37. Bölüm "İzleri Silmek"

10 3 0
                                    


Uyumak zordu, en az uyanmak kadar.

Kendimi her seferinde Gece'nin kolları arasında dizlerimi karnıma çekmiş kaskatı halde buluyordum. Eskiden okuduğum bir makalede cenin pozisyonu içe dönüş olarak adlandırılıyordu. Anne karnında aylarımızı geçirdiğimiz bu hal kendimizi güvende hissetmek istediğimiz zamanlarda takındığımız bir tavırdı. Korkularımın beni rahat bırakmadığı yerdi bilinçsizlik. Uyanık olduğum zamanlarda Gece beni kolay kolay yalnız bırakmıyordu, kafamı dağıtacak bir şeyler buluyor arada bir ise yürüyüşe çıkıyorduk. Hatta bana dün biraz gitar çalmıştı. Bunun eşsiz bir an olması gerekirken Kasım'ın bana o şeyi getirdiği geçmiş ,aklımdan çıkmamış, beni huzursuz etmişti. Sesinin bu kadar güzel ve sakinleştirici olabileceğine şaşırmam da cabasıydı. Normalde konuşurken bile kulaklarımı okşuyordu tok ve pürüzsüz sesi, şarkı söylerken ise farklı bir boyuta yükseliyor, ayaklarımı yerden kesiyordu. Eve dönüşümün beşinci gecesi yine aynı şekilde uyandığımda beni sakinleştirmek için oradaydı. Tamamen psikolojik olduğunu bilsem de acı çekiyordum. O gün ki kadar yakıcı ve rahatsız edici, ellerim kasıklarıma giderken kıvranıyor, bu şeyin bitmesi için yalvarırken buluyordum kendimi. 

Ne boktandı üzerimden atamadığım bu etki, Gece akşamları benimle birlikte uyumuyordu. Ona gelmesini söylesem de teklifimi geri çeviriyordu, aklıma Ann'in onun kimse ile uyumadığına dair söylediği şeyler geldiğinden susuyordum hep, belki de rahat etmiyordu. Sandalyeye oturup izliyor, orada da uyuya kalıyordu. Ta ki ben çığlıklarla kıvranan dek. Tüm bunların arasında kendime gelmeye çalışırken Gece yardımının dokunacağını düşündüğü bir şifacıyı beni muayene etmesi için Oluğa getirmişti. Grace bu tarz konularda uzman değildi. Kadının yüzünde ki  ifadeden bir şeyin yolunda olmadığını anladığımda iş işten geçmişti, neler olduğunu önce kendisi öğrenmek isteyen Gece'yı durdurup kadının yanımızda konuşması için ısrarcı olmuştum.

Kadın söylemlerin sonrası onay almak için Gece'ye bakarken onu da bu konuda eli kolu bağlı görmek, sonunda konuşmasına yetmişti ."Masalcım yakın zamanda İverolis tüketmiş olma ihtimalin var mı?" dediğinde Gece'nin yüz ifadesi donuk bir hal aldı. "O nedir?" diye sordum.

"Mavi bir sıvıdır, içinde çiriş otu taneleri ve ebegümeci vardır, en azından gözle görülen bunlardır. Hiç böyle bir şey tükettin mi?"

Kadının yüzünde ki sıkıntılı ifade ayna gibi bana sekerken zihnimde Kasım'ın bana regli ağrım için içirdiği o sıvı geldi. "Evet." dedim yutkunarak. Kadın bir kaç adımda yanıma gelip yatağa oturdu, elini ölüm haberi veren doktorlar gibi bacağıma koyup "Bu tehlikeli bir iksirdir. Kadınlara düşük yapması için verilir lakin bünyeye girdikten sonra panzehirinin de alınması gerekir, aksi taktirde yumurtalık sistemini bozar ve..." dedi sesini alçaltıp "kalıcı kısırlığa yol açar."

"Ne?" verdiğim tek tepki bundan ibaret olurken içten içe bir yanımın bunu bildiğini hissettim. O gün, bacaklarımın arasında biriken oluk oluk kana bakakaldığımda, acı dinerken, ben ağlarken hissetmiştim. Benden bir şeyi almıştı. Benden başka bir hayalimi çalmıştı. Kadın uzun süren tepkisizliğim ardından "Onun dışında gayet sağlıklısın, İverolis yüzünden önümüzde ki bir kaç ay adet olmayacaksın, endişelenme. Küçük bir vajinal yırtılman olmuş ama iyileşmiş, başka bir sorun yok." dedi, dönüp Gece'ye bakması ile hiç bir şey söylemeden odadan çıkması bir oldu. 

Kulaklarıma dolan tuhaf bir melodi vardı, annemin ben çok küçükken uyumam için mırıldandığı bir şarkı. Anlamsız da olsa kafamın içinde çalan oydu, her duyduğumda beni mutlu eden o eşsiz tını. Şu an hüzün karışmıştı çehresine ama yine de güzeldi. Gece az önce kadının kalktığı yere otururken bakışlarım yerdeki az desenli halının üzerine kilitlenmişti. Ne düşündüğünü bilmiyordum, ne söyleyeceğimi. İçimi dolduran tek duygu hüzündü, uzun zamandır bir duruma dair yalnızca hüzün hissetmiştim. Saf hüzün, katıksız. Oğlum olursa adını her daim Gölge koymak istemiştim. Onu tıpkı benim doğup büyüdüğüm gibi güzel bahçeli bir evde yetiştirmek, annemin uzaklardan baktıkça gülümseyeceği gibi şefkatli bir anne olmak. Şimdi ise tanrı bir kez daha sonsuza dek yalnızsın diyordu. Seni koşulsuz şartız sevecek tek umut kaynağını da elinden aldım. 

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin