38. Bölüm "Güneşin Doğduğu Anlar"

12 3 0
                                    


"Dur!" diye bağırdım çırpınırken "Ah! Yapma!" Gece parmaklarını karın boşluklarıma gömmüş, dakikalardır bir an bırakmadan beni gıdıklıyordu. Gözlerimde biriken yaşlar yüzünden halimden eğlenen yüzünü bulanık görüyordum. Kahkahalarım odada çınlarken çalınan kapı imdadıma yetişti. Selim içeriye girip eğlenen halimize gülümseyerek baktı "Bu gün geç uyandınız." dedi tek kaşını havaya kaldırıp. O günden sonra neredeyse üç gündür yalnızca yemek yemek için odadan çıkar olmuştuk. Gece'nin yapması gereken işler birikse de yanımdan bir saniye ayrılmasını istemiyordum. 

Bedenimde ki izleri silmekle kalmamış yerine koyduğu yeni dokunuşlara karşı beni bağımlı kılmıştı. Öyle ki yorulmak nedir bilmiyordum, hava karardığında çıplak bedenlerimiz birbirine kenetleniyor ve öylece uyuya kalıyorduk. Onun kokusu ile huzur bulmamdan mıdır bilinmez kabuslar zihnime elveda demişti. Keyif ve sükunet içimi doldururken bu anların sonsuza dek sürmesi için her şeyi yapabilirdim. 

Gece üzerimden kalkarken çıplak gövdesini giydiği bir tişört ile örttü, manzaramın kesilmesi beni kızdırırken yüzümü buruşturdum. 

"Selim." dedim doğrularak, üzerimde ki ince sabahlığa güveniyordum. "Gitar çalan bir erkeği daha seksi yapan tek şey nedir biliyor musun?" Sağ omuzunu kapının pervazına yaslayıp "Neymiş?" diye sordu.

"Gitar çalan çıplak bir erkek." dedim Gece'ye bakarken, bana çapraz gülümsemesi ile karşılık verirken yatağın köşesinde duran pantolonuna uzandı. Ondan önce davranıp pantolonu yakaladığımda gülümsedi, eğilip müptelası olduğum biçimli dudakları ile alnıma bir öpücük kondurdu. "Sende giyin ve benimle gel, ben dışarıya çıkmadan önce birlikte kahvaltı yapalım." dedi. Onunla biraz daha vakit geçirme fikri beni çocuklar gibi neşelendirirken üzerimde ki battaniyeyi atıp ayağa kalktım. Sabahlığın ince kumaşı altında kalan bedenimin her kıvrımı gözler önüne seriliyordu, bunu fark eden Gece kaşlarını çatıp Selim'e döndü. "Sen bizi aşağıda bekle." dedi biraz sert bir ses tonu ile, Selim başını sallayıp kapıyı ardından kapatarak yok olduğunda "Bu da neydi şimdi?" diye sordum.

"Üzerini giymen için fırsat."

"Hani bedenlere çok da önem vermiyordun? Selim'in fazladan bir kaç kıvrımımı görmesi seni rahatsız mı etti?" 

Beline takmak için eline aldığı kemeri iki kat yapıp bir kaç büyük adımda karşıma geçti. Baldırıma canımı yakmayacak şekilde vurup "Uslu kız ol." dedi. 

"Yoksa?" diye sordum tek kaşımı havaya kaldırıp, yüzünde ki çapkın gülümseme büyürken gözlerinin içi parladı. Bir şeyler hissetmediğini düşünmüştüm ama bu sadece beni incitmemek için takındığı bir tavırdı. Bunu bana sonrakiler ustalıkla öğretmişti. Benim hissettiğim gibi mi hissediyordu bilmiyorum, bu hayranlık, bu susuzluk, doyumsuzluk ve mutluluktan mest olma hali başımı döndürüyordu. Benzer şeyler olmasa da onun da mutlu olduğunu biliyordum ve daha fazlasını istemek için henüz çok erkendi.

Ona yetişebilmek için parmak uçlarımda havaya kalkıp dudaklarını kana kana öptüm, geri çekildiğimde yüzünde tehlikeli bir ifade vardı. "Böyle yapmaya devam edersen hiç bir yere gidemem ve günün sonunda beni postalarlar Masal." 

Gülümsemem tüm yüzümü kaplarken seke seke kıyafetlerimin olduğu köşeye gittim, iç çamaşırı ve uzun kollu bir elbise giyip ayağıma evden dışarıya çıkmayacağım için sandaletleri geçirdim. Eşya yığınına bakıp saçlarımı kaşırken "Sanırım artık kendi odama dönsem iyi olacak." dedim. Saçlarını tarayan Gece kaşlarını çatarak bana döndü. "Kendi odan mı? Bir yere kaçabileceğini mi sanıyorsun minik kuş? Bu akşam bir kanatlı dolap daha benimkinin yanına gelecek, birlikte giysilerini şimdilik içine yerleştiririz olur mu?" 

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin