otuz altı

794 68 60
                                    

 Dün Özgür'ün ailesini kapıda gördüğüm anda öyle sarsılmıştım ki, o gayet rahat bir şekilde hayatına devam edebilirken ben hala kapının önündeki o ana takılı kalmıştım. Bir şey beni rahatsız ediyordu ve ancak günün sonunda bunun Özgür'ün hayatında bir anne baba figürü olmayışı olduğunu fark edebildim. Çamaşır makinesini yemekten önce çalıştırmak için gittiği banyodan dönüp kendini kanepeye yanıma attığında ona doğru dönerek sordum.

'Ailemle tanışmak ister misin?'

Başı ani bir şekilde bana doğru döndüğünde gülmemek için yanağımın içini ısırmak zorunda kaldım. Şaşkın bir şekilde yüzüme bakıyor ve ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu. Uzanıp hafifçe burnunu sıktığımda elimi hızlıca tutup çekti ve

'Şaka mı yapıyorsun?' diye sordu. 

 Elimi tutan elini sıkıca kavrayarak parmaklarını benimkilerin arasından geçirdim. Gözlerimi ellerimizden ayırmadan başımı iki yana salladığımda

'Nasıl yani? Ne zaman? Ne olarak?'

'İstediğin zaman, sevgilim olarak.'

Gözlerini kısıp yüzümü incelediği esnada kendimi tutamayarak güldüm.

'Niye şaşırdın bu kadar anlamadım?'

'Yavrum yani, ne bileyim. Nerden çıktı bu durup dururken?'

'Bir yerden çıkmadı. Manitamı ailemle tanıştıramayacak mıyım?'

Stresli bir biçimde bakıyordu artık. 

'Nasıl tepki verirler bilmem ki? Kızmasınlar?'

'Gel bakayım buraya.'

Dediğimi yaparak bana iyice sokuldu. Başını göğsüme yaslayıp hafifçe dizimi okşamaya başladığında yumuşak bir sesle

'Ailem eşcinsel olduğumu zaten biliyor. Daha önce onları biriyle tanıştırmadım çünkü ciddi bir ilişkim olmadı. Açıkçası verecekleri tepkiyi bilmiyorum ama kötü olmayacağı kesin. İkisi de seni çok sevecekler inan bana. Tek istedikleri mutlu olmam.' dedim.

'Bilmiyorum Doruk. Hazır mıyım buna emin değilim.'

'Beni seviyorsun değil mi?'

'Çok seviyorum.'

'Ben de seni çok seviyorum. Birbirimizin ailesiyiz biliyorum ve bunu bir adım öteye taşımak istiyorum. O yüzden Cuma mesai çıkışı annemlerin evine gidiyoruz ve iki gün orada kalıyoruz.' 

 Kafasını kaldırıp kararsız bir şekilde baktı bana. İkna olmaya hazır olduğunu ama korktuğunu da biliyordum. Aile kavramını doğru düzgün bilmiyordu ve bilmediği bir şeyin içine girmek onu doğal olarak korkutuyordu. Yine de cuma gününe dek bu konuyu bir daha açmadı ama iş çıkışı ufak bir valize eşyalarımızı yerleştirmeme yardım etti. Annemler bize bir saat uzaklıkta bir sitede oturuyorlardı. İşler yoğun olmadığı takdirde ayda bir iki kere yanlarına gitmeye özen gösteriyordum ama Özgür'e de söylediğim gibi onları daha önce kimseyle tanıştırmamıştım. Annem geleceğimiz için çok mutluydu, babamın ise çok meraklı olduğunu söylemişti. Nasıl biriyle karşılaşacaklarını çok merak ettikleri seslerinden belliydi. 

 Arabayı sitenin içine park ettiğimde bir saattir ağzını bıçak açmayan Özgür'e dönerek kemerini çıkartması için göğsüne hafifçe vurdum. 

'Sana istemediğin bir şeyi mi yaptırıyorum?'

'Hayır tabii.'

'O zaman suratının hali ne?'

DORUKTA // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin