35

769 83 6
                                    

Adımlarını yavaşlatmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Adımlarını yavaşlatmıştı. Asansör çalışmadığından beş katı merdivenle çıkmak zorunda kalmıştı. Her adımında ellerini daha sert ve yavaş koyuyordu merdivenin yanlarındaki demirlere.
Uzun zaman önce hazırlamıştı kendini en kötüsüne ama yapamıyordu. Yürürken, insanların arasından öylece geçerken nefes alamayacağını hiç tahmin bile edemezdi.
Son basamağıda geçtikten sonra, başı yere eğik ayaklarını sürüyerek geçiyordu koridordan. Bütün tanıdıkları kızın yattığı odanın kapısında toplanmıştı.
Onsuz sesini duymadan, kokusunu almadan geçirdiği kaç gündü bu bilmiyordu.
Etrafındakilerden 'bir gün' dediklerini işitir, takmazdı. Sanki yıllar geçmişti boş kollarından.

Kafalarını omuzlarına dayamış, kolları bağlı tanıdık yüzlerin aralarında boş bir oturak bulduğunda, kendini oraya bırakmış, elinde ki meyve suyuna bakmıştı.
İki eliyle tuttuğu küçük kutuya bakarken ruhunun yavaşça öldüğünü hissediyordu. Ellerinden öylece yaşamı çekiliyordu ama o hiçbir şey yapamıyordu. Öylece oraya, yarı uyanık insanların arasına oturmuş, saatlerdir ezberlediği kapı boyasına bakıyordu.

Az sonra dikkatini çeken beyaz önlüklü yaşlı kadın, bir anda çocuğun önünde durduğunda yavaşça dikmişti bakışlarını ona acı bir tebessümle bakan hemşireye.

"Ziyaretçi alımı başlamıştır." Gözlerini diğer bekleyenlerin gözlerinde gezdirdiğinde yavaşça kapıya uzanmıştı."Yalnız teker teker alacağız ve kısa olacak. Tedbir amaçlı."

Kapıyı yavaşça araladığında, yüzüne vuran güneş ışığı gözlerini kamaştırmıştı. Kızın büyükannesi odaya girdiğinde, kısa bir süre sonra çıkmıştı. Uzun bir sürenin ardından, heyecanlı ve sabırsız bekleyişinin ardından sonra sıra ona gelmişti. Yavaşça ayaklandığında terleyen avuç içlerini pantolonuna silmiş, titreyen bacaklarını sabitleyip yere emin adımlar atmıştı.

Yavaşça odaya adımladığında ise kızın heyecanla ona bakan yüzünü ve yine o güzel gülümsemesini görmüştü.
Gözyaşlarını tutamadığında, ellerinin arkasıyla silip kosmuştu.
Hızla kıza sarıldığında, sertçe sırtından tutup göğsüne bastırmıştı. Uzun süredir nefessiz kaldığını anlamıştı bir anda.

"Se-seni çok özledim."

Elleriyle saçlarını okşarken yavaşça kızı kendinden ayırıp, ellerini yanaklarına dayamış sulu gözlerini, onunla aynı olan gözlere dikmiş ve bir anda yapışmıştı dudaklarına. Ayrıldığında ise tekrar sarılıp kafasını kızın boynuna gömmüştü.

"Çok korktum!"

Kızın sessiz hıçkırıkları kendini belli ederken, kafasını çocuğun göğsüne daha çok bastırmıştı.

"Özür dilerim."

"Ne?" Kızı kendinden ayırdığın da, yatağına oturup elleriyle saçlarını okşamaya başlamıştı. Gözlerine, saçlarına, yüzüne bakmaktan, kokusunu içine çekmekten sesine odaklanamıyordu.

"Özür dilerim. Sana bunu yaşattı-" Çocuk işaret parmağını kızın ıslak dudaklarına dayadığında, gülümsemişti.

"Şu an öyle mutluyum ki, o kadar huzurluyum ki, herşeye sarılabilirim. Herkese!" Kız tebessüm ettiğinde, çocuğun ellerinden tutmuştu.

"Eski matematik öğretmenimize de sarılır mısın?"

"Onu biraz düşünebilirim."

İkisi birden kıkırdamaya başladıklarında, çocuk kızın alnına minik bir öpücük bırakmıştı. "Benden bir daha özür dileme. Ne olursa olsun, seni sevmeye devam edeceğim. Sen benim küçüğümsün. Vazgeçemediğim."

Kız kollarını çocuğun boynuna dolandığında, aniden kapı açılmıştı. "Süreniz doldu." İkiside kollarını daha çok birbirlerine sardığında, kız çocuğun kokusunu son kez çekmişti içine.

Bir anda aralarına boşluk girdiğinde, çocuk yavaşça ayaklanmıştı. Kız, çocuğun elinden tutarken parmakları son kez değmişti birbirlerine.
Parmak uçları büyük bir ses yaratacak gibi ayrıldığında, ikisi de boşluğa düşmüştü bir anda.

Çocuk kapının yanına geldiğinde kısık sesle bağırmıştı adeta. "Seni seviyorum!" diye.

Kızın gözleri kısıldığında, tekrarlamıştı çocuğun sözlerini. Çocuk yavaşça kapıdan çıkarken gün ışığı bir anda karanlığa dönmüş ama içinde ki heyecanı söndürememişti. Gözlerini yerden ayırdığında karşısında, ona gülümseyerek bakan insanlara gülümsemişti.

Bırakmamıştı onu. Gitmemişti. Bir gün gidecekti ama şimdi değildi. Şimdi kokusunu içine çekebilecek, onu sevebilecekti. Yaşadığı bu an herşeydi şimdi onun için.


"Geleceği düşünmemeye başladım. Hep o anda yaşadım, o andan sonra."

Adamın gözleri yere döndüğünde, tekrar gülümsemişti.

"Hoş, artık geçmişte yaşıyorum ama onunla anı yaşamak kadar güzel ve mükemmel hiçbir an daha tatmadım."

.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


.

(Oy vermeyi unutmayın çukulatalarım,sizleri seviyorum💜🌈)

still with youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin