40 [END]

1.7K 121 75
                                        


:)

"Anlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Anlamıştı."

Adam yüzünü ciddileştirdiğinde, gözlerini merakla onu dinleyen kadına dönmüştü.

"Geldiğini anlamıştı."


Kız kalın battaniyenin altından ayak parmaklarını oynatıyor, karnına kadar çekili olan battaniyenin üstünden tırnakları ile oynayıp, oflaya puflaya artık ezberlediği evin mavi duvarlarına, sevgilisi ile onun aynı küçüklüklerinde ki gibi birbirlerine sarılmış olarak çekilen fotoğraflarına bakıp, anlık tebessüm ediyordu.
Günlerdir evde tıkılı kalmak yormuştu onu. Hareketsizlikten yorulmuş, halsiz düşmüştü.

Günler geçtikçe, ölümüne daha da yaklaştıkça, içinde ki suçluluk duygusu da bir o kadar büyüyordu. Karşında çaresizce onu izleyen sevgilisine karşı suçluluk duygusu besliyordu. Kendi sürüklemişti onu bu acı oyunun içine. Umut vermişti ona. Belki kullanmıştı.
Aniden gözünden bir yaş düştüğünde hemen elinin tersi ile silmiş, gülümsemeye çalışmıştı.
Sevmişti onu. Hemde gayet aklı başında, hiçbir umut dalı dahi olmadan sevmişti onu. Umudunu kendi yaratmıştı hep.
Ne kadar ondan kaçmak istese daha çok çekilmişti ona. Bazen insanları itmek kaderine, olacaklara daha çok yakınlaştırırmış.

Artık yaşamaya dair umudu kalmamıştı. Önceden, en azından belki bir ihtimal 'Yaşarım' diye düşünmüş, gülmüştü. Filmlerde ölüme yaklaşan karakterler gibi birşey olurda, bir şekilde hayata tutunurum diye düşünmüştü.

"Hah! Hayal gücüne bayılıyorum Rose."

Kendi kendine konuşurken, derin bir iç çekip buğulu gözlerini cama dönmüştü. Kol kola, birbirlerine sarılarak gezen çiftleri görmüş, gözlerini yeniden sevdiği mavi duvarına çevirmişti.
Elini koltuğun kenarına dayamış, boş gözlerle duvara bakarken, kapının sesini duyunca bir anda heyecanlamış yavaşça ayağa kalkmaya çalışmıştı.

"Hoşgeldin!" Ellerini çırpıp sevgilisinin yanına ilerlerken, ellerinden büyük torbaları almaya çalışmıştı. "Bırak ben yaparım!" Bir hışımla torbaları kızın elinden çektiğinde, kız teklemiş masaya tutunmuştu.

Çocuk mutfak masasına dayanmış sakinleşmeyi beklerken, kız arkadan yavaşça kollarını çocuğa dolamış kafasını çocuğun sırtına yapıştırmıştı. "Özür dilerim. Ben biraz..." Çocuk başını yere eğdiğinde, kız kollarını ayırmış çocuğun çenesinden tutarak yüzlerini birbirlerine eşitleyip, çocuğun yorgun yüzünü izlemeye başlamıştı.

"Biraz gerginim." Kız aniden sarıldığında, o da kollarını sıkıca kızın beline dolamıştı. "Sorun değil."

Zaman geçtikçe çocuk daha da gergin ve endişeli bir hale gelmişti. Sürekli diken üstünde yaşıyordu. Yaklaşık bir yıldır...
Kız çocuğun elinden tuttuğunda yavaşça onu koltuğa doğru çekiştirmiş, yanına oturtmuştu.

still with youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin