19. Bölüm "Kalbim Seni Arıyor"

16 3 0
                                    


"Al, al utanma ya mıncıkla, ne olacak zaten ortalık malıyım ben!"

Kıkırdayıp "Kızma kedicik, tutamıyorum kendimi." dedi, özrü kabahatinden beter!

"Gel desem..."

"Asla hayır demem." dedi gözlerini çakın çapkın üzerime gezdirirken cümlemi tamamlayıp. 

"Erkek olarak doğmalıydın!"

"Öyle mi? Dön bakalım." dedi belime iç çamaşırının takımı olan zinciri takarken "Masal." diye seslendi sanki dikkatim onda değilmiş gibi "Gece neden bu ara seninle bu kadar vakit geçiriyor?"

"Ne o kıskandın m?" Şakayla karışık söylemiş olsam da cevap vermedi. Cevap vermedi!

"Bilmiyorum,  görevler yüzündendir her halde." diye devam ettiğimde zinciri takmayı bitirip doğruldu. 

"Seni seviyor mu?"

Mırıldanıp "Açıkça hayır dedi Ann, seni endişelendiren nedir?" diye sordum. Cevabım onu nedense memnun etmemişti "Hayır mı dedi?" diye sordu teyit etmek için. Kendini mutlu etmek için sorduğuna inanmak istesem de yüz ifadesi tam tersini haykırıyordu.

"Evet, mutlu olman gerekmez mi?"

Yutkunup gözlerini kaçırdı "Bana hep söyler." dedi yatağın üzerine oturup.

"Bununla mı hava atıyorsun?" 

Başını iki yana sallayıp "Çok ateşli oldun." dedi söylediğimi yok sayarak. Çabalasa da o yavşak ifadesini yüzüne geri getiremiyordu, onun bu halini uzun uzadıya inceledim. Bir şeye kızmıştı ama neye? Bir şeye üzülmüştü ama neye?

Mia uzun paltoyu getirmek için odaya girdiğinde giymeden önce aynada kendime baktım; merhaba ben işe daha yeni başladım ama yakın zamanda can yakmaya başlayacağım diye bağıran bir striptizciye benziyordum. Dümdüz bıraktıkları saçlarımı paltonun içinden çekip hala üzerine nasıl dans edeceğimi bilmediğim yüksek topuklu ayakkabılarımla dengede durmaya çalışarak yürümeye başladım. Beni oraya Selim götürecekti, Gece ise çoktan kalabalığa karışmış bizi gözetleyecekti. Gerginliğimi üzerimden atabilmek için bir sigara yaktım "İyi misin?" diye sordu Selim.

"Evet, biraz heyecanlıyım sadece. Senden ne haber?"

"Gece bu gün seninle miydi? İkiniz de ortada yoktunuz, sonra Ann sizi garaja girerken görmüş."

"Neden bunu sorup duruyorsunuz, evet benimleydi." dediğimde kaşları yay gibi gerildi. "Sorun ne Selim?"

"Bir sorun yok." dedi uzanıp teyibin sesini kısarken "Bu gün Gece'nin annesinin ölüm yıl dönümü, iki senedir onu tanıyorum bundan önce ki her sene, bu tarihte gözden kaybolur ve gece yarısı kafası bir milyon dönerdi normalde. Günü seninle geçirmeyi seçmiş olması şaşırtıcı."

Annesinin ölüm yıl dönümü olduğunu bilmiyordum, bilsem ne değişirdi onu da bilmiyorum. Daha mı hüzünlü bakardım ona, benimde annem yok bak ama insan yokluğuna alışamadan yaşamaya devam ediyor mu derdim? Nasıl hissettiğini bildiğimden sesim çıkmazdı çünkü ben de usanmıştım annelerinin hala yanlarında olmasına rağmen bu konuda nutuk çeken insanlardan. Siz hiç annesiz olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz? Başınız sıkıştığında, biri canınızı yaktığında, hayattan usandığınız da kokusu, sarılışı ile sizi yatıştıracak kolların olmamasının ne demek olduğunu? Korktuğunuzda kime gideceğinizi bilmemenin nasıl can acıttığını, ilklerin heyecanını, sonların kederini paylaşamayıp içinizde yaşamanın nasıl mahvettiğini? Ben biliyorum, bu yüzden hiç bir şey söyleyemezdim ona, annesi gibi kokamaz, onun gibi öpemez, yokluğunu az da olsa telafi edecek hiç bir şey yapamazdım. Boğaza oturan ne büyük düğümdü bu yokluk, eskiden onu soğuk mermerin üzerine öylece uzanırken hayal ettiğimde hissettiğim ile aynıydı. Hayallerim, gerçek olmuş kabuslarıma dönüşmüştü. 

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin