9

1.8K 174 9
                                    


🐦

Kız ayaklarını yere vura vura yürürken, botunun ucu soyulmuştu ama umursamayıp yoluna devam etmişti.
Artık ailesinin yasını tutmayı bırakmıştı kız. Hayatından öyle ya da böyle çıkan herhangi birinin artık yasını tutmama kararı almıştı. Ama çocuk onu hayatında istemese, ondan uzaklaşsa bile kızın geçtiği her yol çocuğa çıkıyordu.

İki hafta sonra ilk defa okula adım atıp, onun yüzünü görecekti. Bacağı hala tekliyordu kızın ama okula gitmeyi tercih etmişti.

Sınıfa girdiğinde, herkesin yüzünde alışkın olmadığı bir ifade ile karşılaşmıştı.
Acıma ve üzüntü.
Kız ona üzülmelerini hele de acımalarını istemiyordu. Onlardan hiçbir şey istemiyordu. Derste ki öğretmenininden özür dileyerek, yalnız oturduğu sırasına yavaşça ilerleyip arkasına bile dönmeden oturmuştu.

Onca yıl boyunca, hep peşinden konuşmuştu çocuğun. O hep kızı itmişti kendinden ama kız hiçbir zaman pes etmemiş; çocuk onu ittirdiğinde, durmasını söylediğinde zorlayıp daha çok yaklaşmıştı.
Ama artık anlayabiliyordu.
Biliyordu kız zaten çocuğun onu sevmediğini ama anlamını bilmediği bir umuda kendini bağlamıştı onca yıl.
Şimdi belkide artık vazgeçmesinin zamanı gelmişti.
Herşeyden.
Arkadaşı, sevgilisi, dostu olarak gördüğü çocuğun artık yakasını bırakmalıydı.

Çocuk kız sınıfa geldiğinden beri gözlerine bakıyordu ama kızın gözlerini birleştirmemek için nasıl çabaladığını farketmişti. Belki ondan vazgeçmiştir diye düşünüp, sevinmişti çocuk. Aslında kızı severdi. Kız önceden onun en yakın arkadaşıydı ama o, daha fazlasını istemişti çocuktan.
Ona dokunmak, dudaklarını, ellerini hissetmek istemişti ama çocuk onu elinin tersiyle itmiş, kaçmıştı. Onun kalbinden kaçmıştı.
Aşkından...



"Aşktan ümidini yitiren bir sürü insan var. Böyle karışık bir ilişkinin içinde bulunan birine tavsiyede bulunur musunuz?"

Adam yerinde dikleştiğinde, tebessümle devam etmişti.

"Asla vazgeçmesinler. Siz bitti dediğiniz an başlar aslında. O yüzden gerçekten kalbiniz o insana ait ise, sakın bırakmayın!"

Kadın gülümsediğinde, defterine karaladıklarından kafasını kaldırıp adama buruk bir gülümseme atmıştı.

"Rose gibi yani."

Adamın gözleri şaşkınlıkla açılırken, kadının gülen gözleri ile karşılaşmıştı. Adamın şaşkınlığı, buruk bir tebessüme dönüşürken kafasını sallamıştı.

"Evet. Rose gibi."

.
.
.
.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
.
.

(Oy vermeyi unutmayalım..💘)

still with youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin