6. Bölüm "Bingo!"

17 6 0
                                    


Gece.

Gece..

Gece...

İsminin kafamın içinde belki de bir milyonuncu kez tekrarından sonra gözlerim birden bire açıldı, gün ışığı camdan içeriye süzülüyordu. Başımı ne zamandır orada olduğundan emin olamadığım masadan kaldırdığımda boynumun tutulduğunu hissettim. Elim acıyı savuşturmak için enseme giderken kahve dükkanının dün gece ki sessiz halinden eser yoktu. Masalar ve bar tezgahının tüm sandalyeleri doluydu, gözlerim tanıdık birinin simasını ararken genzime yükselen acı bir tat ile öne eğildim. Masanın kenarına dün yediğim ne varsa çıkarırken öğürmekten boğazım yanıyordu. Doğrulduğumda civarım da oturan her kes mırıldanarak bir şeyler söylüyor, bir kaçı ise koku yüzünden bağırıyordu. Arka cebimde olan cüzdanım ve telefonumu kontrol eder etmez ayağa kalktım, masadan aldığım bir kaç peçete ile azımı silip hiç kimseye daha fazla görünmeden dışarıya çıktım.


Cadde üzerinden geçen ilk taksiye binip eve geldiğimde telefonumda meşgule atmam sonrasında da arayan Sarp'ın bir kaç cevapsız çağrısı bir de James den mesaj vardı.

Senin için endişelendim, en kısa sürede ara.

Emir edersiniz ekselansları! Saat on iki buçuk iken hala okulda olduğunu bildiğim Sarp'ı bir kez aradım ama tahmin ettiğim gibi çağrıma cevap vermedi. Hannah'ya sorduğumda dün gece problem teşkil eden hiç bir şeyin yaşanmadığının teyit aldım. Bu beni bir süre daha idare ederdi. Üzerimi giyip duş dahi alamadan Nortd West'e gitmek için yola koyulduğumda dün gece neyden bahsettiğini anlayabiliyordum. Başımda beni deli edecek bir ağrı vardı, öyle ki kırmızı ışıkta biraz fazla beklediğim için korna çalan ardımda ki araca ağız dolusu küfür ederken bulmuştum kendimi. Fazladan hiç bir sese tahammülüm yoktu.

Agnes yine beni sıcak tavrı ile karşılarken buraya geldiğim onca zaman içerisinde ilk kez Akın, yani Gece her zaman ki yerinde yoktu. Bir an, sadece küçük bir saniye dün yaşanan onca karmaşa gözümün önünden gelip geçti. Ben bayıldıktan sonra küçük bir not ile telefonun arkasına yerleştirmemi istediği çipi telefonumun üzerine yapıştırmıştı. Buydu bana yaşananların bir rüyadan ibaret olmadığını kanıtlayan. Kendimce mantıklı bir plan hazırlamıştım. Yol ve Agnes ile dersimiz boyunca bunu düşünüp kafamda tekrarlamıştım. Bu sefer her zamankinden uzun süren dersimiz sonunda Agnes atıştırmalık almak için resepsiyonun yanında ki otomata gidince James'e döndüm.

"Dün gece için üzgünüm." dedim, geldiğimden beri Agnes'ın yanında konuşamamıştım.

"Sorun neymiş?"

"Erkek kardeşim, ailevi meseleler." diyerek bu sefer İngiliz tutumunu ben sergiledim, sonuçta ona özel hayatım ile ilgili uzun uzadıya açıklama yapma zorunluluğum yoktu, buna kültüründen de alışkın olması ile başını sallamakla yetindi.

"Fakat dün gecenin yarıda kesilmesi beni daha çok üzdü." dediğimde gözleri gülümseyen dudaklarıma kaydı.

"Sanırım telafi edebiliriz."

"Saat beşe kadar yalnız olabileceğimiz bir yer biliyorum." dediğimde tahminim iki yanaydı. Ya Gece'nin söylediği kişi gibi davranıp güvenlik önleminin olmadığı yerlerde benimle baş başa kalmayacaktı yada teklifimi kabul edip benimle gelecek bir sonraki seferde ise ben onunla gidecektim. Seçeneklerin ilkini onayladı "O zaman bir kaç saatimiz var, telafi için yeterli bir süre değil. Bu akşama ne dersin?"

"Nerede?" dediğimde cevabın umduğum gibi olması için dua ettim.

"Adresi sana mesaj atarım."

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin