13. Bölüm "Kız Arkadaş"

16 4 0
                                    


Gözlerim her zaman ki hali ile bana bakan gözlerine kaydığında cevap vermeden önce cümlesi kafamın içerisinde bir kaç kez döndü.

"Pardon?"

"Evet, doğru duydun. Anladığım kadarı ile bakire değilsin ha?"

Kaşlarım çatılır ve avuç içlerim terlerken "Seni ilgilendirmez." diye soludum.

"Çok da önemli değil ya, neyse." dedi sigarasını camdan dışarıya atıp.

"Seni onunla tanıştıracağım, sarhoş kızlara bayılır bilesin ama sen sarhoş olma. Kafan güzelmiş gibi sallanıp ona biraz sulandığında iş tamamdır, organizasyon büyük bir komite evinde yapılıyor ve eşi oğulları bir kaç hafta önce görevde yaralandığı için ona eşlik etmeyecek."

"Evli bir adam? Kaç yaşında?"

"Evet, kırk yedi."

Kırk yedi. Benim yaşımın neredeyse iki buçuk katı.

"Fazla düşünme." dediğinde "Onunla yatmam ne gibi işine yarayacak?" diye sordum.

"İşte bunu sana şimdi söyleyemem. Sadece bana güven ve anın tadını çıkar, en ihtiyacın olduğu anda orada olacağım, seni kız arkadaşım olarak tanıtıp bir süre gözden kayıp olmam gerekecek, sen de bu sırada ne yapıp edip onu odalardan birine çıkarmaya bak."

Anın tadını mı çıkarayım? Yanağımın içini ısırdığımı damağıma kan tadı gelmeye başlayınca fark ettim. Ona olan borcumu bana bu kadar çabuk geri ödettireceğinden haberim yoktu, eğer bilseydim o bir çanta eşyayı da komite evinde getirmeye tenezzül etmezdim çünkü. Yanında olup onu kendime aşık etme çabalarım buraya kadardı, iş bitecek, o bana lütüf ettiği bir kaç saat verecek ve onu tanıdığımı var saydığı bir zamanda ise kıçıma tekmeyi basacaktı. Ona bir bak  demişti Ann ben ise onu göremeye çalışıyordum ama şimdi, bu mesafede durduğumda ilk kez duygularım suyun altına gömüldü. Bembeyaz teninde ölümcül silahlar gibiydi her bir detayı, sesinin tınısı insanı hipnotize etmeye doğuştan aracıydı, bakışları Medusa'yı tarihin tozlu sayfalarından silmeye yeterdi, öyle ki bazı zamanlarda tamamen taş kesildiğimden geri dönemem çok zaman alıyordu, şu an ki gibi...

"Masal." dedi beni ana geri getirmeye çalışarak. Başımı sağa sola sallayıp yeniden ona baktığımda ifadesi az da olsa yumuşamıştı, elini uzatıp yeniden buz kesilen tenime, yanağıma koydu. Ben dokunuşu ile baştan aşağıya ürperirken gözlerimi yumup bu anın tadını çıkarmamak için kendimle savaştım, o ise baş parmağını yanağımda gezdirip "Korkma tamam mı?" dedi.

Korkma Masal.

Korkma.

Korkmana gerek yok, ben buradayım.

Ne çok duymuştum bu kelimeleri ağzından ve aksinin olacağını bilsem de bir süre inanmama yetmişti her şeyin iyi olacağına.

Park eden limuzinden inip ödül törenlerini aratmayan bir kalabalığa karıştığımızda koluna girmem için uzandı. Parlak şamdanların süslediği on iki kişilik yuvarlak bir masaya oturduğumuzda iki tabağın üzerine yerlerin ona ait olduğunu gösteren kağıtlar vardı.

//Gece Akın//

Sandalyemi oturmam için çektiğinde eteğimi toplayarak yerime geçtim. Masada ki insanlarla sohbet etmeye ve beni tanıştırmaya başladı. Dudaklarından çıkan kız arkadaşım cümlesi sonrası bana bakan herkese içten olması için özen gösterdiğim yapay gülümsememden gönderdim. 

"Bu şanslı kız.." diye cümlesine başlayan orta yaşlı sevimli bir kadın durdu. Yüz ifadesinden şaşırdığını anladığım kadarı ile "uyuyan mı?" diye sordu.

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin