💭
"Sizi yazmaya iten neydi?"Adamın dudağının yanı kıvrılırken, içi gıdıklanmış, kalbi sızlamıştı.
"Tek bir gülümseme."
Kadın dikkatle adamın dediklerini dinlerken, tüyleri diken diken olmuştu.
"İnanın bana tek bir gülümseme insana her şeyi yaptırabilir. Hayata küsmüş birine yeniden yazdırır, umut olur."
●
"Nasıl geçti?"
Çocuk meyve suyundan bir yudum daha aldıktan sonra güneşin batışına odaklanmıştı.
"Zordu."
Kız ayaklarını geriye verdiğinde hızla salıncakta sallanmaya başlamıştı.
"Sanırım bende okulu bırakmalıyım."
Kız aniden durduğunda, salıncaktan inip sinirle çocuğun önünde dikilmişti.
"Hayır okuyacaksın!"
"Neden? Buna neden sen karar veriyorsun?"
Kız gözlerini başka yöne çevirdiğinde, kollarını birbirine bağlayıp çocuğun önüne, çimenlere oturmuştu.
"Sadece hayallerinden vazgeçmeni istemiyorum."
"Sen de hayallerinden vazgeçtin."
"Hayır Jungkook. Ben hiçbir zaman hayallerimden vazgeçmedim. Küçüklüğümden beri yapmak istediğim şeyi yapıyorum."
Kız başını önüne eğdiğinde tırnakları ile oynamaya başlamıştı.
"Gün sonunda o fotoğraflara baktığımda, onların yüzlerinde gördüğüm kırışıklıklardan ne yaşadıklarını görebiliyorum, hissediyorum."
Çocuk salıncakta yavaşça gel git yaptığında, dudaklarını birbirine bastırmıştı.
"İlerde ne yapmak istediğimi bilmiyorum."
Kız aniden ayağa fırladığında, ellerini birbirine vurup tahteravallilerin olduğu yere adımlamıştı.
"Yanıma gel."
Çocuk bıkkınlıkla kızın yanına geldiğinde gömleğinin bir düğmesini açıp, boğazını rahatlatmıştı.
Kız çocuğun gözlerine heyecanla bakarken yerinde duramıyordu."Ne?"
"Otur."
Çocuk gözlerini devirdiğinde yavaşça oturmuştu. Kız havaya yükselirken, gözlerini kısıp düşünmeye başlamıştı.
"Mimarlık nasıl?"
"Sıkıcı."
"Mühendislik? Hem senin matematiğin çok iyi."
Çocuk sıkıca tutunurken, düşünmüştü.
"Hayır daha yaratıcı, değişik bir şey istiyorum."
"Buldum."
Kızın sarı saçları her yere inişinde havalanırken, ortaya çıkan görüntü çocuğu gülümsetmişti. Çok güzel göründüğünü düşünmüştü.
"Yaz."
"Ne yazayım?"
"Hikaye, şiir, şarkı..."
"Ben yazamam Rose."
"Neden yazamayasın ki?"
Çocuk aniden durduğunda, tahteravalliden inip bankın yanına adımlamıştı. Kız hızlı adımlarla çocuğun yanından ilerlerken, ondan hızlı banka ulaşıp oturmuştu.
"Yapma."
"Ya! Kendine bir şans ver."
Çocuk durgun yüzü ile kızın heyecanlı yüzüne bakıyordu.
"Hikaye yazabilirsin. İnsanlar okur ve hayal ederler. Oluşturduğun karakterin yerine bürünüp onun gibi yaşarlar. Hissederler. Onunla ağlayıp, onunla gülerler."
Kız heyecanla gülerken, çocuğun yanına daha çok yaklaşmıştı.
"Yazdıkların insanların hayatlarına dokulanabilir."
Çocuk gülümsediğinde, kızı kendine çekip başını göğsüne koymuş, kızın yumuşak saçları ile oynamaya başlamıştı.
"Beni düşündüğün için teşekkür ederim. Sanırım ne olacağını zaman gösterecek."
Kız çocuğun göğsünden kafasını kaldırdığında, gülümsemeye başlamıştı.
"Bir şeyler değiştirebilirsin."
Çocuk kızın gülen gözlerine baktığın da, istemsizce gülümsediğini fark etmişti.
Ama çocuğun fark edemediği şeylerde vardı. Ona bağlandığını, onu bırakmayacağını fark edememişti. Kalbinin farklı attığını anlayamamıştı..
(Oy vermeyi unutmayın çukulatalarım💜)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
still with you
Fiksi Penggemarrosékook [düzenlendi, tamamlandı] Hayır, Jungkook. Hayır. Arkadaşlar birbirlerine öyle bakmazlar. 260720 - 311020/gucciterlik/ #5 rosékook #1 rosegguk #2 rosegguk #8 blackpink #1 angst