45. Bölüm "Yeniden Görüşünceye Dek Final"

24 4 0
                                    


Yazardan Minik Bir Not: Sizlere bu özel bölüm için sanırım yüzlerce kez dinlediğim bu harika şarkıyı hediye ediyordum. Sözleri ancak bu kadar manidar olabilirdi :) Bir kitabın daha sonundayız, eğer buraya kadar gelmeyi başardıysan sana kimsenin duymadığı bir tonda teşekkür ettiğimi bil. Maceramız devam edecek, üçüncü, yani son kitaba profilimden ulaşabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar. Hunter...





"Onunla evleneceğim."

Selim gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken Gece kaşlarını çatıp onun eğlenen halini izledi. Selim dayanamayıp bir süre sonra "Ne var?" dedi. "Bunun işe yarayıp yaramayacağını bilmiyoruz."

"Aslında bu kanunlarımızda yazılı, eğer bir uyuyan ile evlenirsem onun vasisi olmak hakkına sahip oluyorum, sadece hakkında verilen karar beni endişelendiriyor."

"Kesinlikle dostum. Ara komite kararlarına karşı bu davranışı sergilediğini düşünecekler ve bu yüzden evli bir olsanız vasisi olmana izin vermeyecekler."

"Babamla konuşabilirim."

Selim'in dudakları küçük bir o harfini alırken şaşkınlığını gizlemek için hiç bir şey yapmadı. Gece'nin sırf Masal'ı yanında tutabilmek için senelerdir konuşmadığı babasından yardım isteyeceği kırk yıl düşünse aklına gelmezdi. 

"Sen? Generalle?"

Gece gözlerini devirip sandalyesinde geriye yaslandı, Masal'ı depodan alıp komite evine getirmesi üzerinden dört gün geçmişti ve vakti giderek azalıyordu. Elinde ki düşük ihtimalleri bile değerlendirmeye hazırdı.

"Sırıtma Selim, zaten sinirim tepemde bir de sana çatmayayım."

"Tamam, tamam." dedi teslim olur gibi ellerini iki yana kaldırıp "Peki bu.." ellerini indirip gözlerini kıstı "bir formalite mi olacak? Yani evliliğiniz, yoksa.." 

Gece arkadaşının varlığından bir haber olduğu arka cebinde ki zümrüt yüzü düşünüp "Sus Selim, sus." dedi.


 *****

Bir kaç gündür yaptığım yürüyüşler bana ilaç gibi geliyordu, temiz havda kulaklığımda çalan müziklerle içime işliyor, boşlukları bir süreliğine de olsa dolduruyordu. Gece ilk kez gerçek anlamda tek başıma dışarıya çıkmama izin vermişti. Yeni komite evi yeni sorumluluklar getirirken fazlasıyla meşguldü, beni ihmal ettiğini düşünüp kendini strese sokmasını istemiyordum. 

Bu yüzden yeni meşgaleler bulmak için ilk adımlarımı atıyordum. Borsa merkezinden girişlerimizde çıkışlarımızda dikkat çekmiyordu. Alabildiğine insan kalabalığın arasına karışmaksa en kolayıydı, caddelerde evden pek de uzaklaşmadan yürüyor kahvesini sevdiğim butik kafeye girip dinleniyordum. 

İçeriye girdiğimde yine beni o küçük sevimli havası karşıladı, tek fark geldiğim diğer günlere nazaran çok daha sessiz olmasıydı. Dolu olan iki masanın birine oturan yaşlı bir kadın, diğerinde ise kendi aralarında sohbet eden üç adam vardı. Tezgaha yaklaşıp bir kaç günde yüzüne aşına olduğum genç kadına merhaba dediğimde bana cevap vermedi.

"Emily, her şey yolunda mı?" diye sordum başını biraz daha uzatıp, arkası dönüktü ve elinde tuttuğu kahve sürahisini yere döküyordu. "Sen iyi misin?" 

Bu sorduğum son soru olmuştu. Sol tarafımdaki hareketlenme ile irkilip aniden döndüğümde karşımda bir duvar gibi duruyordu. Alnına düşen bir kaç buklesini ufak bir hamle ile geriye savurup yüzünde yapmacık duran o sıcak gülümseme ile beni süzdü. Dehşet içimde naralar atarken aya kalkmak için bir hamle yaptım lakin korkunun hükmettiği bedenim beni yarı yolda bıraktı. Ayaklarım birbirine dolanırken yere düşmemek için tezgaha tutundum. Bana doğru bir kaç adım daha attığında "Yaklaşma!" diye bağırdım, başını azıcık yana eğip söylediği tek şey ise "Seni çok özledim." oldu.

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin