Merhabaalaaar,
Arayı daha uzun tutacaktım ama dün akşam elim günlerdir girmediğim whattpad'e gitti ve o an yazmaya ihtiyaç duyduğumu fark edip bunu geri çevirmedim..
Bir İzmirli olarak hepimize tekrar geçmiş olsun demek istiyorum.. Umarım bundan sonra gerekli şeyler yapılır .. Söyleyecek pek bir şeyim yok çünkü hiçbir cümle giden canları geri getirmeyecek.. Hepimizin başı sağ olsun..
Bir şeyler karaladım, pek okuyasım yoktu ama bölüm bekleyen varsa diye düşünerekten salıyorum.
Hepinizi seviyorum, yorumlarınızı okuyacağımm
-reina
ÖZGÜR
Yanımda huzurla uyuyan bedeni, sanki her an gözlerini aralayıp beni yakalayacakmış gibi suçluluk hissi ile izliyordum. Ama ağır ağır inip kalkan göğsü ve yorgun düştüğü için kolunu dahi kıpırdatmayışı derin bir uykuda olduğunu belli ediyordu. Onu sahilde ilk gördüğümde yanımda Melek'in var olduğunu bile unuttuğumu hatırlar gibi oldum. Melek ile ilişkimiz Doruk'u görmeden yalnızca yarım saat önce hararetli bir şekilde kavga ederek bitmişti. Sakinleşmek için Thor'u son kez birlikte yürüyüşe çıkarmıştık ve o karar beni Doruk'a getirmişti. O anki hayatım ile şu anki arasında milyon tane fark vardı ve hepsi için minnettardım.
Benim saçım hiç okşanmamıştı. İçerisine doğduğum evde hep parmak ucunda gezer, göze batmamak için sessizce bir köşede geçirirdim tüm zamanımı. Görünmezdim ve görünür olmak için babamın arabasına binmem gerekmişti. O yaz akşamında yediğim dayak ve sonrasında hastanede geçen günlerim ne kadar zaman geçerse geçsin beni bırakmayacaktı. Hayatımda bir daha o kadar korkacağımı sanmıyordum, ve bu korkuya rağmen o kişiyle aynı evde senelerimi geçirmek zorunda kalmış olduğuma inanamıyordum. Lise yıllarında bir an önce üniversiteye gideyim diye her gece yatmadan dua ederdim. Bu evden kurtulmamın tek çaresi oydu çünkü. Evden kaçmak çözüm değildi ve eğer kaçıp da geri dönersem o yediğim dayağın üç katını yiyeceğine inanıyordum. Korku seneler boyunca hissettiğim tek duygu olmuştu ve şimdi saçlarımı okşamak için uzanan bir çift el vardı.
Ben iyi değildim evet. Ama Doruk ile yaşadığım şey beni daha iyi yapıyordu. Melek hayatıma ilk girdiğinde ona ne kadar aşık olduğumu sandığımı hatırlıyordum. Doruk'a karşı duyduğum heyecan o zamankinin neredeyse iki misliydi. Melek'i sevmiştim ama ona bakarken hiç yüreğim titrememişti. Onu kollarıma aldığımda hiç başka bir yerde olmak istemediğim olmamıştı. Ona sığınmıştım evet, çünkü o güvenilirdi. Gereksiz yükselişlerime, gel gitlerime, gecenin yarısı uyanıp ağlayarak sarhoş olmama alışmıştı. Doruk'u bu hayata çekmek istemiyordum ve bunun tek yolu onunla olan hayatıma uyum sağlamaktı. Bunu yapabileceğimi biliyordum. Onun da çeşitli sebepler ile terapi gördüğünü biliyordum. Beni ondan daha iyi anlayabilecek birisi olamazdı..
Ara ara içimi yoklayan kıskançlık duygusuna hakim olabilirsem, aramızda olan şeye alışmış olduğumun farkındaydım. Birine sırılsıklam aşık olup onun uğruna hayatını mahvettiğini az çok biliyordum. Bu konuda konuşmak istemiyordu ve açıkçası ben de dinleyebileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden bu hakkında ismi dışında pek bir şey bilmediğim bu adamı ve ona karşı hissettiği duyguları düşünmemeye çalışıyordum. Bana baktığında göz bebekleri titriyordu. Beni öptüğünde kalbinin nasıl çarptığını avcumun içinde hissetmiştim. Bana güvenmiyordu ve pek de güven veren bir tipim olmadığı ve geçmişinde yaşadıklarını anlayabildiğim için bu duruma içerlemiyordum. Güvenini kazanmak ve bunu hak ederek yapmak tek isteğimdi. Bunun için elimden geleni yapacaktım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DORUKTA // bxb
RomanceGözleri başkasına bakan, kalbi başkası için atan bir adama aşıktım. Ayaklarım yürüyüp gitmek istiyor, fakat diğer tüm uzuvlarım kalmak için yalvarıyordu. Bana kör birine aşık olmuştum ama hayatımı değiştirmem, onu aklımdan çıkarmam gerekiyordu. Ben...