19

1.2K 131 4
                                    


🍂

"Gitmedim dede. Buradayım."

Kız avucunda ki yara ile oynarken, bir anda odayı beyaz önlüklü, ciddi bakışlı doktorlar doldurmuştu.
Yaşlı adam tedirginlikle koltuktan kalktığında dolu gözleri ile doktorlara acı bir bakış attmıştı.

"Bay ve Bayan Park, sizlere odama kadar eşlik edeyim."

Yaşlı kadın, koltuktan tutunarak kalktığında yatakta her şeyden bihaber yatan torununa bakmıştı. Gözünde ki şaşkınlıktan nasıl korktuğunu görebiliyordu. Yaşlı çift birbirlerinden destek alarak kapıya doğru adımlamışlardı.

Oda yavaşça boşalırken, çıkan her hemşire kızın yüzüne acı bir şekilde bakıp çıkıyordu.
Kız, yavaşça yatağa uzandığında ellerini kafasının altına alıp onu düşünmeye başlamıştı. Onun için gelmişti. Onu önemsediği için gelmişti.
Yüzünde büyük bir tebessüm oluşurken, burnunu çekip gözyaşlarını silmişti. Derin bir nefes aldığında, gözlerini sımsıkı kapatıp, sağ elini sertçe yumruk yapmıştı.

"Asla vazgeçmeyeceğim."

~~

Kız çarşafı üstüne çektiğinde, ellerini karnında birleştirip heyecanını geçirmeye çalışmıştı.
Karnı kasılıyor, soğuk soğuk terliyordu.
Doktor başını önünde ki belgelerden kaldırdığında, kız yatakta biraz yükselip sırtını dikleştirmişti.

"Sizin ameliyatınızı yapan doktor benim ve sonuçlarınızı bilmek sizinde hakkınız."

Doktor, yaşlı çifte kaçamak bir bakış attığında ellerini önünde birleştirip yüzüne yine ciddi tavrını takınmıştı.
Oda derin bir sessizliğe gömülürken kızın kendinden emin sesi gün yüzüne çıkmıştı.

"Bitiyor değil mi?"

Adam şaşırmış ve tedirgin bakışlarını kıza gönderirken, kafasını sallamıştı. Kızın yüzünde garip bir tebessüm belirirken dudaklarını birbirine bastırıp devam etmişti.

"Ailemin ölümünün ardından benimde öleceğimi söylemenin beni zorlayacağını düşünüyorsunuz."

Odada ki herkes kızı dikkatle dinlerken, kızın gözünden ilk yaş düşmüştü.

"Ben güçlü biriyim."

Çarşafın içinde ki elleri ile karnını sıkarken, hıçkırmamak için çenesini kasmış sesini düzeltmişti.

"B-bana ne oluyorsa, hepsini bilmek istiyorum."

Adam dudaklarını birbirine bastırdığında, ellerini sıkıp kıza dönmüştü.

"Çarpmanın şiddetinden dolayı, kafatasınıza sert bir darbe almışsınız."

"Daha açık konuşun."

Adam derin bir nefes verdiğinde devam etmişti.

"Aldığınız darbe beyninize büyük hasar vermiş."

Kız sertçe yutkunduğunda, ellerini sıkmıştı.

"Nasıl yani? Ne kadar büyük?"

"Sürekli büyüyen bir tümör üretecek kadar büyük."

Kız tuttuğu nefesini verdiğinde, derin bir nefes alıp tedirgince yerinde kıpırdanmaya başlamıştı.
Etrafına bakarken daraldığını hissetmişti. Başında dikilen, hemşireler dolu gözleri ile kıza bakmamak için direnirken yaşlı çift ağladıklarını belli etmemeye çalışıyorlardı.
Kız, karnını sertçe tuttuğunda titrek sesini daha fazla durduramamıştı. Yanında ki, komodine uzanmaya çalıştığında yetişememiş, hemşirelerden yardım istemişti.

"S- lütfen, su."

Hızla suyu içerken, derin bir nefes alıp bardağı hemşireye geri vermişti. Kızın gözleri odada tedirgince dolaşırken, doktorun kalın sesi dikkatini dağıtmıştı.

"Ama sana iyi bir haberim var."

Kız gerginlikle gözlerini adamın yüzünde gezdirirken, konuştuğunda kasılan çenesine bakmıştı.

"Tümör daha ilk evresinde, ilaçlar ve tedavi ile bundan kurtulabilir-"

"Hayır!"

Kız adamın lafını kendinden emin sesi ile böldüğünde, dedesi ve büyükannesi şaşkınlıkla ona dönmüşlerdi.

"İstemiyorum."

"Ama-"

"Size istemiyorum dedim!"

Kız sağ avucunu sıkarken, çenesini kasmış, kafasını yükseltmişti.

"Ne kadar zamanım kaldığını öğrenmek istiyorum."

Kızın acınası cesareti büyürken, adam bıkkınlıkla soluduğunda geri yaslanmıştı.

"En fazla iki ya da üç yılın kalmıştır. Ama bu tedavi seni iyileştirebilir. Anlamıyor musun?!"

Kız alayla sesini yükselten doktora güldüğünde, bedenini serbest bırakmıştı.

"Ne yani kalan 'iki ya da üç' yılımı tedavisi olmayan bir hastalığın düzelmesi için dua ederek mi harcayayım?"

Kollarını göğsünde birleştirdiğinde, aynı tavrıyla devam etmişti.

"Bu hastane odasında her sabah uyandığımda kendimi bağladığım 'yeni gün, yeni hayat' mottosu ile o sedyeye tekrar yatıp, güzel bir sonuç çıkması için yalvarayım ama hastalığın son everelerine yaklaştığını öğrenip, yaşayabileceğim 'iki ya da üç' yılımı bokuna bokuna harcadığım için kendime sinirleneyim ve kendimi içten içe daha çok mu bitireyim?"

Adam sessizleştiğinde, kitlenmişti. Kız muzipçe gülümsediğinde geri yaslanmıştı.

"Teşekkürler ama ben yaşamak istiyorum. Eğer bu bir kumarsa, bütün hayatımı ortaya koyarım."

Kız cama döndüğünde gökyüzünde yavaşça ilerleyen gri bulutlara bakmıştı umutsuzca.

"Başka neyim kaldı ki?"

.
.
.
.
.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
.
.

(Oy vermeyi unutmayalım..💛💜)

still with youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin