still with you

22

💣

"Rose!"

Kız kaskatı kesildiğinde, sesinin tınısını duymak içini sızlatmıştı. Solunda, derinlerde bir yerlerine dokunmuştu sesi. Kız korku ile vücudunu çocuğa döndüğünde gördüğü manzara saatlerce ağlamasına yetecek güzellikteydi.
Onun gülen yüzü...

Çocuk gömleğini düzelttiğinde, kepini kıza uzatıp buruk bir şekilde gülümsemişti.

"Bu akşam, unuttun mu?"

Kız anlamsızca çocuğun heyecanlı gözlerine bakarken, dudaklarını birbirine bastırmıştı.

"Unutmamışsın."

Çocuk ensesinde ki saçlarını karıştırdığında, gülümsemişti.

"Nasıl unutabilirim ki?"

Kız çocuğun verdiği tepkiye şaşırırken, parmaklarını kepin köşelerinde gezdirmişti. Çocuk heyecandan yerinde sallanırken sahneden gelen sese dönmüştü.

"Mezun öğrencilerle fotoğraf çekimi olacaktır. Öğrencilerimizi sahneye alalım."

Kız yüzünde ki gülümsemesi ile çocuğa kepini uzattığında çantasından, katlanmış mavi kağıdı çocuğa uzatmıştı.

"Atmayı unutma."

Çocuk gülümserken bir anda duraksamış kızın karşısına dikilmişti.

"Gitmeyeceksin değil mi?"

Kız şaşkın halinden çıkıp tebessümle kafasını salladığında, eliyle topluluğu göstermişti.

"Orada olacağım."

Çocuk gülümseyerek kafasını salladığında, arkasını dönmüş sahneye ilerlemişti yüzünde ki büyük gülümsemesiyle.
Oysa bugün onun geleceğini bile düşünmüyordu. Kız kalabalığın gerisinde yerini aldığında uzaktan çocuğun mutluluğunu izlemişti.
Neden böyle bir tepki vermişti?
Unutmuş muydu herşeyi?
Affetmiş miydi?

Fotoğraf çekimi bittiğinde, çocuk mavi uçağı serbest bırakmıştı. İnsanlar şaşkın gözleri ile gülümseyen çocuğa bakarken, o kızın dolu gözlerine bakmıştı.
Koşarak kızın yanına geldiğinde uzun uzun bakmıştı gözlerine. Saçlarına dokunacağı vakit ellerini geri çekmişti çocuk. Kız tedirgince gözlerini kaçırdığında, oğlan sesini düzeltip devam etmişti.

"Üstümü değiştirip hemen geliyorum."

Kız kafasını salladığında, çocuğun koşarak gittiğini görmüş gülümsemişti.
Aklından 'Hiçbir şey değişmemiş, hala aynı komik şekilde koşuyor' diye geçirmişti. Aynı çocukluğunda ki gibi koşuyordu.

~~

Rüzgarda salınan sarı saçlarına kaymıştı gözleri. Her adımında omzuna vuran saçları, rüzgarın etkisiyle hafif çilekli kokusu burnuna gelmişti.
Alt dudağını ısırdığında, ellerini cebine sokmuştu.

Kız yüzünü yana çevirdiğinde, çocuk sertçe yutkunmuştu. Az sonra kız yavaşladığında, yan yana yürümeye başlamışlardı.
Kız ellerini ceplerinden çıkarttığında, çantasını düzeltmiş, yumruklarını hafifçe sıktığında, ellerini geri indirmişti. Soğuk elleri, onun ellerine muhtaçtı ama ona dokunamıyordu. Onun sert duvarlarını aşamıyordu ama bu bir kez daha denemeyeceği anlamına gelmezdi.

Sertçe yutkunduğunda, derin bir nefes almış yavaşça elini, çocuğun eline yakınlaştırmıştı. İkisininde elleri birbirine çarparken, kızın içi alev almaya başlamıştı. Bir anda yanakları kızardığında içinde ki kelebekler çoğalmıştı. Az sonra kız bir hamle daha yapacağı vakit, çocuk ellerini cebine geri sokmuştu.
Bir anda, birden fazla duygu yaşıyordu kız. İçinde ki kelebeklerin ömrü bir saniye bile sürmeden sona ermişti.
Dudaklarını birbirine bastırdığında, derin bir nefes verip ellerini tekrardan cebine sokmuştu. Konuşmuyorlardı. İkiside deli gibi konuşmak istiyordu ama yapmıyorlar, yapamıyorlardı.