18 Nisan 1021 Saat: 14.23
İte gözlerini hafif sarsılma ile açtı. Tepesinde Rei ona bakıyordu. "Uyan!" diye bağırıyordu. İte sızlayan kafasını tutarak ayağa kalktı ve etrafa bakındı. "Neredeyiz biz?" diye sormasıyla karşı hücrede bulunan Hunu "Hoş geldin, İte. Mahzenlere hoş geldin" diye alaya aldı. İte "Mahzen mi?" diye etrafa iyice bakındı ve kendi adamlarıyla gerçekten de mahzendeydi. Kafası önüne düşmüştü.
Rei "Üzülme. Bir şekilde buradan da kurtuluruz" demesiyle İte ona sarıldı ve "Boş ver... Seninle olduktan sonra cehennem bile olur" dedi. Rei utanıp kızardı ve "Herkesin içinde ne yapıyorsun?" diye sessizce sordu. İte ise "Seni seviyorum, Re. Hiçbir şeyi sevmediğim kadar hem de..." dedi.
O sırada Fin hücrenin yanına "Selamlar" diyerek geldi ve arkasından İte'nin kardeşlerinden Ate ve adamları baygın bir şekilde getirilip İte'nin yanındaki hücreye koyuldular. Fin, Hunu'nun hücresinin yanında durdu ve Hunu ile selamlaşarak "Nasılsın bakalım?" diye sordu. Hunu da "Daha bir gün oldu yani pek alıştığım söylenemez ama fena değil. Yemekler biraz daha güzel olabilir, yataklar, özür dilerim, yatak mı var ki?" diye karşılıklı gülmeye başladılar.
Fin "Seni daha iyi ağırlamak isterdim ama merak etme. Bir hafta sonra Migar Birlikleri sizi Hapishane'ye götürecek. Orada yatak da yemek de var. O zamana kadar dişini sık, ne diyeyim?" diyerek İte'nin hücresinin yanına geldi ve "Ee, sen de durumlar nasıl?" dedi. İte "Kardeşimi de mi yakaladın?" diye sordu. Fin "Önce bir hal hatır sorsaydın ama neyse. Evet. Kardeşin fazlasıyla onurluydu. Teke tek dövüştük ve kaybedince teslim olmak istedi ama yanındakiler karşı çıkıp bana saldırdı. Bunun üstüne bana yardım edip kendi adamlarını etkisiz hale getirdi. Böylesine onurlu biriyle dövüşebildiğim için çok mutlu oldum" diye mutlu bir ses tonuyla konuştu. İte de "Küçüklüğünden beridir böyleydi" diye onayladı.
Rei demirlerin yanına geldi ve "Beni yenmiş olabilirsin, Fin ama buradan çıkınca ilk senin peşine düşüp öldüreceğim" deyince Fin "Vir'i gömdün mü?" diye sordu. Rei öylece kalakaldı ve "Fir..." diyebildi. Fin de "Evet. Bir zamanlar, Vir yanımda savaştığından dolayı Fianir-i-Roar olduğum sanılıyordu ve Fir diyorlardı bana. 10 yıl önceki kişi de bendim ve sana böyle bir oyun yapmamım tek sebebi ruhunu çok sevmemdi. O tatlı gözlerindeki hırs ve çabalama dürtüsünü görmemek elde değildi. Seni Bekçim yapmak istedim ama sana bunu öyle kabul ettiremezdim. Daha küçüktün ve ne yanında olabilirdim ne de bekleyebilirdim. Bu yüzden sana bunu vasiyet olarak bırakmak istedim ve bu sayede harika bir savaşçı oldun. O küçük kızın bu hale gelmesini görmek beni çok mutlu etti. Ama o 10 yıl içinde her Cadının kötü olmadığını fark ettim. Aralarında gerçekten iyi olanlar, insanlara yardım edenler vardı. O günden sonra Cadıların iyilerine yardım etmeyi Bekçilerime emir olarak verdim. Hiçbir Bekçim kötü bir Cadıya yardım etmedi, etmez, etmeyecek. Şimdi, sana soruyorum. Bekçim olacak mısın?" diye gözlerinin içine bakarak sordu.
Rei ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Fir, hayatını baştan yazan biriydi. Onun yanında olmayı elbette ki istiyordu ama İte'yi bırakamazdı. Onu seviyordu.
İte yanına geldi ve arkadan nazikçe sarılarak "Beni merak etme. Fin ya da Fir, adı artık neyse, seni her türlü koruyacaktır. Senin güvende olacağını bilmek beni mutlu eder zaten" dedi. Rei'in gözlerinden birkaç damla yaş gelerek ona sarıldı ve "Teşekkür ederim" dedi.
Rei göz yaşlarını silerek Fin'e döndü ve "Reddediyorum" dedi. Kimse bu cevabı beklemiyordu. Ama Fin bekliyor gibiydi. Fin "Senin gibi bir savaşçıyı isterdim ama sevdiğin adamla olmak istiyorsan buna karışamam. Ancak teklifimin her daim geçerli olacağını bil. İstediğin zaman seni Bekçim olarak alacağım" dedi ve gitti.
Fin'in gitmesiyle İte "Neden reddettin? İstediğin gibi Cadıları avlayabilecektin, hem de kötü Cadıları... Ayrıca Fin'in Cadılar hakkında çok bilgisi var. Ondan bir sürü şey öğrenebilirdin. Neden reddettin?" diye sormasıyla Rei gülümsedi ve dudaklarından küçük bir öpücük çalıp "Benimle Cehenneme gelecek olan adamı arkamda mı bırakayım? Yok öyle bir dünya" diyerek kıkırdadı. İte derinden mutlu bir gülümseme takındı ancak Ataber aklına gelince gülümsemesi silindi ve "Sana bir şey söylemeliyim, Re. 2 yıl öncesinden—" derken Rei "Biliyorum... Fim sevgilimi öldürmedi. Sen öldürdün. Bunu o gün de biliyordum. Senin anlaşmanı sana yaklaşıp öldürebilmek için kabul etmiştim ama zamanla sana aşık olmaktan kendimi alıkoyamadım. Çünkü: O günkü İte değildin artık. Bambaşka biriydin ve bu kişiye aşık olmuştum. Bu yüzden bir daha o günden bahsetmeyelim" dedi. İte ne diyeceğini bilemedi. Sadece sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Korku-Gezgin Kurt Savaşçısı (Düzenlendi 4-19 Eylül)
Fantasia"Minelia" adındaki gezegende geçen bu hikayede "Fianir" lakabıyla anılan "Gezgin Savaşçılar", Tanrı tarafından kutsanıp özel güçlere sahip "Migar"ların aksine sıradan insan olmasına rağmen bir Migar gibi savaşıp canavar avlayabiliyorlardır. Hikayemi...