35.Bölüm "Kollarını Aç"

10 3 0
                                    


Angelo parmağında ki yüzüğü çıkarıp "Bunu daha önce de yaptık." dedi 

Gece uyanmaması için yeniden büyülediği genç kıza bakıp "Bir kez daha, lütfen." cevabını verdi. Angelo sesli bir soluk verip gözlerini yumdu, bedenini hafifletip kafasının içinde çalmaya başlayan çan sesini dinledi. Görü yeteneği az da olsa büyük annesinden kalmıştı. Uzmanlık alanı bu olmamasına rağmen bazı zamanlarda yardım gerektirdi ve Angelo, Gece'yi geri çevirmek istemezdi fakat sonuç bundan öncekiler ile aynıydı.

Başını iki yana sallayıp gözlerini açtı "Sana söyledim, üstat Celeb yanılıyor olamaz. Kız da bir sorun var geleceğini göremiyorum." dedi. 

Gece başını usul usul sallayıp gözlerini Masal dan ayırmadan "Teşekkür ederim." dedi. Ona yol göstermesi için işaretlere, doğalarına ait tüm nimetlere baş vurmaktan çekinmiyordu. Yine de kader kılavuzluk etmeyi reddediyor onu kendi iç güdüleri ile baş başa bırakıyordu. Uyanmasını her şeyden çok istedi çünkü komite kanunları açık ve netti, uyanmayacak kişilerin bu dünyaya ait hafızalarının belirli bir süre sonra silinmesi gerekiyordu. Gece ise ondan vazgeçemeye hazır değildi, yaşanan bu beklenmedik ayrılık ise ona bir daha asla hazır olamayacağını fısıldıyordu.

Baktığında kendini alamadığı zümrüt gibi ışıldayan o yeşil gözlerden, duygularını bilinçsiz de olsa profesyonellikle saklayan yuvarlak yüzünden, küçük bir kuşu andıran naif sesinden, gülümsediğine ahenk ile kıvrılan dudaklarından ayrı kalmayı göze alamıyordu. Tam da şu anda, bunca kötü şey yaşanmış iken üzerine gidip bir şekilde onu uyandırabilirdi ama Angelo'nun da bahis ettiği görü ustası Celeb bile kızın geleceği ile ilgili Gece'ye yardım edemezdi. Boştu. Beyaz tertemiz bir sayfa kadar boş. Buydu onu endişelendiren, onu uyandırmak için çabalarken daha kötülerine yol açmak.

 Yanlış bir şey yapıp ona yardım edememekten korkuyordu, oysa ki yaşadığını duyduğu ilk an yoluna sokamayacağı hiç bir şey olmadığına inanıyordu. Her şeyden önce inanç vardı ve yine her şeyden önce yıkılan oydu. Angelo mumlarını söndürüp hızla odadan çıkınca Selim ile baş başa kadılar. Onu kendi odasına getirip üzerini giydirdikten sonra yatağa yatırmıştı. 

"Ona yardım edebilirsin." dedi Selim sesini alçaltıp. "Eğer istersen hiç yaşanmamış gibi olur."

"Hayır." dedi Gece ona dönüp "Ondan hafızasını alamam, başına her ne geldiyse bununla yaşamayı öğrenmeli, onu deneyimlediği kötü şeylerden sakınarak koruyamam. Sırf ona baktığımda içim rahat edecek diye. Bu yapabileceğim en büyük bencillik olur."

"O zaman neler yaşanmış öğren, uyanıp anlatmasını bekleme. Tılsımı yanında değil, sen." dedi tereddüt edip "Kafasının içine giremiyor musun?" Gece bu öneri karşısında acıyarak güldü. "Ona bu şansı verdiğim güne lanet olsun. Tılsım yapıldıktan ve süresi dolduktan sonra bile bir daha işe yaramadı. O sıradan bir uyuyan değil Selim, tuhaf bir bağışıklığı var aynı Safirenez'ler* gibi, yeteneğimi üzerinde kullanamıyorum."

Selim'in kaşları bu itiraf karşısında yay gibi gerilirken "O zaman zor yolu seçeceksin." dedi.

Gece Masal'a dönerken bir an gülümsedi. "Güzel şeyler her zaman zordur."


****

"Kaçma!" diye bağırdı arkamdan. Kıkırtılarımla karışık bir çığlık atıp tüm gücümle koşmaya devam ettim. Bahçemizde ki küçük seranın arkasında geçip yere çömeldim, nefes nefese kaldığım için elimle ağzımı kapattım.

"Masal." diye seslendi babam. "Neredesin?" gülmemek için kendimi tuttum. 

"Allah allah, nereye gitti ki bu kız?" kendi kendine imalı konuşmaları beni daha çok heyecanlandırırken olabildiğince sessiz kaldım. 

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin