31.Bölüm👉Kirpiğinin Tanesini Bile

591 85 34
                                    

Medyada ki şarkı ile okumanızı tavsiye ederim😉 Haklısınız. HiraiZerdüş'ün şarkılarını çok seviyorum ve bu dramatik bölümler ile çok güzel oluyor bence😏😏😏

Kapı çalınmıştı fakat Zorlu, pişmanlıklar da kaybolduğu için duymamıştı.

Endişe ile kapıyı açan Doğan, Zorlu'yu elinde bir kağıt ile yerde görünce kaşları çatıldı.

Etrafa baktığında Dalga'yı göremeyince "Zorlu ne oluyor, Dalga nerede?" diye sordu.

Anlamıştı! Fakat bunun olmamasını diliyordu. Kendisini duyamayan arkadaşının yanına eğilip elinde tuttuğu mektubu aldı ve okudu.

Yüzünü hüzün kaplarken genç adamın kolundan tutup oturduğu yerden ayağa kalkmasını sağladı.

Zorlu'nun bu yıkamış hali ise kalbini sızlatmıştı. Hala daha boş gözler ile gözyaşı döken arkadaşına endişe ile bakıp Zorlu'yu sarstı ve "kendine gel" diye bağırdı.

Kendisine gelen Zorlu"O..o, gitmiş...Beni bırakmış...ama haklı gitmekte. Ben onu hak etmiyorum" diye acı çekerek konuştu.

Arkadaşının bu dediklerine üzülen Doğan'ın, aklına sevdiği kadının aslında dolandırıcı çıkıp her şeyi aldıktan sonra kayıplara karışması geldi.

Zorlu'nun durumu kendisinden çok farklıydı. Çünkü Dalga ile Zorlu birbirlerini seviyorlardı ama o meğerse aşkının karşılığını hiç alamamıştı.

Bu düşünceleri aklından def edip Zorlu'ya odaklandı.

"Dalga'yı bulacağız... öncelikle bu halinden kurtul" dediğinde bunun hiç de kolay olmayacağını nereden bilebilirdi ki.

"Bulacağız değil mi?" diye umutla konuşan Zorlu, aklına gelen fikir ile cebinden telefonunu çıkartıp rehbere girdi ve Dalga'yı aradı.

Telesekreterin sesini duyduğunda umutları azalmaya yüz tuttu.

Ancak umut yaşam olduğu sürece tükenmezdi. Ufak da olsa yüreğin bir köşesinde bulunurdu.

Telefonun kapalı olduğunu bile bile tekrardan genç kızı aradı.

Doğan, bakışlarını Zorlu'dan ayırıp odada dolaştırdında bakışları makyaj masasının üzerindeki telefonu buldu.

Umudu azalsada aramaya devam eden Zorlu'nun elindeki telefonu çekip "Dalga'nın telefonu şu mu?" diye makyaj masasının üzerindeki telefonu göstererek sordu.

Bakışları telefonu bulan Zorlu'nun nefesi kesildi. Sevdiği kadını bulmak daha da zorlaşırken hızlıca makyaj masasına yönelip telefonu eline aldı.

Kapalı telefonu açtığında SIM kartının olmadığını anladı.

Kalbinin acısı geçmezken her geçen saniye biraz daha artıyordu.

Elbise dolabına yönelip kapağı kaydırdı. Genç kızın, elbiselerini gördüğünde bu kıyafetlerin kendisinin Dalga için aldığı kıyafetler olduğunu anladı.

"Nereye gitmiş olabilir? Benim onun için aldığım hiçbir şeyi götürmemiş...Doğan onu bulalım... ben onsuz yapamam... O, benim sevdiğim kadın...Hayatımın aşkı, anlamı, nefesim... O, olmasa ben ölürüm...sen haklıydın... Ben Dalga'ya aşığım hem de delicesine, ölümüne ama... seni dinlemedim ve kafamın dikine gittim" diyen Zorlu'nun gözleri yine dolmuştu.

Bugün ilk defa Zorlu'nun ağladığına şahit olan Doğan, arkadaşını mutluluğa kavuşturmak için her şey yapardı.

Aralarında kan bağı olmayabilirdi fakat birbirlerini kardeş olarak görüyorlardı.

Aşᴋ Vᴀʀ Lᴀɴ!!! (Zᴏʀʟᴜ'ɴᴜɴ Zᴏʀᴀᴋɪsɪ)  TAMAMLANDI√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin