39. Bölüm "Hediye"

11 3 0
                                    


"Eee?" dedi ağzına attığı lokmayı çiğnerken "Ne boklar yedin anlat bakalım." 

Sarp gözlerini yumup burun kemerini sıkarken Sevda'nın bu tavırlarına nasıl hala alışamadı hayret ediyordum.

"Seks partileri ve alkol, teyzemin yolundan gidiyorum anlarsın ya." dediğimde gözlerini kısıp gülümsedi "Tam da senden beklenecek şey, bakma sadece prosedürden soruyorum."

"Keşke zahmet edip gelmeseydin, sonuçta.." dedim dilimi yanağıma bastırıp "yapacak çok işin var."

 "Şahsım adına konuşmak gerekirse ne yaptığın ile çok da ilgilenmiyorum Masal, benim incim " dedi Sarp'ı gösterip "tam burada duruyor. Sense sadece baş belası bir uyuyansın." diye ekledi küfür eder gibi. "Kim seni ne yapsın ki?"

"Hah. Orada sizi böleyim." dedi Gece duruşunu dikleştirip "Bu uyuyan, H komite evi lideri Ben'i dize getirdi. Bu uyuyan, Felix Ella'nın huysuz ve işinde usta koruması Gabriel Hudson'a hayatının oyununu oynadı. Bu uyuyan..." dedi öne eğilip "tanrı Fatum'u oyuna getirdi. Bence bir kelimeye anlam yüklemeden önce iki kez düşünün."

"Fatum mu? Nasıl?" Sevda'nın allak bullak olmuş yüzü beni güldürürken Sarp da bana Gece'nin söylediklerinden sonra şüphe ile bakmaya başlamıştı. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsemeye çalıştım. "Neyse." dedi Gece. "Ne zamana dek buradasınız?"

"Masal'ı alıp gece uçuşu ile dönüyoruz." dedi Sarp kendinden emin bir ses tonu ile Gece bakışlarını yumuşattı. "Peki ona fikrini sordun mu?" 

Sarp'ın bakışları bana kayarken şu an gitmek isteyeceğim son yerin İngiltere olduğunu biliyordum. "Şey.." dedim yutkunup "bence bunu bir konuşmalıyız."

Çatalını sertçe masaya bırakıp "Konuşalım o zaman!" dedi. "Dediğim gibi hastan..."

"Masal kes." dedi elini havaya kaldırıp "Saçmalamayı bir kenara bırak da gerçekleri anlat, bu adamın pis işleri yüzünden mi ortadan kayıp oldun?"

"Hayır." dedim bu fikre nasıl kapıldığını anlamayarak. "Asla, ne? Onun bununla bir ilgisi yok."

"O zaman ne?"

"Bunu.." başımı iki yana sallayıp derin bir nefes aldım. "sana anlatamam." Yumruklarını masaya vurup ayağa kalktı "Şaka gibisin!" diye bağırdı kapıya yürürken, bir an Gece baksam da hemen ardından ayağa kalktım. "Sarp, dur bir dakika!" dedim peşinden koşar adım yürürken, kapıdan çıkıp kiraz ağaçlarının olduğu yola doğru yürüdü. "Sarp!" 

Ayaklarını yere vurup ardını döndüğünde "Ne yaptığını sanıyorsun!" diye bağırdı. Yükselen sesi beni yerime çiviledi. "Aylarca yoktun! Öldün sandım Masal, ben ne yapacağımı bilemedim. Kafamda seninle olan son konuşmamız dönüp  durdu! Nasıl hissettiğime dair ufacık da olsa fikrin var mı senin?!"

Gözleri dolmuştu, tek elini arka cebine koyup etrafına bakındı "Biliyorum." dediğimde "Neyi biliyorsun?" diye sordu. "Karşıma çıkmış bana yalan söylüyorsun, bu adamın kaçık kız arkadaşı yüzünden vurulmama rağmen hala benimle gelmeyi düşünmüyorsun, sakın bahane üretme, bunu sana bakınca görebiliyorum."

"Ben.." dedim ona doğru bir kaç adım atıp "Kimden neyi saklıyorsun? Ben senin kardeşinim! İyiliğini benden daha çok isteyebilecek birinin varlığına inanabiliyor musun? Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsin. Sen..." ellerini saçlarının arasından geçirdi, öfkesi ateş saçıyordu. 

"Niye bana bunu yapıyorsun ki." dedi sonunda normale dönerek. Bende onun gibi ağlıyordum, daha hiç bir şey söylememişken, yokluğumda hasar almış olan yanına bakınca daha iyi anlıyordum gerçeklerin onun için ne kadar tehlikeli olabileceğini. Uzanıp ellerini tuttum, hemen arkamızda kalan banka oturduk. 

Ölümden Doğanlar - Gece'nin Masal'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin