18 Nisan 1021 Saat: 16.13
Kete anlamış bir şekilde "Hı hı" diye mırıldandıktan sonra Siprat'a döndü ve "Bunu neden yaptın?" diye sordu. Siprat da "Gemideyken kadın ile bir erkeğin Muent'i öldürme planı yaptığına kulak misafi oldum. Memleketime büyük yardımları olan bir Muent vardı ama koskoca ülkede orada olmasına imkan veremedim ve onları takip ettim. Gerçekten de saygı duyduğum Muent'ti. Halkıma yardım eden, onlara hiç kimsenin yapmadığı iyiliği yapan... Onun ölmesine izin veremezdim. Bu yüzden de ikisini de öldürmek istedim. Tam da yapacakken sen çıkageldin ve oyunundan bahsettin. Ben de adada halletmeye karar verdim. Adam beni oyalarken kadın kaçmıştı. Kadının peşine düştüğümde çoktan Muent'in yanına gelmişti. Ne desem de inanmayacaktı. Körü körüne aşıktı. Ben de benden nefret etmesini göze alarak kadını öldürdüm. O zamandan beridir benden nefret ediyor ve öldürmeye çalışıyor. Ben ise bu nefretini karşılıyorum. Ne yaparsa yapsın ona olan saygım değişmeyecek ve seni bir hatandan döndüreyim, Lider. Az önce kılıcımı öldürmek için salladım ama hedefi o değildi" diyerek gülümsedi.
Muent öfkeli gözlerle ama sakin bir ifadeyle "Diğerlerini aramaya gidiyorum..." diyerek gidecekken gökyüzünden yanlarına Fin, Ni'nin pençelerinde geldi. Hepsini karşısına aldı.
Fin gayet neşeli bir ses tonuyla "Selamlar, selamlar. Gördüğüm kadarıyla birbirinizi öldürmemişsiniz. Lider sayesinde anlaşılan... Neyse ki enerjiniz bitmiş. Planım işliyor" diyerek kıkırdadı. Kete "Sen de kimsin?" diye sorunca Fin "Fianir-i-Niar, kısaca Fin. Sizi tutuklamaya geldim. İki adamın çoktan zindana doğru yolculuğa başladı. Sırada sizler varsınız" diyerek keskin gözlerle baktı.
Muent az önceki siniriyle öfkeyle haykırarak atıldı ama Fin'in sadece gövdesine attığı bir yumruk ile öylece yere yığıldı. Fin tatmin olmamış gözlerle "Öfkesi bile sahte olan bir adamsın, bana ne yapabileceğini düşünüyordun? Neyse... Orada biraz düşünürsün" diyerek Kete'nin gözlerine baktı ve "Usulca teslim ol, Kete. Daha 3 kardeşini daha yakalamam lazım" dedi.
Siprat kılıcına elini atacakken Kete "Bekle, Siprat. Bu çocukta normal olmayan bir şeyler var" demesiyle Fin alkışlamaya başladı ve "Daha dövüşmeye başlamadan anlayabilene ne desem ki? Akıllı mı keskin görüşlü mü? Neyse... Önemli değil ne diyeceğim. Gün bitmeden tüm Te Kardeşlerini zindana atacağım" diyerek kılıcını eline alıp duruşunu aldı.
Siprat kılıcını çekip bir anda ortadan kayboldu. Elektrik Ayakları tekniğini kullanmıştı. Bu teknik sayesinde gözle görülmeyecek bir hızda hareket edebilirdi.
Siprat oradan oraya hızla hareket ederek Fin'in hiç beklemediği bir yönde belirip kılıcını salladı ama Fin "Buldum seni..." diye mırıldanarak kılıcını saptırıp boğazından kavradığı gibi yere çarptı ve "Ni i Toç Yej" demesiyle yerden sarmaşıklar Siprat'ın tüm bedenini kavradı.
Toprak, Elektrik Yaratılışının zayıf noktası olduğundan Siprat hiçbir şey yapamadı ve sarmaşıkların sıkıca kavramasıyla nefessiz kalıp bayıldı. Bu olduğunda sarmaşıklar gevşedi.
Geriye sadece Fin ile Kete kalmıştı. Kete "Sen bir Fianir olamazsın" diyerek şaşkınlıkla baktı. Fin ise "Hiçbir şüphen olmasın ki ben sıradan bir insanım. Sadece çok fazla Cadı avladım" diyerek ondan tarafa yürümeye başladı. Yürürken "Bana karşı kazanamazsın, Kete. Teslim ol" dedi ama Kete'nin kahkalalar atarak gülmesiyle Fin durdu.
Kete çok fena gaza gelmiş gözlerle ona baktı ve kılıcını eline alarak "Dene bakalım, ufaklık" demişti. Fin'in saçları kırmızılaşmaya başlamıştı. Sinir olduğu bir kelime daha söylenmişti çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Korku-Gezgin Kurt Savaşçısı (Düzenlendi 4-19 Eylül)
Fantastik"Minelia" adındaki gezegende geçen bu hikayede "Fianir" lakabıyla anılan "Gezgin Savaşçılar", Tanrı tarafından kutsanıp özel güçlere sahip "Migar"ların aksine sıradan insan olmasına rağmen bir Migar gibi savaşıp canavar avlayabiliyorlardır. Hikayemi...