı. Ne yapacağını geç anladığım için direk yüzüme gelmişti.
" ya afkan öldüreceğim seni gel buraya " afkan banyodan çıkınca bende arkasından koştum ve sırtına atladım. Beni tuttı ve hızlıca döndürdü.
" ya of tamam bırak başım döndü. " beni bıraktığında birbirimize baktık ve gülmeye başladık. İkimizde neye güldüğümüzü bilmiyoruz.
Aramızdaki mesafeyi kapattı ve alnını alnıma bastırdı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyodu. O bana her yaklaştığında afallıyordum.
" kahvaltı yapalım. " benden ayrıldı ve mutfağa gitti. Aç değildim. Sabahları yemek yiyemezdim ki ben.
" ya afkan okulda yesek. Hem benim daha eve gitmem lazım. "
" peki ozaman. Hadi hemen gidelim. " odaya gitti ve montlarımızla çıktı. Dış kapıyı açınca bende arkasından gittim.
Evimin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu.
" hazırlan ve hızlı gel. " başımı salladım ve arabadan çıktım. Ağacın altından anahtarı alıp kapıyı açtım ve sessizce odama gittim.
Üniformamı giyip saçımı salaş bir topuz yaptım. Çantam zaten hazırdı. Harçlığımıda aldım ve odadan yine aynı sessizlikle çıktım.
Evden çıktım ve arabaya bindim. Afkan bana bakıp gülümsedi bende ona gülümseyince arabayı çalıştırdı. Radyoda tencere kapak şarkısı çalıyordu. Ah süper bir şarkı.
Şarkıyı mırıldanmaya başladığımda afkanda söylemeye başladı. Ne yani bu şarkıyı biliyor muydu? Onun gibi biri.
" ne yani dinleyemez miyim bende insanım bakma öyle. " bakışlarımı ondam çekip yola baktım.
Okulun önüne geldiğimizde arabadan ikimizde çıktık ve okula girdik.
Sınıfa girdiğimizde can ve eda bize şaşkınca bakıyordu. Eda ' ya göz kırptım
Ve afkan ' la sırama oturdum.
" teşekkür ederim dila. " afkan bunu kulağıma söylemişti.
" neden? "
" dün için. " bende ona yaklaştım.
" ozaman bende teşekkür etmeliyim. " dedim. " dün için. "
Hoca gelince herkes ayağa kalktı. Hoca oturun deyince tekrar yerlerimize oturduk.
" çocuklar bugün sınav vardı unutmamışsınızdır umarım. " ben bilmigordum bile. Ama benim. İçin kolay bir durum.
Hoca elindeki kağıtları sıralara dağıtırken sınıfta homurdanıyordu. Kağıt önüme geldiğinde direk çözmeye başladım. Kolaydı benim için inek bir insandım yani biraz.
Bitirdiğimde afkan ' a baktım. Daha birinci soruyu bile çözememişti.
Kendi kağıdıma onun ismini yazdım ve önüne koydum. O yaptığıma şaşırsada ona aldırmadan önümdeki boş kağıttaki soruları yaptım ve hocaya verip dışarıya çıktım.
Bir süre sonra can ' da çıktı ve karşıma geçti.
" onunla birlikte geldiniz? "
" çünkü dün beraberdik. " ilk kaşlarını havaya kaldırsada sonra çattı.
" nasıl yani? "
" sana hesapmı vereceğim can? " yanımdaki duvara yumruk atıp yanımdan ayrıldı. Böyle yapması canımı acıtıyordu. İçimden bir ses oda seni seviyor Diyor.
" neden böyle birşey yaptın küçük kedi? " afkan ' ın sesiyle yerimden sıçradım.
" iyi misin? "
" evet dalmışım. Ve birde... Doğrusu kağıtla bakışmanı kıskandım. dediğimde güldü bende güldüm.
" kantine iniyorum geliyor musun? " dediğimde yüzünü buruşturdu.
" yok saol sen git. " dediğinde başımı salladım ve arkamı dönüp yürümeye başladım.
İlknur ' da arkadaşları ile bu tarafa doğru geliyolardı. Gözleri beni bulynca sinsice gülümsedi.
Kesin aklında birşey vardı. Ama nasıl öğrenecektim ki?
Kantine gidip tost ve meyvesuyu aldıktan sonra sınıfa çıktım. Ve yerime oturdum. Bir iki saniye sonra afkan ile birlikte hocada geldi. Hoca ona ters bakışlar atsada onun umurunda bile değil.
" evet çocuklar sınavlarınuzın yarısını okudum. "
" merve ünal 78" dediğinde herkes kıza ouz atmaya başladı.
" emre tunç 42"
" dila öztaş 100" hoca böyle deyince hiç şaşırmadım. Hoca bana sevimli bir şekilde gülümsedi.
" aferin kızım. "
" zeynep çalış 41"
" eda çelik 50" dediğinde eda ' ya baktım. Aslında iyi nottu ama eda ' nın galibs umrunda değildi. Yine telefonla uğraşıyodu.
" afkan koç 100. Dila ' dan kopya mı çektin afkan? " deyince araya girdim.
" hayır hocam. Ben dün onu çalıştırdım bayağı o yüzden. " eğer böyle demeseydim benim yüzümden kopya damgası yiyecekti . Sonuçta ben aldım onun kağıdını önünden.
" aferin. Aslında bu süper bir fikir. Herkes ikişerli grup oluşturacak. Notu azda yüksek olanlar kötü notlu olanları çalıştıracak. Grupları ben seçeceğim. " aslında bu çok iyi bir fikir. Belki afkanla seçiliriz. Ozaman onunla harika vakit geçirebilirim. Ama ya afkan çıkmassa?
Afkan ' a baktığımda elindeki kalemle oynuyodu. Ona bakmayı kesip hocayı dinlemeye başladım. Grupları çoktan söylemeye başlamıştı. Sınıf listesine göre yaptığı için sıra bendeydi.
" dila öztaş. Sende... Can gürel'i çalıştıracaksın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇEKİRDEK.
ChickLit" çekirdek gibisin ; insan senle bir kere tanışınca daha bırakamıyor. " babasının dayak atıp akşamları evden kovmasından dolayı dila iki erkek ile tanışır. yeni geldiği şehirde yeni okulunda bu iki erkekle tekrar görüşür hatta aynı sınıftalar ! kapa...