Selam ışıldayan yıldızlar
Şimdi hemen kendinize sessiz bir köşe bulun ve hikayemize kaldığı yerden devam edin .:)
Keyifli okumalar!
Booool bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen⭐
*
Yok olamaz erken daha biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilim henüz...17.Bölüm: Eskiden Mutluyduk...
*"Büyüyünce nasıl bir insan olmak istiyorsunuz?"*
Gözlerimi açmıştım. Kahverengi gözlerini bana dikmiş bana bakıyordu. Telaşlı gözüküyordu.
Neden telaşladığını anlamaya çalışıyordum. Hatırlamaya çalışıyorum. Hatırlamak istemediğim anıyı hatırlıyorum.
İnci'nin Eski Bir Anısı...
Annem ben küçükken arkadaşlarımla oynamamı izin verirdi. Cuma günleri bizim için şenlik günüydü. O günü vazgeçilmez yapan çuval yarışlarıydı. Yine bir cuma günü çuvallarımızı giyip yarış yapıyorduk. Yine çok mutluyduk. Annemler de içeride oturup bize bakıyorlardı. Her başladığım da şu sözleri söylerdi: "Kızım bu dünya da iki şık vardır. Birinci şık kaybetmek, ikinci şık ise kazanmaktır. İkisinin arasında fark vardır. Çaba bile göstermeden pes edip kaybetmek, çaba gösterip kaybetse de yine de yılmayan yıkılmayan bir insan olmak. Sen sen ol İnci her zaman güçlü dur kızım. Elinden geleni yap. Kazanamazsan üzülme çünkü sen bilmeden kazanmış olursun." Bu sözü çok seviyordum. Bana bu sözü söyledikten sonra ben de daha mutlu oluyordum. Çuval yarışını her zaman Melek kazanıyordu. Kazanan kişiyi kıskanmak yerine parti yapardık. Herkes toplanır ve kazanan kişiye istediği soruyu cevaplandırırdı. Bugün ben kazanmak istiyordum. Herkes sırayla çizginin gerisin de dururdu. Sonra düdük çalar ve koşardık. Bir anda baştayken şimdi sona yaklaşıyordum. Melek bana az bir mesafede yaklaşmaya çalışıyordu. Çizgiyi geçmiş ve kazanan olmuştum. Bu sefer kazanan bendim. Annem kucaklayıp beni döndürüyordu. Annem'in kucağından indiğim an arkadaşlarım bana sarılıp tebrik ettiler. Bu his çok güzel bir histi. Herkes dağılıp akşamı beklemeye başladı.
Akşam güzel çınar ağcının altında masada annemler oturuyordu. Herkes gülümsüyordu ve bu beni çok mutlu ediyordu. Annemler masada oturuyordu. Bizde yere yorgan serip yıldızlara doğru bakmaya başladık. Bu sefer soruları ben soracaktım. Herkes beni bekliyordu. Sorumu düşünmeye başladım. Bu soru hem güzel hem de içten olmalıydı.
"Büyüyünce nasıl bir insan olmak istiyorsunuz?"
Beş arkadaşım da tek tek cevaplamaya başladı.
"Ben olsam zengin ve güzel bir kız olmak isterdim." demişti. Aslında Melek sarı saçlı güzel mi güzel bir kızdı.
"Ben de özel güçleri olan bir çocuk olmak isterdim." demişti. Burak da hayalperest bir çocuktu. Bu özelliği onu gizli bir hale dönüştürüyordu.
"Ben de hem zengin olmayı hem de yaşlılara yardım etmek isterdim." demişti. Aslı da çok yakın hissettiğim bir arkadaşımdı. Aslı yardımsever ve güzel bir kızdı.
"Ben de sevdiğim insanların resimlerini çizip onlara hediye etmek isterdim. Yani ben büyüyünce sevdiğim insanları mutlu etmek isterdim." demişti. Kaan bunları söyleyince ben de gülümseyerek dinliyordum.
Herkes sorumu cevaplamıştı. Şimdi sıra bendeydi.
"Ben de resim çizip kazandığım parayla ihtiyaç sahiplerine verirdim. Bir de konserlere gidip müzik dinlerdim." demiştim.
O akşam bu grubumuza ad verdik. Hepimizi anımsatacak ad.
O akşam yıldız kaydı ve bizim de grubumuzun adı da belli oldu.
GÖKYÜZÜNÜN YILDIZI...
✨✨Gökyüzünün Yıldızı✨✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün Yıldızı
Teen Fiction"Yıldızlar gibi parlamak gerekirken soldum ben ama o kişi geldiğinde yeniden parlamaya başladım." *** Mutluluğu hayal edin. Mutluluğu hayal ederken gülümsemenizi... Bende mutluluğu hayal etmiştim. Hayallerimin kabusum olacağını bilmeden... Kabusum...